bugün

sadece altı hukuk fakültesinin olduğu eski zamanlara özgü ayrıcalıktır.

yine hukukun üstünlüğünün ihya edileceği, fakülte sayısının gerektiği düzeye indirildiği günlerde aynı ayrıcalığa kavuşacağınıza inanınız ve enseyi karartmayınız sevgili hukukçular.
Suan ayrılacalık göremiyorum artık en boktan üniversite de bile fakülteniz olduğu için günden güne hukuk sıradan bir şey olacak. Umarım bir çok üniversiteden kaldırırlar fakülteyi.
hukuk hiç bir zaman sıradanlaşmaz, evet fakülte sayısı çok olabilir, mezun sayısı da çok olabilir fakat, önemli olan bu fakültede ne kadar çok insanın okuduğu değil, ülkeye hukuku ne kadar çok sağlayabildiğidir. bu mesleği diğer meslek dallarıyla karşılaştırmaktan çok bu mesleği yapanları kendi içinde karşılaştırmak daha mantıklıdır. bana göre hukukçu olmak bir meslek sahibi olmak değil, bir görev irtica etmektir. ayrıcalığı diğer mesleklerden üstün yapmaz, daha fazla sorumluluk taşımasına neden olur.
(bkz: züğürt tesellisi)
Türkiye'nin yarısı ayrıcalıklıymış da haberimiz yokmuş dedirten başlık.
Yılda bir hukuk fakültesi 600 kişi alırken ayrıcalıklı olduğunu iddia etmek de ne biliyim şey gibi mmm şey işte...
Nihal denilen oksijen israfinin bize kanıtladığı ayrıcalıktır. Evet.
Ben hukukta işletme okuyorum bizim fakültede yer olmayınca dersler hep hukukta. Oluyor mu o. Ay olsun lütfen.
30 (otuz) yıllık hukukçuyum, başlığınızı görünce, aklıma binlerce söz, deyim geldi de; şu anekdotu anlatayım, kapatalım konuyu.

isviçre denizcilik bakanı türkiye'ye gelir ve ulaştırma ve denizcilik bakanınca karşılanır. Kabuller ve saire derken son akşam yemeğinde tüm bakanlarla birlikteyken, densizin biri;

- Ya sizin isviçre'de deniz yok ki, nasıl bakanı olur? diye sormaya kalkar...

Yanıt fecaattır:

"Sizde de adalet yok ama, adalet bakanlığı ve bakanı vardır."dır.

Demem o ki, öyle imtiyazla kendini övmeye kalkan başlıklar açmak, sizi utandırabilir. Unutmayın.
(bkz: bir tıp değil)
Tıp okumak da bir ayrıcalık değil tabiki.
birçok orospu çocuğu barındırabileceği gibi delikanlı ve hakikaten hak ve adalet gözetenlerin de olduğu meslektir. yalnız hak ve adalet gözetenlerin üniversite kapısından çıktıktan sonra sadece ev, yazlık ve cip alamayı gözettiği de görülmüştür. idealist olanlar ciddi azınlıktadır.
hiç unutmam, bi keresinde annesi avukat olan bir arkadaşla annesinin bürosuna gitmiştik. içeri genç bi adam girmişti. 24-25 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bu adam bişey sordu kadına. istese internetten de öğrenebileceği bir kaç saçma bilgi almıştı. belli ki etrafında internete girip araştırabileceği bir yer veya zamanı yoktu ondan ötürü soruvermişti. kadın cevap verdikten sonra adam ayıp olmasın diye "borcumuz nedir" diye sordu kadın da çat diye 50 tl istedi. yıl 2009. şimdinin 100-150 tlsi gibi bişi istedi. adam kızardı bozardı "yanımda o kadar yok şimdi arkadaştan alıp geliyorum" dedi ve gidip bulup getirdi kadına verdi.
ulan aç gözünü sikeyim demiştim kadına.
bunun dışında bir üniversitesi hocasının döner kavşakta kırmızı ışıkta geçen bir kamyonetin, arabayı alıp altına 100 m. gitmesi durumu mevcut. burada kamyonetin bağlı olduğu şirketin avukatları 2010 yılından beri davayı zaman aşımına sürüklemek için yapmadığı kalmamıştır. çünkü kamyonet kırmızı ışıkta durmadığı gibi şöforün de ehliyetine cezalardan ötürü 3 ay öncesinde el konulması ve çarparak 150 metre sürekleği adamın 10 gün yoğun bakımda yaşam mücadelesi vermesi ve 18 kemiğinin kırılmasının yanısıra kafatasının da çatlaması dışında 3 parmağının da kopması ve 9da 9 suçlu olması, birçok şahitin olmasına rağmen bu kamyonetin bağlı bulunduğu şirketin anlaştığı avukat bürosundaki orospu çocuklarının hiçbir şekilde hak ve adalet gözetmediği, sadece parayı verenin düdüklerini çaldığı bir düdük meclisi olduğundan ötürü davanın 2016 yılında devamı görülmektedir.
dolayısıyla da doktorluk gibi para için okunan mesleklerin başında gelmesinden ötürü para tarafına kayan, hakkı adaleti para için istediği şekilde kullanan kişilerin bol olduğu bir meslektir.
aranızdan çok sövdüklerim vardır, isteyen dava edebilir. siker atarım, zaman aşımından beraat ederim. ekstradan bi kamyonet alır sizi altımda sürerim, benim de var tanıdıklar daşşaklı yerlerde merak etmeyin.
nihal candan ve kardeşi bahar candan(yeni kediciklerimiz) ile aynı bölüm.....