bugün

''parva leves capiunt animos''
(küçük şeyler küçük ruhları esir alır)

ovidus.
yalnız kalbin sahibine yaptığı oyun.
aşk'ı tanımayan, gerçekte bilmeyen gerçekten hiç aşık olmamış birinin sanrısı...
tecrübesiz ergenin duygularını ayırt edememesi durumu.
hoşlanmayla aşık olma arasında ki farkı bilmeyen kişi dir.
aşkın ne demek olduğunu bilmemek.
aşk öncesi sendromudur hoşlanmak. geçici duyu kaybı ile seyreden otozomal dominanttır... parazitiktir belki de bulaşır durur, kroniktir hatta...
kavramları ayıran ince çizgileri göz ardı edip anlam karmaşası yaşamaktır.
öğrendim ki aşk başbaşka bir şeymiş, hoşlanmaya benzemezmiş.
kişinin karşısındakinden hoşlanıp onu istemesi durumu. buraya kadar normal. işin aşk olup olmadığı ise kavusamayınca anlaşılır. eğer sadece hoşlanıyorsa 'amaann boşver' nidası yükselir sadece.
ama aşksa...
--spoiler--
Bu dahil bütün genellemeler yanlıştır.

F.NiETZSCHE
--spoiler--
birde hoşlanmaya "hoşlantı" diyenler vardır ki hiç çekilmez.
önce: (bkz: anne ben aşık oldum)
sonra: (bkz: ben annemin evine gidiyorum)
ilki kreşde yaşanır.
anneee ben aşık oldum diye eve koşarsın.
aşık olduğun kişiye ise saçını çekip canını yakarak ifade edersin aşkını.
tartışılması bile gerekmeyen durum.

her hoşlanma aşk ise önce ilkokuldaki beden öğretmenime , sonra mahallemde tatlı çocuk diye beni öpen ablalarıma, sonra orta okula her gün giderken
otobüste yanyana dikildiğim kızlara, mahalle düğünlerinde etrafı keserken göz göze geldiğim kızlara ve de en olmazı porno da şurada burada izlerken " senin bu yollarda ne işin var canım ya"
dediğim tüm bayanlara aşığım. evet hepsi biraz biraz hoş idi.