gülersin, eğlenirsin, hoş sohbetlere katılırsın. keyfin yerindedir yani. ama olmadık bir anda yüzü gelir aklına. kahkahaların küçüldükçe küçülür, buruk bir gülümsemeye dönüşür. işte o an sevilenin eksikliğinin ne olduğunu anlarsın sözlük. keşke burda olsaydı da konuşmasaydı öylece otursaydı yanımda dersin. varlığını hissetmenin bile senin için ne demek olduğunu anlarsın. kısacası gariptir.
güzel anların genelinin onun yanında ceyran etmesinden kaynaklanan hadisedir. edebiyatı bi kenara bırakırsak; yokken herşey eksiktir, varken herşey tamam.
(bkz: insanın içini burkan entry)
varlığına alıştığın bir kişinin yokluğu her an hissedilir bir boşluk yaratır. en mutlu anında bile içinde bir burukluk oluşturur yokluğu. varlığına alışmışsındır çünkü. yokluk çok sınırsız bir kelimedir ve alışılması çok zordur. zaman içindeki boşluğu doldurmaz ama alıştırır yokluğa.
Özlenen kişinin yokluğunda eline uzanıp dokunamamak, bir türkü de gözlerinin dalması , dudağının ucundaki yarım gülümsemeye razı gelmektir. Hasret çekmektir.
herkes gülerken senin gülememendir. çünkü kimse senin dilinden anlamaz. sen de onların dilinden anlamazsın. oturup uzun uzun konuştuğunuz anlamsız şeyleri düşünürsün...
kişi eğer ölmüş ise gözyaşları sel , eğer arkadaş ,eş ,dost ise sıcacık bir anda ise esen bir soğuk yel...
incitir bu seni ; anlık mutluluklarına da gölge düşürür.
(bkz: ne yaptın sen antuan)
şu yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı şehirlerden birinde akşam vaktidir mesela.
saçma sapan bir şekilde yağmur yağmaktadır yazın ortasında,hem de bardaktan boşanırcasına. öylesine güzeldir ki sesi kesilmesin istersin yağmurun, bu güzel serinlik hiç bitmesin. sonra bir fincan yeşilçay yaparsın kendine kahvenin uyarıcılığına tercih edersin çünkü.
sonra oturursun balkonda bir sandalyeye ayaklarını da uzat izle şimdi ıslanmış şehri tüm çaresiz güzelliğiyle.
dudaklarına da bir tebessüm yerleşti gözlerindeki neme rağmen.
ama bir dakika bir şeyler eksik sanki: yağmur,akşam,sıcak çay,serinlik..
fark ettin değil mi bir fincan var sehpanın üstünde,yalnız...
o yok. yokluğunu hissettin değil mi?
her zaman gülersin eğlenirsin aslında kendine yalan söylersin onsuz geçen zamanda. zaman yavaşlar herkes gülerken sende bir tebessüm kondurursun yanaklarına ama gözlerinin içi parlamaz bi'daha asla. sanşyeler içinde kaybolur o gülüş yüzünden yerine hüzün dolu gözlerle uzaklara dalmak kalır. gözlerin hep onu arar yollarda.
tüm gırgır şamatanın içinde gözün bi noktaya dalar..birden yanında ki o kalabalık birer birer silinir gider.. dipsiz bi kuyuda hissedersin kendini..koca bi keşke çekersin...

-keşke yanımda olsaydın şuan
-keşke bu gülmeceler senle olsaydı
-keşke şu şarap kadehini seninle tokuştursaydık
-keşke bu güzel şarkıda seninle dans etseydik

keşke,keşke,keşke,keşke sonsuzluğa uzanan keşkeler yerine sen olsaydın...
dün gece aklıma geldin oysa daha yeni ayrılmıştık birbirimizden. tamda uyumak üzereydim. birden yatağımdan kalktım her yeri aradım ama bulamadım. çoktan yok olup gitmiştin hayatımdan sokaklara çıksam caddelerde dolaşsam senden bi tane daha bulabilir miydim? imkansız... eski bir arkadaşım geldi aklıma belki, belki bana o yardım eder diye düşündüm aradım telefonumu açmadı. sensizlik ne kadar acıymış şimdi daha iyi anladım ne arkadaş, ne eş, ne dost dolduramadı bak yerini, sensizliğimi. neyse yarın 2 paket alırım.
derin bir iç çekişin ardından, hayat kaldığı yerden devam eder.

(bkz: saygı duruşu)
(bkz: serbest çağrışım)
an ve an tokan gibi hissettirir kendini.
bulunduğun yerden çıkıp muhtemelen yatıp uyumak isteyeceksindir.
acıdır, acıtır.
"her şeyi al bana beni geri ver
bir şansım olsun,
başka yer başka zaman
sensiz ömrüm olsun" dersin. eski seni istersin. mutluluğunu geri istersin böyle zamanlarda..
mutsuz olduğunuz zamanlar gibi en mutlu, en güzel anınız da aslında en zayıf olduğunuz zamandır. işte o zayıf anınızda bilinçaltınızdaki "o" ortaya çıkıverir. o sevinçten yerinizde duramadığınız dakikalar çekilmez hal alır. hayali kafanızda canlanıverir. herşeyi biranda değiştiriverir hayali bile. yokluğunun içinizi burktuğunu bir kez daha kanıtlar. çaresizsinizdir. ne yapsanız kolay kolay geçmez etkisi. içinizden keşke oda burda, benim yanımda olsaydıda bu mutlu anıma ortak olsaydı dersiniz. ama o yoktur ve ordada olamıcaktır. size sadece iç burkan anıları bırakıp gitmiştir. gelmeyecektir bir daha...
o varkende o anın daha güzel olmayacağını bilirsin ama o yokken o an bomboktur. bombok. *
yuzumde aptal bir tebessum yada yorgun bir kahkaha aninda onu hatirlayip bir melankoli haline girmektir.bilmiyorum sozluk anlatilacak gibi degil insanin icini burkan kotu bir his.tamda o zamanlarda insan diyor kendine hani senin vurdum duymaz tavirlarin, bos ver gitsinci dusuncelerin, nerde kaldi o diger mutlu vatandas.bunu hak mi ettim ? yoksa yoksasida yok be sozluk uzdun beni gece gece.

(bkz: ben bu yaziyi sana yazdim)
(bkz: sevgili gunluk uludag sozluk)
girift duyguları aynı anda yaşadığın bir andır. şen kahkahalarla gülerken birden duraksamak gibi. söylenecek son sözün yokluğunu hissettiğin kişi tarafından söylenmesini istersin ama ondan geriye kalan sadece aklındaki gülümsemesidir.
bir koku, bir söz, bir hareket ne olursa artık birden bire onu aklınıza getiriverir işte.
ve birden yaşadığınız o anın boş olduğunu, onun yanınızda olmasını istediğinizi hissedersiniz ama o başkasının yanındadır ve sizi çoktan unutmuştur bile.
Güzel bir anı yok etmek istiyorsanız başvurabiliceğiniz yöntemdir.
bir buçuk yılın ardından ilk kez onsuz sinemaya gitmişsindir. ilk kez onsuz sürekli dondurma aldığınız yerden dondurma alıp yemişsinizdir. eksikliğini her an hissetmektesinizdir. ama o kadar darılmışsınızdır ki ona belli etmezsiniz, konuşmazsınız. özlemişsinizdir. filmin en komik yerinde en eğlendiğiniz anlar aklınıza gelmektedir. mutsuz olursunuz. gülemezsiniz. nefesiniz tıkanır. ama gene de gururunuz yüzünden özlediğinizi söyleyemezsiniz. oysa ki için için yanmaktasınızdır.
onla gülmek, onla ağlamak istediğin için çok acı verir yokluğu.
Uzun zaman geçtiği için o kadar çok aklıma gelmese de eskiden sevdiğim kız, yine de geldiğinde ah dedirten durumdur.

Bilmiyorum bir de başkalarına da oluyor mu? O şekilde içlendiğim zaman böyle göğüs kafesimde bi ağırlık oluyo sanki. Bi sıkıntı kaplıyo. Hatta Göğsüme öküz oturdu bu demek bence. Çok kötü bi his ya la.
En güzel anında "o"nun yokluğunu hissetmek; kalbinin en derinlerinde acı bir sızlaşmayla gözyaşınızın gözleinize dolduğu andır...o kadar çok seviyorsunuzdur ki,en güzel zamanları onunla paylaşmak istiyorsunuzdur. işte o en güzel an'ın en acı anı olduğu bir buluşmadır o yokluk..