bugün

"... oysa ki kitap boş vakit doldurma aracı değildir." şeklinde devam eden klişe söz. garip bi tiksinti duyuyorum denk geldiğimde.

ilk kimin söylediğini bilmiyorum bu lafı ama birisi güzel bi laf etmeye görsün. hemen ezberleniyor, herkesin diline pelesenk oluyor arkadaş. bloglara yazılıyor, hakkımda sayfalarında yerini almaya başlıyor. birisi "boş zamanımda kitap okuyorum" desin diye fırsat kolluyoruz ondan sonra. hemen aktaracağız ya yeni öğrendiğimiz bu lafı.

tamam güzel laf ama bu kitap boş zamanda okunmaz, okunamaz anlamına gelmez ki. hele hele agatha christie, grance filan okuyan adamlar için kitap basbaya boş zaman doldurma aracıdır. ne bekliyosun?
(bkz: yeaaalan söölooorsunnn şırannkkkkk)
kitap okumayı bir gereklilik olarak görmeyen cehalet dolu bünyenin ifadesi.
eskiden verdiğim cevaplardan biriydi. bu cevaplar hep aynıydı zaten. kitap okurum, tv izlerim, maç yaparım... bu da öyle bir anıydı işte. paylaşayım dedim.
yaşadığı toplumun kitaplara olan yaklaşımını bilen ve bundan üzüntü duyan kişinin, başkalarını etkilemek adına cehaletini ve boş beyinliliğini gizlemek için, uzaktan yakından kitapla alakası olmayan ancak her fırsatta kitap okuduğu yalanını söyleyen kişilere hitaben ağzından çıkan hafif öfkeli, gayet sitemli cümlesi.

türk toplumunda kitaplar neden rağbet görmez, kitap okuyanlara neden başka bir gözle bakılır, acaip şekilde merak etmekteyim, geceleri gözüme uyku girmiyor bunu düşünmekten...
'en son hangi kitabı okudun' sorusuna en iyi bildiği kitabı söylerek muhabbete devam edecek insandır. bu konuşma her geçtiğinde cevap her daim aynı olur.