bugün

amatörce ama süperdir. davulun 1 bageti olduğundan stüdyo sahibi abinin arkadaki davul odasında "biri düşürmüştür belki" diye 2. bir baget araması, yanınızda "davul çalacağım" diye gelen kuzenin psp oynaması, stüdyoda buluşmak üzere anlaştığımız arkadaşımızın gelince gitarının floyd rose lu olmasının sonucu akordunun bozuk çıkması, buna rağmen o harika müziği yapabilmek... en süper deneyimlerdendir.
+olm sesim bi garip gelıo
-benim amfinin önünde duruyosundur ondan..

ah ahhh...
x:stüdyo mu? ben ankara'da görmüştüm.
y:ne işe yarıyor peki?
x:vallahi hiç hatırlamıyorum. *
mesela içerim ben bu akşam çalınca albüm çalışmalarına başlayabilirsiniz bu deneyimler sırasında. tehlikeli bir dönem.

metalciyseniz for whom the bell tolls. kafa sallamak kopmak forever.
ilk deneyimde master of puppets çalmak da olabilir***. studyoya girildikten 15-20 dk sonra heyecan azalır el titremeleri son bulur ve hafiften eğlenmeğe bile başlanabilir. bir süre sonra hiç bir şey çalamadığınızı anladığınızda doğaç yapmaya başlanır, sonra bir eğlence alır kendini ki sorma gitsin. studyo bittikten sonra bugun ne çalabildik sorusuna olsun olsun en azından kendimizi/birbirimizi tanıdık denilir.*
heycan vericidir ve genelde unutulmaz. fakat bazen öyle şeyler yaşarsınız ki insanı bırakın stüdyoyu müzik dinlemekten bile soğutur. gittiğiniz stüdyoda çalışan kişinin size yaklaşımı çok önemlidir. 2. davula oturuşum ki kendisi ilk stüdyoya gittiğim güne takbül eder; the beatles - come together çalmaya çalışmanın yanında - ne akla yaptığımızı halen anlamakta güçlük çekerim - hücüm kayıt almıştık. değişik şeyler, ilkler güzel.
4-5 tane kazmanın aralarında para toplayıp çok mühim birer müzisyen edasında gittikleri stüdyoda oluşan deneyimlerdir.
bu kazmalardan biri bendim tabi, o zamanlar karizma tavan, bagetler arka cepte, saçlar uzun, dağınık...
bu tarifteki diğer kazmalarla yolda yürüken millet durup durup bakar, sakarya gibi bir şehirdeyiz ne de olsa, sivrilmek kolay, görünüş o biçim, serde heyecanlar, karizmada tavanlar...

sonra stüdyoda ayarlar yapılır, o şöyleydi, bu böyleydi, akorlar, şarkılar, mikrofon, davulun sözümona ayarsız oluşu...

ve ilk adım.. bagetler 3 kez havada birbirine değdirilir. başlanır piyasa parçalar ya da metal tadında parçalar çalınmaya...

birazdan solo kısmı, kendinden geçen, yüzünde agresif ifadeler barındıran arkadaş...

lead anları, kasılan yüzler, sallana kafalar...

davulda lars gibi, mike gibi ataklar yapmaya çalışmak, beceremeyişler, sıçışlar... karıştırılan ritmler...

sesi hiç duyulmayan bas gitar...*
kafasına göre takılan, kendi şovunu yapan genç müzisyen adayları...

arada verilen mololar, çok iş yapmışız edasında yakılan sigara, çalınacak yeni parçalar üstüne sohbetler...

sonra enstrüman değişimi, gitar vokale, vokal basa, bas elektro'ya, elektro davula, sonra hepsi davula tadında hareketler...

stüdyo saatinin dolması... aletleri toplayış, kulakta ekoların uğultusu, içmeye gidiş...

bugün de iyi çaldık heee.... * *
annemden gizli bir arkadaşımın vasıtyasıyla bir basçı bulmuştum. ben elektro çalıyordum. vokale ise bizim sınıftan bir çoçuğu düşünmüştüm işte 4-5 parça ayarladık kafamıza göre hadi dedik stüdyoya.o gun çok yağmurlu ve soguktu taksime gitmek için okul çıkışı her yeri çamur olan maçka parkından inönüye inmeye başladık. ayağımda converse oldugu ıcın cıvık cıvık olmuştu. sonra taksime çıktık bir fırtına varki sorma. diğer bir arkadaşı bekledik 10 dk sonra geldi yanımıza. ama basçı eleman trafıge takılmış daha ortalarda yok. daha önce o stüdyoya hiç gidilmediğinden başladık istilalden aşağıya aramaya. internet sitesinde taksim emniyetin karşısı yazdıgından sora sora indik beyoglunun aşağılarına bir müddet oralarda takıldıktan sonra arkadaşlar geldi. ama stüdyo saatini 15 dk geçmişti bile taksimin aşağılarında bi o yana bi bu yana stüdyo aramaya başladık. önümüze bir sürü travesti çıkmaya başladı hafiften tırstım. hem her tarafımın ıslanması hem annemden gizli iş çevirmem hemde travestileri görünce iyice moralim bozuldu. sonunda anladıkkı yukarı taraflardaki taksim emniyetin ordaymış. efenim biz sırılsıklam girdik stüdyoya da geç kalmışısız. işte öttürmeye başladık. vokaldeki arkadaş okulda artislik yapıyordu ama stüdyoda sesi bi değişti utandı söyliyemedi. benim kafamıın üstünden hala sular damlıyordu o sırada. bizde basçı arkadaşla biraz kendi aramızda takıldık. davul nasılmış falan derken 30 dkda zaten dolmuştu. vokaldeki arkadasın yanında parası yoktu onuda ben çekmek zorunda kaldım. sinirm iyice arttı ve üstelik hiçbir parçayı çalamamıştık doğru düzgün. eve donerkende mınıbuste tuhaf tipler gördüm annemdende gizli yaptıgım için bi vicdan azabıyla karısık bir duygu vardı. hayır daha öncede ondan habersiz çok şey yapmıştımda nedense bu sefer bir tuhaftım. ondan sonraki aylar stüdyo deyince gitmek istemezdim bir türlü. ama şimdi grubu aşağı yukarı toparladık ve bu sefer acemılıklen degıl yerını yurdunu bildiğmiz temiz bi yere gidicez haftaya. hadi inşallah bu sefer güzel olurda su kötü maceranın üstünü örtmüş olurum.