bugün

osmanlı devleti kurtuluş savaşı'nda asker kaybetmeye devam ederken hicri 1314(1896) 1315(1897) doğumlular henüz askere çağrılmamıştır. çanakkale savaşı'nda askere daha fazla ihtiyaç duyulmaya başlanınca; Padişah sultan Reşat bir ferman yayınlayarak 1 Haziran 1897(1915) ile 22 Mayıs 1898(1916) tarihleri arasında doğan erkekleri askere çağırmıştır.bu askere gidenler arasında Tokat'ın Tahtaoba köyünün saygın ailelerinden birinin oğlu hüseyin ve aynı köyden 20 genç vardır. bu türkünün bir tokat türküsü olması buradan kaynaklanır.Daha önce Tokat a gelen hüseyin Örtmeliönünde bir evde güzelmi güzel hediye isimli bir kızla tanışır ve anlaşırlar hediye evin tek çocuğu dur.Tahtaoba köyünden Tokat a dünürcüler gider hediyeyi isterler hediyenin babası daha yaşı küçük derler hüseyinin babasıda bizim oğlanda küçük bir nişan yaparız askerden gelincede düğün diyerek nişan yapılır.Hüseyin askere gideceği gün örtmeliönü nündeki hediyenin baba evi olan kararmış tahtalarla kaplı evin önüne gelerek helallaşırlar artık hediye için zor günler başlar gün sayarak çeyiz yapmaya koyulur o sıralar devlet diye bir şey kalmamış eşkıya çoğalmıştır hüseyinin askerlik yerinin Yemen olduğunu öğrenirler savaşlar devam etmekte o günlerde kah Batmantaş köyüne kara haber ulaşır ,kah Yatmış köyüne,kah Hanpınarı na her taraftan ağıt sesleri yükselir.Aradan aylar yıllar geçer hüseyinden hiçbir haber yoktur hediyenin annesi babası hediyeyi çağırarak bak kızım dağlarda eşkıya kol geziyor bizim yaşımız ilerledi hüseyindende ümit yok seni biri ile sağlığımızda baş göz edek derler Yemene gidipte geri döneni hiç duymadık derler yama ustası emin efendi sana talip zengin tüccar adam rahat edersin derler hediyede kaderine boyun eğer peki der Dimorta hanında yama ustalığı yapan 60 yaşındaki emin efendi ile nikahları kıyılır emin efendinin karısı ölmüş oğulları askerde şehit olmuş kimsesizdir bir süre sonra emin efendide ölür hediyeye yüklü bir servet kalır bir süre emin efendi ile evlendikten sonra annesi ve babası kısa süre sonra ölmüştür.Hediye artık tek başınadır hayat mücadelesine başlar hayalde gör düşte gör hele birde düşte gör diye işte buna derler tek başına yaşayan hediyenin kapısını bir gün eşkıyalar çalar hediyeyi dağa kaldırırlar hediye artık eşkıya sofrasında mezedir bir süre dağda dolandırdıkları hediyeyi harap ve bitap şekilde getirip evinin önüne bırakırlar,artık Tokat ta hediyeye kötü kadın gözüyle bakılmakta kimse konuşmamaktadır hediye gidiyom elinizden –kurtulam dilinizden-yeşil başlı ördek olsam-su içmem gölünüzden diyerek Tokat ı terk eder nere gittiği nerde öldüğü bilinmez.Hediye nice gençlerle beraber Haç dağında yatan kırk kızlar gibi artık bir meçhulde.
Bir ilkbahar sabahı Hüseyin Yemenden köyüne döner köyden giden 20 kişiden tek geri dönen hüseyindir köyde kimse hüseyini tanımaz evine giderek hemen hediyeyi sorar köylüler hediye kötü yola düştü derler hemen Tokat a gelir ve hediyenin evini bulur fakat hediye yoktur hediyeyi bir türlü bulamaz kahrından keşke sılaya gelmeseydim bende ölüp kalaydım diyerek Tokat ı terk eder nere gittiği bilinmez işte bu acı ayrılıktan halk arasında söylenen anonimleşen hey onbeşli onbeşli türküsü geriye kalmıştır.

Türkü;
Hey onbeşli onbeşli
Tokat yolları taşlı
Onbeşliler gidiyor
Kızların gözü yaşlı

Aslan yarım kız senin adın hediye
Ben dolandım sen de dolan gel gediye
Fistan aldım en dazesi onyediye

Giderim elinizden
Kurtulam dilinizden
Yeşil baş ördek olsam
Su içmem gölünüzden

Aslan yarım kız senin adın hediye
Ben dolandım sen de dolan gel gediye
Fistan aldım en dazesi onyediye

Gidiyom gidemiyom
Sevdim terkedemiyom
Sevdiğim pek gönüllü
Gönlünü edemiyom

Aslan yarım kız senin adın hediye
Ben dolandım sen de dolan gel gediye
Fistan aldım en dazesi onyediye.

Bir kısmı alıntıdır.
(bkz: http://birgo.mynet.com/ga...besli-turkusunun-hikayesi)
oyun havası olarak kullanılması iç acıtan ağıttır.
bir ağıt olduğunu en iyi erkan ogur'dan dinlediğinizde anlayabileceginiz muhteşem türkü. itinayla dinlenilir.
aslinda 1. dünya savaşı şehitlerimize yazılmış ağıttır. malesef şimdi oyun havası olarak çalıp söyleyip kivirmaktadirlar.
Oyun havası olarak çalındığında delirdiğim ağıttır.
bildiğin ağıttır.
hem de çok anlamlı bir ağıttır.
sık sık dinlenmelidir.
oynayarak değil, üzülerek dinlenmelidir tabi.