bugün

hrisostomos (yunanca:altınağız, 357-407) zamanin istanbul patrigi ve dogu kilisesinin en onemli vaizlerinden biridir. goldmund da almanca'da altınağız anlamina gelir.

(bkz: goldmund)
9 eylül 1922'den sonra aya fotini vs. kiliseler yağmalanıp top ateşine tutulduktan sonra, rum ve ortodoks olduğu için, türkler tarafından kemeraltı dolaylarında katledilmiş aya fotini kilisesi başpiskoposu.
1867'de bugün mudanya'ya bağlı zeytinbağı (tirilye) beldesinde doğmuş, izmir rumlarını türklere karşı kışkırttığı ve izmir'i işgal eden yunanlılarla işbirliği yaptığı için nurettin paşa'nın gözyumması sonucu 9 eylül 1922'de linç edilmiş, kıbrıs rum kilisesinin son 2 başpiskoposunun adını aldığı izmir metropoliti. yılmaz özdil, sabah'tayken 9 ocak 2007'de kıbrıs'la ilgili yazdığı "kapı" adlı yazısında bu hususu belirtmiştir. yazı şöyleydi:

Liman açamadılar. Kapı açmaya çalışıyorlar. Demek bu Mehmet Ali Talat'a boşuna Formula ödülü verdirmemişler... illa bir formül bulacak, Rumlara yol açmak için...

Ama küçük bir pürüz var.

Rum Başpiskoposu.

2'nci Hrisostomos. Ne diyor bu arkadaş?

"Ankara düşmanımızdır... Türkiye işgalcidir... Vatan topraklarımızı istila ettiler...". Böyle diyor.

Bu, 2'nci Hrisostomos...

Bundan önceki neydi? 1'nci Hrisostomos'tu... Yani takmışlar Hrisostomos'a. Aslında, gerçek isimleri değil bu... Lakapları.

Hani nasıl Ratzinger, papa olunca Benediktus ismini aldı... Onun gibi. Dini bir sıfatı nesilden nesile yaşatmaya çalışıyorlar...

O halde soru şudur: Kimdir o yaşatmaya çalıştıkları "asıl" Hrisostomos?

Tarih, 15 Mayıs 1919...

Yunan ordusu, izmir'e çıkar. Yer, bugünkü Pasaport.

Türklerin kara günü.

izmir'deki Rumların dini lideri, yani izmir Metropoliti olan papaz, etekleri uçuşa uçuşa gelir... Diz çöker. Önce işgal komutanının çizmesini öper, sonra Yunan bayrağını...

izmir doğumludur * papaz. Babası celep. Ama o hayvanlarla uğraşmak istememiş, Atina'ya gitmiş, dini eğitim almış, papaz cübbesi giymiş, sonra izmir'e dönmüş, kademe kademe yükselerek, izmir Metropoliti olmuştur.

Etekleri zil çalmaktadır o gün...

Elindeki haçı havaya kaldırır, Yunan işgal ordusunu takdis eder... Sonra da, askerlere hitaben o meşhur vaazını verir...

"Evlatlarım... Elen çocukları... Bugün, isa'nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz. Bu uğurda, ne kadar Türk kanı döküp içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız... Ben de bir bardak Türk kanı içmekle, onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım... Bütün azizler arkanızda... Hadi buyrun!"

Sonra?

Sonrası malum... Türk kıyımı başlar.

Zaten, hep bunu istemişti o papaz... Kral Konstantin'e başvurmuş, Yunan Ordusu'nu izmir'e çağırmıştı... itilaf Devletleri'ne yalvarmıştı, izmir'in Yunan'a verilmesi için... Birgün geleceklerini bildiği için de, Aya Fotini Kilisesi'nin bodrumunu silah ve cephane ile doldurmuştu... Silah ve cephane, insani yardım adı altında geliyordu sandıklarla...

Yunan Ordusu izmir'e çıkınca, izmir'deki Rum gençleri cesaretlendi. Gittiler Aya Fotini'ye, giydiler Yunan Ordusu'nun üniformalarını, aldılar silahlarını, daldılar Türk köylerine, kadınlarına, kızlarına...

Üç yıl geçti böyle.

Ve, Allah bize o günü gösterdi... 9 Eylül.

O papaz, bedelini çok ağır ödedi. Linç edildi... Konak Meydanı'nda başladı hadise, Mezarlıkbaşı'nda bitti... (izmirli olmayanlar için belirtelim: Üç kilometre falandır o papazın parça parça edilerek, sürüklendiği mesafe.)
Hanımlar beyler...

Neydi o papazın ismi?

Hrisostomos!

Evet, bugün Kıbrıslı Rum başpiskoposların nesilden nesile yaşatmaya çalıştıkları isim işte bu...

Hrisostomos!

Bitmedi...

Gazi geldi izmir'e. Batarya kuruldu... Hrisostomos'un Aya Fotini Kilisesi top ateşiyle yerle bir edildi... Çünkü ibadethane falan değildi orası... Resmen, Türk kanı içmeye yeminli, teşkilat merkeziydi. (izmirliler için belirtelim: ikiçeşmelik'ten Çankaya'ya doğru in, Basmane'ye dönerken, tam köşe... Orasıydı Aya Fotini Kilisesi.)
Bitmedi...

Atina'nın kuzeyinde bir semt var, Nea Smyrna... Yani, Yeni izmir... Yunanistan, Aya Fotini Kilisesi'nin birebir kopyasını yaptı oraya... ismini, Aya Fotini Kilisesi koydu. Önüne de bir heykel dikti.

Bilin bakalım kimin heykeli?

Hrisostomos'un...

Altına da şu ibareyi yazdılar:
"izmir şehidi..."

Bitmedi...

izmir'de Montrö Kapısı'na yakın, Çocuk Hastanesi'nin karşısında küçük bir kilise var. Protestan Kilisesi'ydi... izmir'de Hollandalı kalmadığı için, bu kilise, Rum cemaatine verildi... Sivri ve üçgen çatısıyla "ben protestan kilisesiyim" diye bağırır... Ama Rum ortodoks kilisesidir şu anda.

Bilin bakalım ismi ne?

Aya Fotini Kilisesi... (Şunun altını önemle çizeyim... izmir'de yaşayan üç beş tane Rum vatandaşımız kaldı. Bu memleketi en az benim kadar severler. Biliyorum ki, birçok Türk ve Müslüman'dan daha hayırlı yurttaşlardır. Bu vatan ne kadar benimse, en az onların da, o kadardır. Bu bilgileri vermekteki amacım, onları rencide etmek değil.)
Demem o ki.

Bu topraklarda gözü olanlar... Hrisostomos'u unutmuyorlar. Asla.

Yaşatmaya çalışıyorlar. Hem ismini, hem ideallerini.

Peki biz ne yapıyoruz? Unuttuk gitti bile.

Liman açmaya çalışıyoruz.

Liman uymadı, kapı...

Yazının linki: http://arsiv.sabah.com.tr/2007/01/09/ozdil.html
1919'da izmir'in yunan ordusu tarafından işgal edildiği sıradaki rum metropolitidir. işgali ateşli bir şekilde desteklediği anlaşılmaktadır. savaş sonunda izmir kurtarıldıktan sonra sakalli nurettin pasa * * 'nın organizasyonuyla linç edilmiştir.
bizim küçük birader.
Zeytinbağında 1867'de doğmuş din ve siyaset adamıdır. izmir'in işgali ve Kurtuluş Savaşı esnasında izmir Rum Ortodoks Kilisesi Metropoliti bulunan ve Türklere karşı galiz ifade ve tavırlarıyla türklerin öfke odağı haline gelmiştir. 9 Eylül 1922 günü Türk ordusunun izmir'de yönetimi eline almasıyla Sakallı Nurettin Paşa tarafından ahaliye linç ettirilmiştir.
Osmanlı tebasından olmakla Yunan ordusunca izmir'in işgali esnasında Yunan işgal Komutanı Zafiriu;nun bildirisi halka dağıtılırken komutana "hoş geldin" dedikten sonra, elindeki haçı havaya kaldırmış, onu ve onunla birlikte bulunanları takdis etmiş, bir Rum kızının taşıdığı altın bir tepsinin içinden aldığı tuz ve ekmeği komutana sunmuştur. Yunan ordusunun işgal ettiği bölgelerdeki eylemlerine dair şikayetler üzerine Paris Barış Konferansı'na Ekim 1919'da bir rapor sunan Milletlerarası Tahkik Komisyonu Raporu nun 9. maddesinde de "Metropolitin askeri birlikleri takdis için yaptığı tören ateşe benzin dökmekten başka bir işe yaramamıştır." denilmiştir.
Takdisten sonra askerlere vaazında kullandığı aşağıdaki ifadeler özellikle tepki uyandırmıştır:
"Asker evlatlarım, Elen çocukları, bugün ata topraklarını yeniden fethetmekle isanın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz. Bu uğurda ne kadar Türk kanı döküp içerseniz o kadar sevaba girmiş olacaksınız. Ben de bir bardak Türk kanı içmekle onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım. Haydi buyurunuz, bütün Azizler sizin arkanızda olacak. Atalarınızın toprakları sizleri bekliyor!"
Bu tahrik ve kışkırtmayla yetinmeyip, işgalde yapılan katliamı bizzat idare ettiği, sağa sola koşarak "Türkleri öldürün" diye bağırdığı gibi daha ileri derecede iddialar da, TBMMnin 15 Mayıs 1920 tarihinde, izmir'in işgalinin yıldönümü dolayısıyla yapılan toplantıda olaya şahit olan milletvekilleri tarafından ifade edilmiştir.
Yunan makamları nezdinde ve Yunanlıların sıkça başvurduğu kaynaklarda dahi Metropolit Hrisostomos'a dönük şikayetler yer almaktadır: işgal döneminde Yunanistan'ın Batı Anadolu (iyonya) valisi olan Aristidis Stergiadis'in Metropolit Hrisostomos'un kilisede bir vaazı esnasında "Sana böyle şeyler istemediğimi söylemiştim." diyerek ayine son verdirdiği belirtilmektedir. izmir yangını konusunda Yunan tezlerini savunan bir kaynak olan Marjorie Housepian (Hovsepian) Dobkin de, Metropolit'in linç edildiği haberini almasıyla izmir limanındaki Fransız gemilerinin komutanı Amiral Dusmenil'in "Başına gelecek olan buydu!" şeklinde tepki verdiğini aktarmaktadır.
Ölümüne ilişkin olarak Yunan kaynakları Nurettin Paşa'nın izmir Vilayet Konağı balkonuna çıkarak ahaliye Metropoliti öldürme emri verdiğini detaylı bir şekilde anlatmakta ise de, Vilayet'ten gevşek bir koruma ile çıkarılarak Türk mahallelerinde gezdirildikten sonra halk tarafından linç edilmiş olması daha akla yakındır.
Metropolit Hrisostomos Yunanistan, Yunanlılar ve Yunan Ortodoks Kilisesi için olağanüstü bir hassasiyeti süren bir konudur. Kilise tarafından Aziz mertebesine yükseltilmiştir. Barbarca beyan, tavır ve eylemleri vurgulanmamakta, kendisini bir hayırsever olarak tanımlama çabaları sürmektedir.

alıntı:http://tr.wikipedia.org/w...r_Metropoliti_Hrisostomos
ağzından kan damlayarak yaptığı kin ve nefret dolu takdis, yunan propogandası sayesinde barış çağrısına dönüştürülmüş, kendisi de şehit ilan edilmiştir:

'Oğullarım, helenin oğulları! Bugün tanrının mucizesine tanık oluyorsunuz. hürriyetimizin ve dinsel özgürlüğümüzün vakti gelmiştir. Sevinin, ama müslüman ve yahudi kardeşlerimize karşı saygıda kusur etmeyin.'

http://en.wikipedia.org/wiki/chrysostomos_of_smyrna

halbuki kirkorian'ın yazdıklarına göre kendisi şöyle buyurmuştur:

asker oğullarım, helenin oğulları! bugün ata topraklarını yeniden fethetmekle isa’nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz. bu uğurda ne kadar türk kanı döküp içerseniz o kadar sevaba girmiş olacaksınız. ben de bir bardak türk kanı içmekle onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım. haydi buyurunuz, bütün azizler sizin arkanızda olacak. atalarınızın toprakları sizleri bekliyor!

(bkz: hepiniz orospu çocuğusunuz)
(bkz: ne şehittir ne gazi bok yoluna gitti niyazi)
15 mayıs 1919'da izmir e çıkan yunanlıları Türk kanı dökmeye çağıran izmir metpol-it-oğlu-iti..!
nurettin paşa tarafından halkın eline bırakılmış metropol-it. halk gereken cezayı 3 km boyunca döverek vermiştir.