bugün

dizi güzel, oyunculuk güzel anlatım başarılı vs... her şey iyi güzel de. yahu olayları bu denli hızlı ve üstünkörü geçmek ayıp olmuyor mu? buna "tarihi tüketmek" denmez mi?
dönemin olaylarını çok güzel bir şekilde, o yılları görmemiş insanlara görsel şekilde ileten atv'nin harika ötesi dizisi.
1977 yılında ahmet'in annesi(ayda aksel) nerden baksan 60 yaşındadır. ama yıllar onu o kadar kötü tecrübeye rağmen gençleştirmiş ve hatta ne mesleğinden, ne de aşktan geri durmamıştır. vay anasını... olsun gene de seviyorum bu diziyi.
yılların atlaya atlaya geçirilmesi sonucunda siyasal olaylar dışındaki kişisel hayattaki geişmeler pek bir alel usul olmaya başlayan dizi. hadi şimdi şunlar birbirine aşık olsun diyerek iki cilveleşme, şunların da ayrılmasını bir aradan çıkaralım falan derken özensizlik rahatsız ediyor. bunlar önemli değil, siyasi olaylar asıl olan diye düşünülebilir ama o olayların da yerleştiği toplumsal çerçeve, fon, kişisel hayatlarla beslenmesi, gündelik yaşamın es geçilmeyerek beslenmesi önemlidir. yoksa belgesele döner iş. eski bölümlerdeki özenli, incelikli diyalogları arıyoruz.

bu arada yıllar atlaya atlaya geçiyor ama maşallah kimse yaşlanmıyor. hesaplarıma göre, yanılıyor da olabilirim, ahmet'in annesi ( adını unuttum şimdi) ayla aksel'in hayat verdiği karakter mesela, oğlu 60 ihtilalinde 25 yaşlarında olmalı, üniversiteyi bitirmiş genç bir avukat ahmet, böylelikle annesi de 20 sinde evlense 45 yaşlarında olmalı 60 larda. eveet, geldik 77 lere, anne, 17 koyalım üstüne 62 olmalı hala 40 lık gibi, aktif de çalışıyor., aynı şekilde yaseminin annesi de yaklaşık altmışlarında olmalı ama hala almanya'larda çalışıyor. taktım bu işe. tutmayan bir şeyler var. kardeşi ölüyor, yeğeni ölüyor kızları birer birer evleniyor ama kadın almanya'lardan bir türlü gelemiyor, ne mühim bir işi varmış, burada 3-5 makinaya bakan bir ustabaşı idi, sanki almanya'da genel müdür oldu da işten başını alıp gelemiyor. belli ki diziden ayrılmış lale mansur ama daha iyi bir çözüm bulunabilirdi.

şimdilerde 80 lere yaklaşıyor ve tanık olduğum dönemler geliyor. afişleme yapılırken, yazılar yazılırkenki diyaloglar bugünün gençliğinin dili maalesef, inandırıcı değil o dönemle kıyaslandığında. vay yazıyı sığdıramamış da, duvar başında cilveleşmeler falan, olacak iş değil.

diziyi yine de ilgiyle izliyoruz o ayrı ama bunları da demesek olmaz.
bir döneme damgasını vurmuş olayları anlatan çok güzel bir dizi
dünkü yayınında 1970li yılları şöyle bir gazete başlıklarıyla geçerken o yıllardan bu yıllara ülkemizde hiçbir şeyin değişmediğini acı şekilde bize gösteren dizi.siyaset,görüşler başa geçenlerin istenmemesi durumunda hazırlanabilecek komplolar,üniversitedeki sağ görüş sol görüş kavgası,türban saplantıları ve daha neler..bir an düşündümde bizim ülke ne zaman değişecek acaba ya da değişebilecek mi?
--spoiler--
an itibariyle rüyanın harun'a yazdığı dizidir. evet efendim bu da oldu.
--spoiler--
--spoiler--
bu akşamki bölümün bitiş jeneriğinde zülfü livanelinden eşkıya dünyaya hükümdar olmaz'ı çalmış dizi.
--spoiler--
dizinin 59. bölümünde hakan yurdakuler'den ülkücü olarak bahsederek yaptıkları ayıbı bu bölümde, dizinin bitiminde yayınladıkları bir özür yazısıyla düzeltmeye çalışmışlardır. *
Bütün eleştirilere ve evet, hatalarına rağmen, gençlikte 'acaba bundan 30-40 sene önce ne oldu?' sorusunu uyandıran, hiçbir yararı olmayan saçma sapan dizilerin yanında göklere çıkartılabilecek kapasitede bir dizi, hatırla sevgili.
birebir doğruysa anlatılanlar ki ben öyle olduğuna inanıyorum, günümüz devrimcilerinin onların yanında emperyalist kaldıklarını çok çok açıklayan dizidir.
herşeyin dışında bariz bir gerçeği de gözler önüne sermiş dizidir; ışık harika bir hatun olmuştur.
--spoiler--
isik'la harun erdi muradina biz cikalim kerevetine.
--spoiler--
bize geçmişteki 1 mayısların nasıl olduğunu gösteren dizi. insanların bayram havasında 1 mayıs'A gittiğini, '1 mayıs'a gidiyor musun?' sorusunun 'tabi ki gidiyorum; işçi kardeşlerimizi yalnız bırakır mıyım' şeklinde cevaplandırıldığını gösteren dizi. en azından belli bir grup tarafından... şimdi ise 1977'nin etkisinde midir, insanların bencilleşmesinden midir, insanların böyle şeylere vakit ayıramaz duruma gelmesinden midir yoksa gitmesinin başına neler açacağını bilmesinden midir bilmiyorum ama artık 1 mayıslar eskisi gibi olmuyor* bunu görebiliyorum.
aptal dizi mezarlığında yapılan tek mantıklı iş.severek izlioruz..
zeynep kisine gozalti suresi boyuncu tecavuz edildigini anlatan dizidir. erkeklerin kiclarina coplar sokuldugundan tutta, cuklerine elektrik verildigine kadar her turlu iskenceyi okudum, dinledim. ama gozaltina alinan bir kiza, daha yasi 20lerde universite ogrencisine sure doluncaya kadar tecavuz eden asagilik insanlarin oldugunu da gordum ya, artik ondan otesi olamaz heralde.
denizlerin mahirlerin olduğu mükemmel ötesi bölümlerden sonra bir türlü adapte olamasamda eskilerden harun'u defne'yi gördükçe izlemeye devam ettiğim harikulade dizi.
her 10 repliğinden 9'u yanlış olan, devrimci ruhu taklit bile edemeyen, deniz gezmiş'i rus ruleti oynayan dangalaklarla arkadaş yapmış, ama hiç farkında bile olmadan ülkedeki solcu sevgisini körükleyen dizi. hele hele zengin kızlarının diziyi izleyip deniz gezmiş hayranı olmasına * çekiyorum.Sıkıysa bahçelievler katliamı, çorum ve maraş'ı da göstersinler de, millet abdullah güllerin,tayyip erdoğoanların hangi "milli" görüşten geldiğini görsün.
atv'de yayin hayatini surduren, basarili bir dizi.
türk televizyonlarında izlenebilenecek nadir güzel dizilerden,her ne kadar bazı gerçekleri vermese de izletiyor kendini..
illa tarafsız olucaz, aslında her iki tarafta çiçekti böcekti diyerek eşşeğin bir tarafına su kaçırmış dizi.abuk subuk ahmet-yasemin vıkvıklığı vericeğinize biraz da gerçekleri tüm acımasızlığıyla koyun insanların önüne demek istediğim dizi.yaw kardeşim hiç mi komünisti yoktu ya da hiç mi faşisti yoktu o zamanaların.neredeyse hepsi tam orta yol mantığı,lafta solcu lafta sağcı.

kavramların, ideolojilerin neredeyse tamamının içi boşaltılmış sadece reyting kaygısı güden zamanın devrimcilerini bir pop star ikonuna çeviren dizi.lakin çemberimde gül oya'dan beri elde tek olduğu için gene de müteşekkiriz. umarım şu korkunuzu biraz olsun yener de bazı tabu görülen olayları da verebilrsiniz.

ayrıca deniz'in * kaybından beri ciddi anlamda bir ruh, bir bakıma pascal nouma kaybı yaşayan dizi.deniz-defne ikilisi olmadan çok eksik kaldı be.
sevgiliye hatırla denirse alınası cevap hazırdır. adam olda da unutturma... düşmeyelim böyle tuzaklara.
yaseminin baygın ya da cansızken daha iyi rol yaptığını anlamış olduğumuz bölüm oldu bu gece.
defne'nin oğlunu çocuklar duymasında selami'nin oğlu orçunun oynadığı dizi.ne kadar büyümüş velet:) *
68 ve 78 ku$ağı türk polisinin işkenceci özelliği ile birlikte ırza geçen tecavüzcüler olduğunuda bizlere göstermiş dizidir.