Genç türkiye zirvesi'ne katıldığımız yıl, Ömer Ekinci'nin hakkımızda yazdığı çok motive edici, çok anlamlı yazıdır. Bu da etkinlikte çekildiğim fotoğraf:
görsel
Alanında başarılı olan birçok insanı, bakanı ve lideri gördüğüm ve ilham aldığım, süper bir etkinlikti. Birçok farklı üniversiteden katılan vardı; ben ve sözlükten bir yazar, ege üniversitesi'nden katılmıştık. Ve ilk kez sözlükten bir kişi ile karşılaşmış oldum, bu etkinlik sayesinde. Normalde internetten kimseyle görüşmeyen bir kız olduğum için, sıradışı bir deneyim olmuştu benim için. O arkadaş şimdi yunanistan'da, mutlu pozlarını görüyorum. Hakkımızda yazılan o anlamlı yazı:
"Peki ya dünyayı gençler yönetiyor olsaydı?

Her görüşten 2500 insanı bir salona doldurduğunuzu düşünün. Farklı etnik unsurlardan, yedi coğrafi bölgenin her birinin en ücra köşelerinden ve her biri birbirinden ideolojik olarak, siyasi düşünce olarak uzak olan 2500 insan.
Ve iki gün boyunca o salonda olduklarını, devlet kurumlarından büyük şirketlere, girişimlerden sivil toplum kuruluşlarına yine hepsi birbirinden çok farklı görüşlerde insanlarla buluştuklarını…
Mecliste, stadlarda, sokaklarda her gün kavga varken bu 2500 kişi nasıl bir arada durabildi?
işin sırrı burada işte, bu 2500 kişinin her biri birer gençti.
insan düşünmeden edemiyor. Algıları açık, zihinleri berrak gençler tarafından yönetilen bir dünya çok daha güzel olmaz mıydı diye...
***
Genç Türkiye Zirvesi’nin ardından...
Haftasonu Türkiye’nin dört bir yanından binlerce gencin katılımıyla Genç Türkiye Zirvesi yapıldı. YTÜ Rektörü Prof. Dr. ismail Yüksek’in katkı ve destekleriyle üniversitenin içinden çıkan pırıl pırıl, gencecik insanlar dördüncü kez muazzam bir organizasyona imza attılar.
Son yıldır organizasyonun ödül törenini, finalini ve kapanışını gerçekleştirmek üzere sahneyi bana bırakıyorlar.
Toplam 2500 genç katılımcı vardı Lütfi Kırdar’da. Yurtiçinden Mardin’den, Siirt’ten, Bingöl’den, Elazığ’dan, Şanlıurfa’dan kısacası Türkiye’nin her yerinden; yurtdışından Hollanda, Almanya, KKTC, Azerbeycan ve Kosava gibi ülkelerden gelen gençlerin oluşturduğu atmosfer gençlerin meclisi gibiydi.
Her görüşten, her ideolojiden gencin bir araya geldiği daha büyük bir organizasyon yok Türkiye’de.
Dört yıl önce bu organizasyon vesilesiyle bir araya gelen gençler önce infoloji adıyla şirketleşmiş. Şimdi infoloji, çok şirketli bir grubun şemsiye markası. Bu grubun başındaki isim Muhammed Atilla Sevim az reklam, çok iş prensibiyle ekibiyle harıl harıl projeler yapıyor.
Helal olsun diyorum.
***
Yüksek Hoca’ya vefa
Özellikle de bu yıl görev süresi dolacak olan YTÜ Rektörü Prof. ismail Yüksek’e bir anlamda vefa organizasyonu da oldu bu yılki zirve. Gerçekten de çok şey başarmış, birçok ezberi bozmuş, fark yaratmış bir rektör olarak Yıldız Teknik Üniversitesi’ne altın yaldızlı bir bölüm bırakıyor rektör hoca. Girişimci, iş bitirici bir rektörün rektörlükten sonra da ülkemiz için güzel işler yapacağını umuyor ve diliyorum.
***
Yeni adet: Ödüllere video göndermek
Artık her ödül organizasyonda görünür oldular.
Ödül almaya gelmeyip, video gönderenler.
Gerçekten mücbir sebepleri olanlara, ölüm-kalım meselesi, sağlık durumunda ani bir değişiklik olması durumlarına diyecek hiçbir sözüm yok.
Ama kimse kusura bakmasın, biz fena bir adet geliştirdik bilmeden. Ödülü almaya gitmeyen daha “cool” görünüyor.
Hatta bu durum “trend” haline gelince ödül almaya gelenler de içten içe pişman oluyor, “Tüh, keşke biz de gelmeyip video gönderseydik” diye.
Hayır hayır, hiç de “cool” olmuyorsunuz. Tam tersi toplum nezdinde güveninizi kaybediyorsunuz.
Gideceğini söylediği halde son dakikada “Son dakikada halamın amcasının oğlunun teyzesi yirmilik diş çıkardı, o yüzden gelemiyorum” kabilinden bahanelerle gelmeyenler o organizasyon için gecesini gündüzüne katmış, uykusuz kalmış insanlara gerçekten ayıp ediyor. Söz verdiysen geleceksin, nokta!
***
Bir özel tebrik, iBB Gençlik Meclisi ve Samed Ağırbaş
Lise dönemlerinden tanırım. Hiç sıradan bir iş yaptığına şahit olmadım.
Liselerde Girişimcilik Kulüpleri kurmayı kafasına koyduğunda kimse inanmamıştı. Şuanda o proje kapsamında binlerce lisede girişimcilik kulübü var. Kulüplerin 500 binden fazla üyesi var.
Liseli Girişimciler Kulübünü kurup liseli gençlerin vizyonlarını genişletti.
Sonra da son birkaç yılda adını daha az duyduğumuz, etki alanı hayli azalmış olan iBB Gençlik Meclisi’nin dümenine geçti.
Her yeni görevinde gördüm kendisini. Yılda bir kez en az denk geldik.
Hiçbir görevi yüzüne ukala bir ifade getiremedi. Hiçbir makam onu şımartamadı.
Samed Ağırbaş’ı gelecekte çok daha fazla duyacağız. Tarihe not düşmüş olalım.
iBB Gençlik Meclisi’nin tüm üyelerini, tüm birimlerini tebrik ediyorum. Tüm etkinliklerini takip ediyor ve gerçekten beğeniyorum.
Hele bir Coding istanbul projeleri var ki, hedefleri 40 bin çocuğa kod yazdırmak, 1000 online sınıf kurmak ve en az 100 mobil uygulama çıkarmak. ( http://www.codingistanbul.com/ )
Ayakta alkışlıyorum..."

Yazıyı çok beğendiğim için twiter'da paylaşmıştım.

Bu etkinliğe tekrar katılmam konusunda bana çok ısrar eden oldu; gerçekten çok güzel ağırlanmıştık; emeği geçen herkese, özellikle 3 gün boyunca bizi ağırlayan, misafir eden sheraton otele ne kadar teşekkür etsek az. Çok memnun kaldık. Ama ben "başvurum seçildi, katıldım; memnun kaldım; ancak bu etkinliğe katılamayan başka genç arkadaşlar da katılsın." Düşüncesiyle başvurmadım bir daha. Çünkü ailemin bana kazandırdığı en önemli değerlerden biri de "tokgözlü" olmaktır ne mutlu ki. Bu, gerçekten önemli. Aç olduğum tek konu: "bilgi" Evet, bilgiye aç bir insanım sadece ve bundan mutluluk duyuyorum. Bir insanın aç olduğu tek konunun "öğrenme" ve "bilgi" olduğu kanısındayım. "Bilgi" dünyadaki en önemli ihtiyaç, en değerli dost, en büyük mirastır çünkü. Zaten 4.'sü düzenlenen bu zirvenin sloganı da "Türkiye'nin geleceği, bilgi gençliği" idi. O zamandan itibaren bazı kararlar aldım ve yeni bilgiler edinme ve öğrenme konusunu daha çok zaman ayırmaya başladım. En iyisi için çabalıyorum. bize o etkinlikte söylenen şu sözü unutmuyorum: "yıldızları tutmaya çalışın; belki onları yakalayamazsınız; ama yükselirsiniz." Evet, gençler olarak gerçekten en çok ihtiyacımız olan, çalışmaktır. Çalışalım gençler, üretmek ve iyi eserler bırakmak, hepimizin borcudur, yaşadığımız şu dünyaya. Bakın bu da bizim için hazırlanan videoydu, içinde da vinci, tesla, zuckerberg falan da var; izlediğimde "tam bana sesleniyor!" Demiştim; Özellikle "sıranın dışındaydın hep!" Dediği kısımda, sıradışı olduğumuza yaptığı vurgu çok yaratıcı olmuş:
https://youtu.be/wqlK9A10gSI
https://twitter.com/seyda...status/730471542853873664
"Yine kendimizi övdük, tanrıya şükür.."
Siz kaç kişisiniz bacım? Kişilik bölünmesi mi var? Tayyip de biz diye konuşuyor ama adam cumhurbaşkanı. Hayır Biz ne yani!

T: durumsuzluktan okunmamış upuzun bir yazı. Hakkımızda hayırlısı.
birisi özet geçebilir mi?

yani tahmin ediyorum yine gençler toplanıp kendilerini düşünce olarak tatmin etmişler ve anlık olarak gaza gelmişler fakat 2 hafta sonra akıllarında bir şey kalmayacağı için ve ülke aynı üretkensizlikle devam edeceği için de pek önemli değil.

ha etkinlik yapmak, toplanmak, çay içmek tabi ki sizi sosyalleştirir.

fakat mezun olunca risksiz bir işte ortalama bir maaşla çalışıp, daha sonra evlenip düzenli hayata geçme teklifi o salondaki gençlere sunulsa %90'ı kabul eder.

neyse anlık gaza gelip bunu sürdüren 1 kişi de çıksa olumludur.

t: yazıdır.