bugün

sıçmaya tıpamın yemediği tuvalettir. sabah gireyim dedim, kendimi çernobil'e müdahale eden itfaiyeciler gibi hissettim.
Bulduğun gibi bırak prensibi uygulansa, ilk girenden itibaren, sorun olmaktan çıkar, oysa ki.
iş yerindeki çalışan sayısıyla ters orantılı olarak hijyen kalitesi düşen tuvalettir.
Bazı insanlar var öğlen ne yedikleri tuvalet elceğinden ve tuvalete bıraktıkları kokudan anlaşılıyor.

Misal elceğe dokunur dokunmaz, yağlı yemiş orospu çocuğu diyorsun, içeri girince buram buram kuyruk yağı kokuyor. Hımmmm yeni sıçmış ağzına sıçtığım diyorsun. O yüzden akıl sağlığını korumak adına mecbur kalmadıkça işyerinde tuvalete gitmiyorum. Sen de gitme. Çok zorda kalırsan opet’in tuvaletine git. Opet tuvaleti insana huzur veriyor.
işemeye girersin, rezil haldedir, kol gibi boK sana bakıyordur, koku felaket falan.

Ama en kötüsüde tam sen çıkarken başkası girer ve o an dönüp bakar sana iğrenç bir surat ifadesiyle sanki senmişsin gibi bunu yapan.
düşündükçe, "evde kal" çağrısında ne kadar mantıklı olunduğunu gösteren tuvalettir. bunu bizim iş yerinin yine de makul ölçülerde temiz bırakıldığına şahit olarak söylüyorum. diğer iş yerlerine iyi hijyenler dilerim.
Bazılari klozette sanatsal çalışma bile yapiyor. Kucuk firca darbeleri gibi dag resimleri falan.

Bir de bunu yapan egitimli beyaz yakalilar ha...