bugün

yazılabilecek en güzel romandan bihaber olan, hayatlarını ve hayata bakış açılarını zenginleştirme yolunda eksik kalan yazarlardır.
kendilerine verdikleri bu cezayı, ilerde lanetlememeleri dileğiyle.
çok duyup merak edip alma zahmetinde bulunmayan yazardır. almak üzere kitapçıya girdiğinde hep başka bir roman ilgisini çekip onu almıştır.
(bkz: ben)
(bkz: eksik hissettim)
okur olmadan yazar olabilen dehadır. lise çağlarında ise tez zamanda dostoyevski ile tanışması önerilir. okuduktan sonra, bu kitabın neden ısrarla önerildiğini anlayacaktır. dili pek de ağır olmayan, anlatımı akıcı bir romandır. hiç kitap okuma alışkanlığı olmayan birisi bile çabucak kitabın etkisine girecektir.
kitabın arka kapağında jorge lois borges'in dostoyevski ile ilgili bir notu şöyledir: "aşkı ilk yaşamak, denizi ilk görmek gibi dostoyevski'yi de keşfetmek insanın hayatında çok önemli bir tarihtir. bu genellikle ilk gençlik çağlarında olur; yaşlılıkta daha huzurlu yazarları okuruz...dostoyevski'yi okumak bilmediğimiz büyük bir şehrin içine ya da bir savaşın gölgesine girmek gibidir."