bugün

sanmıyorum en fazla bi görseydim merakı uyanır.
Gerçek manada gönül bağı kurulduysa biriyle özlenebilir diye düşünüyorum.
Geri zekalı iseniz cevabı evet olan soru.
özlenir tabi, peygamberimiz en başta...
Hiç görmediğinizden kasıt reel hayatta hiç görmemek mi yoksa hiç fotoğrafını dahi görmemek mi? Önce bu anlam karmaşasının giderilmesi gerekir cevaplanabilmesi için.
özlediğin gibi onun hayaliyle yaşarsın. ta ki unutana kadar.
(bkz: susarak özlüyorum)
Oyle bir ozlersiniz ki .mina bile korsunuz.
çok iyi tanıyorum olsam da sikimde olmaz. ben insan sevmem ve kimseyi özlemem. geberse banane.
ağır yalnızların, sevilmeyenlerin, köşeye itilenlerin eylemi.
Görmediğimiz kişi illa aşık olduğumuz kişi olmasına gerek yok, ben özlerim muhabbetini sevdiğim biri olur iyi anlaştığım biri olur uzun süre ayrı kalırsam özlerim arar sorarım illa görmem gerekmez.
libidosu yükselmiş herkes döktürmüş yine herkes cahit sıtkı tarancı zaten burda. özleyemezsin kardeşim. özlemek görmekle başlar zaten birisini görmediysen zaten özleyemezsin istesende özleyemezsin özleyecek birşey yok ortada çünkü.
Hayır. Gözden uzak gönülden ırak olayı gerçektir maalesef.
şuan içinde bulunduğum hal.hatırlatmayaydınız eyidi.
Yoo.

Mal mıyım neden özliyim?
Bu sorunun cevabı herkes için farklı ve karmaşık bir anlam taşısada cevabı net olarak evettir. Şöyle ki bizler her zaman evleneceğimiz insanı hep merak ederiz. Sürekli kafamızda o kişiyi belli kalıplara sokar ve Kendi kendimize onu tasvir ederiz. Bu biçimlendirmeyi hem fiziksel hem de kafa yapımıza uyacak ya da işimize gelecek şekilde yaparız. Sonrasında derin bir iç çekiş ve büyük bir özlemle karşımıza çıkacağı günü bekleriz. Gelip bizi bu mutsuzluğumuzdan çekip çıkarıp ikinci bir cenneti kollarında yaşatsın diye umut ederiz. Sözgelimi hayatımızın şu anki kısmına kadar yaşadığımız hiçte iyi olmayan zamanlar için içten içe bir ödüllendirme olarak o kişiyi yaratandan bekleriz.

Aslında bizim küçük hatalarımızdan biride bu tasvirlerimizi bunu birileriyle ilişkiye başladığımızda ya da delice sevdiğimiz birileri için de yaparız. Öyle delicesine bağlanırız ki o kişilere onlara hayatımızın baş rolünü veririz halbuki silik ve vasat bir filmde figüran bile olamayacak kadar beceksizdirler onlar. Aslında belli kalıplara soktuğumuz bu insanların bizim için hayal kırıklıklarından başka bir şey olmadığını çok sonradan anlarız. Yani aradığımız kişiyle uzaktan yakından bile alakası yoktur o kişilerin. Ve sonunda üzülen yine bizler oluruz. Herkesin başına gelebilecek bu hadiseyi en iyi şekilde Shakespeare açıklamıştır. Üstat şöyle buyurmuş, “Beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup, aşk sanıyorsunuz...” bu sözün altında yatan derin anlamı unutmamak ve bir daha kırılmamak üzere bu sözü ipek bir mendile sararcasına kalbimizde taşımamız yerinde bir hareket olur.
özlerim, özlüyorum da. özlemek için sadece dokunmak görmek gerekmez. ruhu ruhuna dokunabildiği sürece özlersin.
Milyonlarca km öteden bana o hissi oluşturuyorsa. Özlerim evet.
Özlenir çünkü hiç görmesenizde duygu besleyebilirsiniz.
Özlenir.
Illaki o kişiye dokunmak görmek değildir sevgi.
Türk milletinin önemli bir kısmı tıpkı benim gibi Atatürk’ü özlüyor. Dolayısıyla görmediğimiz birini özleyebiliyoruz.
Olum ben burada bir kızın profilini görüp de tutulmuş insanım sohbet edemediğim halde özlüyorken bu da soru mu?

T:takıntılı biriyseniz mümkündür.
Metin2 oynadığım 2009-2010 yılları arasında oyunda düşük seviyedeyken pazarda bir adamla tanışmıştım. Çok istediğim bir item vardı ama o zamanın parasıyla 2 m eksikti. Adama rastgele bi pm attım. Hiç umudum yoktu. Adam "Ne zamandır oynuyorsun?" diye sordu. Ben de tramola açıldığında başladığımı söyledim. Adam pazarı kapattı ve itemi parasız bana attı. Geyik Boynuzu Yay +9 32 ortalama. Hala unutmuyorum. Nedenini binlerce teşekkürü ettikten sonra sordum. "Ninja karakteri zor kasılır, ama azimli olunca 1 VS 1 de deviremezsin. Zorlu yolun var, ben de o yollardan geçtim." dedi. Adamla sonra tanıştık. O zamanlar Ventrillo var tabii. Hakan abi. O zaman 32 yaşında. Eşinden ayrılmış bir su tesisatçısı. iş harici tek uğraşı oyundu. Neden benimle konuştuğunu hiçbir zaman anlayamadım. Ama çok şey öğretti oyunla alakalı. Nasıl pazar fiyatlarını koyacağımı, nerelerde kasılacağımı, hangi item için hangi mobları öldüreceğimi. Hakan abi aldatılmıştı. Son haftalarımızda öğrenmiştim. Ailesine bakmak için bazen geceleri barlarda çalışıp para gönderirdi. Çok iyi muhabbet kuruyordu 15 yaşında olmama rağmen. Nasıl olduğumu soruyor, derdim varsa dinliyor, derdi varsa hiç değilse bir çift kulak oluyordum. Hatta bir gün hiçbir şey yapmayıp sadece oyunda balık tutmuştuk. Hala o muhabbeti özlerim. Bir ara duygulandığım bile oldu. Eski karısıyla nasıl tanıştığını anlattı, nasıl yakın arkadaşının arkadaşıyla aldatıldığını, çocuk istediğini ama artık korktuğunu. Hep hediyeleşirdik. Tabii ki oyun içinde. Bazen görev itemlerini ona atardım. O da düşük level itemlerini yollardı pazardan buldukça. 2011 yazında Ventrillo'dan tek ve uzun bir mesajla oyunu bıraktı. Mesajın tamamını hatırlamıyorum ama birkaç cümlesi gerçekten güzeldi; "Kardeşim, yeni bir kadınla konuşmaya başlamıştık hatırlıyorsun. Ailesiyle tanışmaya Sakarya'ya gidiyorum. Birkaç hafta oyunda olamayacağım. Eğer işler yolunda giderse evlenirsem karakterimi sana vermeyi düşünüyorum. Beni gerçekten dinleyen ve karşılık beklemediğim iyiliğin karşılığını en güzel aldığım insansın. Umarım gerçek hayatta bir gün karşılaşırız. Şimdiden sınavlarında başarılar dilerim. Yine buradan yazışırız." Birkaç dakika sadece mesajı okudum. Neden bilmiyorum ama çok duygulanmıştım. Hiç yüzyüze tanışmadığım bir adam, bana o zamanın parasıyla 1200 TL eden karakterini düşünmeden verebilecek kadar sevmişti beni. Cevabım sadece "Karakterini verme abi dursun geri geldiğinde oynarsın" olmuştu. Ondan sonra Hakan abiden hiç haber almadım. Aptallık bendeydi biraz. Keşke soyadını alsaydım veya cep telefonunu vs. ama o zamanlar başına bir şey gelmesinden çok korktuğu için (çocuk kaçırmalar vs.) çekindiğini düşünüyorum.

Umarım hayatın en az insanlığın kadar güzel olmuştur Hakan Abi. Namı değer KatarRamazan. Belki iyi tanımadım seni ama arada keşke "Hiç değilse karşılıklı oturup bir çay içseydik" diyerek sigaramı çektiğim oluyor. Yani evet. Bir insanı görmeden cinsiyetsiz bir şekilde özleyebiliyorsun.
Ondan emin değilim ama bir dönem mütemadiyen görüp şimdi uzun zamandır göremediğim birini özlüyorum, çok hemde.
Özlersiniz. Deli gibi özlersiniz hem de. Bir insanı sevmek, özlemek, benimsemek, o insanın fikir yapısı sizi ona dair aydınlatıyorsa, dokunmadan da olabilen şeylerdir. Onunla konuşmayı özlersiniz, yaptığı esprileri özlersiniz, sizi iyi hissettirmesini özlersiniz... Öyle ki karnınızı matkapla oyuyorlarmış gibi hissedersiniz her özlediğinizde. Olmaz demeyin yani, oluyor.