bugün

ruhsal yönden rahatlamak.
bu yazının hiçbir amacı yoktur,
masamın üzerinde ve çok yakınımda duran bir kalemin,
bu kağıt parçasına dokunma çabası dışında

günlerden rüzgar ya da bulut olmalı bugün,
aylardan si bemol.

Üst üste duran kitap yığınından aklımda kalan tek kelime "ses".
bir sokak ismi olmalı bu.
bulvara çıkan bir cadde;
evlerinin arasındaki asılı ipte çamaşırları olan,
sütyen çoğunlukla, biraz da yoksulluk.
ucuz edebiyat olsa gerek bu,
beyaz çarşaf kıvamındaki...
ki kıvam kelimesi burada,
tamamen ahenk kaygısından.

takılıp kaldım yine kelimelere, belirteçlere
yok mu şöyle, tüm sayfaları içeren tek bir kelime?
uzun diyaloglardan bizi kurtaracak bir "durum zarfı, sıfatı, ilgeç'i, bağlaç'ı, çözgeç'i.." yok mu ?
"selam" gibi bir söz olsa misal,
iki kişi olmadık bir yerde karşılaştığında, başlarını eğerek bu kelimeyi söylese,
öyle bir aydınlanma gerçekleşse ki;
tüm diyalogların üzerinde bir anlaşmaya varılsa.
bir nevi huzur bulma,
ruhun alkışı,
imge zenginliği vuku bulsa.
çözülmese de olur, sıkıntı değil;
Birileri Huzur Bulsa..!
"pencereden bakıldığında zar zor seçiliyordu çiseleyen yağmur. arkasında siyah fon olan küçük bir kedinin miyavlamasına karışıyordu rüzgar ve yere düşen damlaların oluşturduğu sesler.. adeta doğanın şarkı söylemesi gibi, huzur verici, sakindi bu soğuk gün. içeride yanan sobaya rağmen, pencerelerin hepsini açmış, o ıslak toprak kokusunu çekiyordum içime. çektikçe kış oluyor, soğuyordum. bulutlar ıslanmış pamuk bezeleri gibi grileşmiş, ağırlaşmış, güneşin sıcağını çekip alıyordu üstümüzden.. ne hüzünlü gündü; ışık bile bir ayrı buruk giriyordu pencerelerden içeri... o an elime tutuşturulan bir bardak sıcak çayla yerimden sıçradım. kanepeme kurulmuş, sobayı arkama favori penceremi önüme almıştım ki, tüm rüya bir anda sona erdi. bir çayın hayatıma girmesinin bende yarattığı huzursuzluğun nedenini anlayamamıştım. umutsuzca başımda dikilen o sevdiğim insana döndüm. bana müşade altında olması gereken bir akıl hastasıymışım gibi bakmaktaydı ki göz göze gelince birden sevecenleşti. işte o an gözlerinde onun da beni ne kadar çok sevdiğini okuyabildim, huzur buldum..."
Yasemin Öztemür(ben)
bir tek şarkılarda mümkün olandır. *
Ufak şeyleri dert etmeyin! · Erkenden kalkmaya alışın! · Hayatı olduğu gibi kabul edin! · Tenkit etme isteğinizi bastırın
görsel
insanın psikolojik olarak kabul ettiği bir tür ruhsal arınma.

Ve sonra tüm beyazlar gitti. Hepsi birden bire kayboldu.
Allah geldi ve huzuru yarattı.
Kadının beyazıni aldı ve insanlığın siyahini bıraktı.
Lütuf için önce varlığı sonra yokluğu sonra hiçligi verdi.
Sonra tüm tanrılari öldürdük.
Sadece beyazı kaldı tanrısı gitti.
Ve Yaratıcı'nın huzurunda huzur bulundu.
Tanrılar ise ölmüştü.