bugün

ekonomik krizin faturasını 1973 yılında rahmetli olan ismet inönü'ye çıkarmaya çalışan başkanlık sistemi elemanlarının uydurduğu yalandır.

bakınız türkiye tüm bm ülkeleri gibi 1947 yılında imf'ye üye olmuştur.
imf'ye üye olmak demek, imf'den para almak demek değildir.

1958 yılına gelindiğinde türk ekonomisi krize girmişti, dış borcumuz 256 milyon dolardı ve bunu ödeyecek bir kaynağımız yoktu.
http://www.milliyet.com.t...detay/1707241/default.htm

menderes kriz yükünün altından kalkmak için önce almanya'nın kapısını çalmış, turgut özal'ın uzman olarak bulunduğu görüşmede almanya'dan 649 milyon alman markı kredi istemiş, lakin almanya'dan sadece 50 milyon mark kredi alabilmişti.

bunun üzerine 1958 yılında adnan menderes hükümeti memorandum kararı almış ve imf ile istikrar paketi antlaşması yapmış, imf'den ilk dış borç da 1958'de alınmıştır.

bakın bunun kitabı bile var;
https://www.kitapyurdu.co...3-temmuz-1958/241648.html

menderes'in istikrar programı için kaynak;
https://www.mevzuatdergisi.com/2004/04a/02.htm

(2.4 kısmına bakınız)

her neyse.
ilk dış borçlar, gerek almanya'dan, gerek imf'den menderes tarafından alınmıştır.

gelelim konunun inönü ile olan ilgisine.

menderes hükümetinin imf ile borç için anlaşması sonrası imf ile bir stand by antlaşması imzalanması gerekmiştir.
lakin araya 27 mayıs 1960 darbesi girince bu stand by antlaşması tarihi süresi ileri alınmış, 1 ocak 1961 tarihinde ismet inönü hükümeti tarafından imzalanmıştır.

işte bugün sayın cumhurbaşkanı, imf'den ve almanya'dan alınan ilk borçları değil, 1961 tarihinde imzalanan bu stand by antlaşmasını referans alarak "imf'den ilk borcu inönü aldı" diyor...

son olarak şuraya bir görsel koymak istiyorum;
görsel

fotoğrafın sağındaki yakışıklı adam bizim başbakanımız adnan menderes.
menderes'in konuştuğu kel adam ise mendes france'dir.

fotoğraf bay mendes'in 1958 yılında yaptığı türkiye ziyaretinde çekilmiştir.
mendes france o dönemin imf başkanıdır ve tam 6 defa türkiye'yi ziyaret etmiştir.

hayırlı imf'ler dilerim...
imf'den ilk borcun inönü döneminde alınmamış olması, ilk borcun inönü dönemi yüzünden alınmadığı anlamına gelmez. 22 Mayıs 1950 yılına kadar ülkeyi sadece ama sadece Cumhuriyet Halk Fırkası ve Cumhuriyet Halk Partisi yönetmiştir. Halk götüne don bulamazken aptalca yönetilen ekonomi bu hale gelmiştir. Geçen seçimde CHP kazanmış olsa içinde bulunduğumuz krizin sorumlusu chp mi olacaktı ? Aynı mantıkla alınan ilk borçta Menderes'in değil inönü'nün eseridir.

büdüt: neyini eksiliyorsunuz ? 2+2=4 olması işinize mi gelmiyor.
"imf'den ilk borcun inönü döneminde alınmamış olması, ilk borcun inönü dönemi yüzünden alınmadığı anlamına gelmez." ise, bu da osmanlı ve duyun-u umimiyenin anasını bellediği hazine ile ülke idare etmenin faturasının da o dönemki yöneticilere kesileceği anlamına gelmez. salaklığın alemi yok.

evet inönü döneminde münferit olarak abd den borç alınmıştır lakin imf olarak ilk borç menderes döneminde alınmıştır.
herzamanki algı yönetimi zırvalarıyla milletin kafasını şişirme tantanısının yeni bir örneğidir.

bi de kendini cool zannedip kaynak gösterip görsel paylaşıyor beyinsiz.

şimdi tespitlere gelelim! bu tarz, yani doğruyu 3 4 derece kaydırıp, gerçeğin içerisine, en önemli ve hassas noktalarına yalanlar sıkıştırmak, tam bir fetöcü işi. bu yüzden tebrik ediyoruz. türünün az kalan örneklerindensin.

bak gerçek ismet inönü bu!

dikkat! aşağıdaki metnin tamamı, resmi cumhur başkanlığı arşivindendir.
7 Şubat 1940 günü Çankaya Köşkü Umumi Katibi (Genel Sekreteri) Kemal Gedeleç, Paris Büyükelçisi Behiç Erkin’e “Hususi” ibareli bir yazı yazar:

“Reisicumhurumuzun mahdumları (oğulları) için Delahi (Delahay) marka bir spor otomobili almak istiyoruz. Motörü sekiz silindirli olmak şartile bu markanın güzel modellerinden bir otomobilin bedeli serbest dövizle ödenmek ve istanbul’da gümrüksüz olarak teslim edilmek şartı ile, kaça alınabileceğinin lütfen, iş, arını ve mümkin olduğu takdirde intihap edilecek modelin bir de resminin irsalini derin saygılarımla rica ederim.”

18 Nisan 1940. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri’nin hususi yazısı bu kez Londra Büykelçisi Tevfik Rüştü Aras’a gitmektedir:

“Pek Sayın Bay Dr. Aras,

Londra’da Regent Streette kain Morny mağazasında satılan ve reklamı ilişik ilan da bulunan traş sabunundan iki düzine gönderilmesine müsaadelerini diler, bilvesile derin saygılarımı teyit eylerim.”

PARiS'TEN BiLARDO TOPLARI

5 Nisan 1940. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Gedeleç’ten, yine Paris Büyükelçi Behiç Erkin’e:

“Reisicumhurumuzun bilardoları için lüzum hasıl olan ve müfredatıyla satıldığı mağaza adresi ilişik muhtırada yazılı bulunan levazımın tedarikine ve faturasıyla birlikte gönderilmesine müsaadelerini rica eder, bilvesile derin saygılarımı yenilerim.”

Aynı yıl. Çankaya Genel Sekreterinden “Şifreli” telgrafın gittiği adres Bükreş Büyükelçisi ünlü entelektüel Hamdullah Suphi Tanrıöver:

BÜKREŞ'TEN TENiS TOPLARI

“Reisicumhurumuzun çocukları için ihtiyaç hasıl olan tenis toplarını memlekette bulamıyoruz. Orada tedariki kabilse iki düzine kadar alınarak münasip bir vasıta ile gönderilmesini değilse başka yerden tedariki çaresine bakılmak üzere bildirilmesini derin saygılarımla rica ederim.”

işgal altındaki Paris’ten Yahudileri Nazi soykırımından kurtarıp efsaneleşen Büyükelçi Behiç Erkin’in siparişler için 20 Mart 1940’ta Köşk’e gönderdiği cevaptan:

OTOMOBiLiN RENGi ÖZENLE SEÇiLiYOR

“Pek Muhterem Bay Kemal Gedeleç,

11 Mart tarihli emirnamenizle, 18 Mart tarihli telgrafnamenizi hürmetle aldım. Yüce Reisicumhurumuz için sipariş emir bulunan at elbisesini, bizzat kumaş numunelerini görerek sipariş verdim. Terzi kumaşları Londra’ya ısmarladı... Bir aralık kumaşların numunesini göndermeyi düşündüm ise de işin uzamaması için bundan sarfı nazar ettim. Bugün otomobil fabrikasına gittim. Boya, körük ve döşeme renklerini gördüm, kati karar veremedim. Otomobilin rengi için 1, 2 ve 3 numaralı üç numune takdim ediyorum… Lütfen bunların tetkikiyle hem otomobilin rengi ve hem de derin rengi için mesela (3 numara ve sarı deri) şeklinde telgrafla emirlerinize intizar ederim.”

ALTIN TUALET TAKIMI

Altın ve tuvalet kelimeleriyle Cumhurbaşkanlığı’nın yan yana geçtiği 1939 yılına gidelim son olarak. Buradaki tualet, tabii o tuvalet değil ama altınlar gerçek altın.

Siparişlerin verildiği istiklal Caddesi’ndeki Saran Kuyumcusu’nun sahibi Çankaya’nın Genel Sekreteri’ne yazıyor:

“istanbul’a yetişdim ve almış olduğum siparişlerle meşgul olmağa başladım. Altın kutular ve tualet takımı için lazım olan altını hesap ederek 400 adet altın liraya ihtiyacım olacaktır…

Tualet takımına lazım olan fırçalar, ayna , tarak, kristal şişeleri bugün telgrafla Paris’e sipariş verdim, bunlar zatıalinizin namına gelecek, ihtimal ki parçaların üzerine konulacak pırlantalar ve ipekli kadife burada bulunmadığı takdirde onları da Paris’e sipariş etmeğe mecbur olacağız…”
al sana ismet inönü.
şimdi adnan menderesin adını ağzına alırken dikkat et, bu kadar debdebeden sonra ağzın yara olur.

ayrıca muhtelif zamanlarda ismet inönü, imfden önceki emperyalistlerden borç para değil altın almış, bu altının geri ödenememesi yüzünden türkiye sürekli borç alıp ismet amcanızın aldığı altınların faizini ödemek zorunda kalmıştır.
adnan menderesin de imfle borç anlaşması yapmasının sebebi, mustafa kemalden sonra ismet inönünün ülke idare etmedeki beceriksizliğinin sonucudur.

herşeyden önce bir insan dürüst olmalıdır.
kendi idolojisinin doğruluğunu kanıtlamak için, insanların algısını yönetip gerçek olmayan bilgilerin doğrulara uydurulması sanatını icra ederek fikir üretmenin adı bilgelik olamaz.

yani koçum yemiyoruz artık bunları, bence sen git bunları yeni paydaşlarınla birbirinizin eski günlerini yadederken gaz verip pompa yapmak için anlat...