bugün

vasat bir insan haline gelmek. girintisiz çıkıntısız renksiz olmak. herkes olmayanlar için oldukça zor olan.
genelde makyaj aktıktan sonra söylenen söz.
özelden genele düşmek.
hiçkimseleşmek ten daha makbul olandır, herhalde.
yazacak çok şey var, lakin yazacak enerjim yok. kelimeler tanıdık, ancak tozlu eski püskü. yerlerini unutmuş, provaya gecikmiş, acemi yaşlılar gibiler. her şey birbirinin aynısı, her şey tekrardan ibaret. bu kadar aynılığın içinde kaybolmadan kalmak güçleştikçe yeni bir oyun buldum kendime, herkesleşmek. dikkat çekmeden idare etmek. herkes gibi olmak. mor ya da pembe değil. kahverengi, gri, siyah tonları. dikkat çekmeden, memur gibi. sabah gelip, akşam vaktinde dönerek. masa başı iş gibi. fazla gülmeden ve fazlasını istemeden. idareten. yazacak çok şey var. ancak enerjim yok. sanki bir evden çıkmış, çıkarken üzerine eşyaların çarşaf örtmüşüm de şimdi birer birer kaldırıyorum tozlu çarşafları. anılarımdaki eşyalar hem bunlar. hem de bunlar değil. renklerinin tonları bunlar değil gibi sanki. bu ev bu kadar küçük müydü, bu renkler bu kadar soluk muydu? kaç yıldır yokum? bilemiyorum. biraz dursam geçer diye umudum olurdu eskiden. iyiden iyiye yokladım kendimi, yok. hiç bir umudum yok. baktığım her açıdan iyi bir şey göremiyorum.