bugün

amacım bu başlığı açıp sözde komiklik yapıp, helin avşar ın yaptığı karnıyarık: "helin avşar ın yaptığı karnıyarıktır. ancak helin avşar karnıyarık yapmasını bilmediği için patlıcan yerine bamya kullanır zuhahahahahah. hadi artılayın." demek değil.

benim amacım, yıllardır içimde büyüyen bir sorunu simgelerle anlatmak. o simgelere bir göz atalım. *:
helin avşar: tiki, cadde insanlarının tümü.
karnıyarık: türk kültürünün ürettiği en müthiş tatlardan birisi. dolayısıyla türk kültürünü temsil edecek.

hikayemizin ismi boynu bükük karnıyarık.

"helin o gün eve geldiğinde çok yorgundu. canı yemek yapmak istedi. bamyaları aldı, karnıyarık yapmağa başladı. daha sonra durdu... starbucks a gitti kahve içti. yorgunluğu geçmişti. eve geldi. karnıyarıktan vazgeçmişti."

evet, hikaye bu. siz de anladınız değil mi? demem o ki konumuz helin avşar değil, karnıyarık da değil.
konumuz tikiliğin kültürümüze vurduğu balta.
düşünsenize sokaklarda gördüğümüz kafasından büyük gözlükler takan kızlar eşimiz olacak, anne olacak, biz de onlardan karnıyarık bekleyeceğiz ya da mantı.
işte bu beni düşündürüyor sevgili dostlarım.
kıymaları, patlıcanın kafasını koparıp üstten sokmaya çalışmasa tadı çok daha iyi olacaktı muhtemelen.
(bkz: yemekteyiz helin avşar)
ondan yapması istenmeyen şeydir.
--spoiler--
düşünsenize sokaklarda gördüğümüz kafasından büyük gözlükler takan kızlar eşimiz olacak, anne olacak, biz de onlardan karnıyarık bekleyeceğiz ya da mantı.
--spoiler--

hacı böyle hatunu bulup da karnıyarık ya da mantı beklemek? onlar yemek yapmak için değil ki.
valla o'nu bunu bilmem de geçenlerde ebru şallı soğanlı, (muhtemelen kıçından atıyordu bu pilavı), köri soslu bi pilav yaptı anam anam.

ilk önce soğanları kafası kadar ( salt kafa zaten vücut yok hatunda)doğradı, bu ara da nefes eğzersizlerini de unutmadı, evet hanımlarrr burundan al mıhhsss ağızdan ver füüftt. burundan al hımsss ağızdan ver füftttt.. diye diye poşetini daha henüz, harun tan'la italyadan aldığı poşet makası ile kesti ve pirinci yıkamadan, seçmeden tencereye boca etti. üstüne hindistan'dan getirttiği köriyi de ekledi.

spiker " ebru hanım soğan kesmeyi beceremiyorsunuz sanırım, çok büyük olmuşlar, pirinçleri de yıkamadınız ehehe" diyince "ahahaha evet soğan kesmeyi pek sevmiyorum, aaa evet pirinçleri yıkmayı da unuttum" dedi.

şaşırıp kalmıştım oysa bu kadının yemek kitabı vardı. aman allahım bu olamazdı, derken malikanesinin bi odasında olan jokey kıyafetli resmini arsız arsız gösterdi.

evet, ebru hanım doğuştan süper bi at binici, çocuk kitabı çıkaracak kadar süper bi anne, hijyenik yemek konusunda aşmış bi aşçıydı.

pilav demlenmişti nihayet, yedik. o kadar güzeldi ki yaptığı pilav şu an parmaklarımı yememden mütevellit ayak parmaklarımla entry yazıyorum!

tanım: ebrunun pilavının yanında iyi gider. valla bak.
Yenmemesi gereken, yenildiği taktirde ise yaşam süresinin belli ölçüde kısalacağı tahmin edilen yemektir.