bugün

Günah çıkar(ma)

hiçbir mutlu zaman yoktur ki yıllar sonra hatırlandığında can acıtmasın ve hiçbir can acısı da yıllar sonra hatırlandığın da tebessüm ettirmesin insanı...

"kal!" denmemeli gitmeyi kafasına koymuş birisine, "gitme!" denmemeli... söylenebilecek en güzel söz söylenmeli gidene, güzel hatırlayıp, güzel unutsun diye sizi...

unutmalı hayatınıza bir dönem girmiş fakat artık hayatınızda olmayan insanları, her insan hatırlanmamalı her zaman, unutmaya alışmalı, unutulmaya da...

unutulmak can acıtmamalı düşünüldüğünde, bunun hayatın kanunu olduğu gerçeği ile yüzleşilmeli, yıllar sonra sizi görüp de hatırlamayan bir insanla karşılaştığınız da...

doyasıya yaşanmalı sevda, hiçbir engel olmadan, hiçbir yasak getirmeden, hiçbir sınır koymadan, sonrasında pişman olmamak için "keşke bunu da birlikte yapsaydık" diye...

pişman olunmamalı yapılan şeylerden, verilen sözlerden, edilen yeminlerden... hiçbirisi sebepsiz olmamıştır çünkü, hiçbir yemin, hiçbir söz bir sebebe dayanılmadan sunulmamıştır karşınızdakine...

ders alınmalı başkalarının hatalarından, yanlışlarından ve doğrularından ki başkaları sizden ders almasın...

hayaller kurulmalı sonra, yaşamı anlamlı kılan hayaller, yıkımlarına katlanabileceğiniz hayaller olmalı bunlar... hayalleriniz bile mantıklı olmalı gerçekleşmediğinde hayatı anlamsız kılmamanız için...

ertelenmemeli hiçbir söz, gidilmeli görmek istenen her yere, yaşamın bir standartı yok ne zaman öleceğiniz belli değil pişman olmamak için söylenmeli tüm iyi ve kötü şeyler diğerlerine...

üzmemeli hiçbir insanı, kalp kırmamalı, ağlatmamalı hiçbir gözü, acıtmamalı hiçbir yüreği, giderken bile mutlu ayrılmalı her yerden... yarın yok, olsa bile sizin olmama ihtimaliniz olma ihtimalinizle aynı...
unutmamalı kalp kırıklıklarının karşılığını göreceğimizi...

damdan düşer gibi aşık olunmalı bir kıza, tüm anlamsızlıkları onun sayesinde anlamlandırmalı... yüklemeli her şeye onun adını... ve korkulmamalı terk edilmekten, terk edilmek olmasa aşkın ne anlamı olur ki? gitmese sevilen insan, kelimelerin ne anlamı kalır ki?

utanılmamalı yapılanlardan, istediğini yapabilmeli insan, çekinmemeli, hiçbir yüz kızarıklığı olmamalı yaptıklarımız da... ama karşındakini düşünerek yapılması şartıyla...

küçük düşürmemeli hiçbir insanı başkalarının yanında, böbürlenmemeli, kibirlenmemeli insan kendinden daha alt sınıfa ait kişiler yanında, çünkü unutulmamalı ne zaman geleceği belli olmayan ölümle tüm küçük gördüğümüz insanlarla birlikte aynı şekilde ve aynı toprakta çürüyeceğimiz...

yokmuş gibi yarın, aslında hiç olmamışız gibi hareket edilmeli... giderken bu dünyadan arkamızda gözyaşı bırakmamalı, son gidişimizde bile üzmemeli birilerini, ağlatmamalı günlerce yokluğumuza...

ve ölüm unutulmamalı hiçbir zaman...

hayatı, hayalleri ve yıkımları dolu dolu yaşamalı, yoksa ne anlamı kalır ki geçirilmiş ve geri getirilmesi mümkün olmayan dünlerin...

günah çıkarmalı kendimize, yeryüzündeki tüm günahlardan bir günah seçmeli kendimize...
islamiyette yeri olmayan, diğer din mensuplarının ise hemen hemen her günahın akabinde temizlenmek maksadı ile rahip efendilere çıkardıkları günahlar bütünü.
(bkz: ben bir günah işledim rahip)
(bkz: kabızlık).
görsel
Müslümanlar tarafından çok yanlış bilinmektedir. Şöyle ki: bizdeki günah çıkarma işlemi, suçlarımızı kabul edip tanrı önünde itiraf etmektir yani siz günahlarınızı pedere değil tanrıya anlatırsınız ve ona yakarırsınız. Peder orada sizin günahlarınız için af dilediğinize şahitlik eder. Aslında bu işlemi bir rahip olmadan heran heryerde yapabiliriz ancak bir din adamının yanında yapılması daha doğrudur. Son olarak itirafınız bittiğinde peder bazı dualar eder ve incilde bizlere söylendiği üzere günahlarımızı affeder çünkü incilde göklerdeki babamızın önünde günahlarını kabul eden ve af dileyenlerin bağışlanacağı söylenmektedir. Ancak yine de insanlarımızın bağışlanıp bağışlanmadığını bilemeyiz bu yüzden pederin en sonda söylediği günahlarını tanrı adına bağışlıyorum cümlesi biraz da günahkarı manevi açıdan rahatlatmak içindir. (katoliklere göre anlatılmıştır.)
(bkz: hac)
Geçen yine günah çıkarıyorum baktım çıkmıyor. Resmen sinmiş gece çamaşır suyuna yatırdim sabah baktım gunahtan eser yok.
Günah çıkarma, Tövbe, Barışma bir sakramenttir, işlem değil.

Kiliselerde bazılarında cemaat büyükse bunun için özel bir zaman bulunur. Eğer yoksa genelde rahiple konuşup uygun zamanda yaparsınız.

Kiliseye gitmeden vicdan yoklaması yaparsınız. Kutsal Kitap'a göre ya da Katekizmde daha basitçe anlatıldığına göre işlediğiniz günahları düşünürsünüz.

ilk şart bu günahlardan pişman olmak ve bir daha yapmayı istememektir.

Tövbe edecek olan, haç işaretini yapar ve şöyle der: Peder, Oğul ve Kutsal Ruh adına. Amin.

Rahip şöyle devam eder: Yüreğimizi aydınlatan Tanrı, sana günahlarını ve O'nun merhametini gerçekten tanımayı lütfetsin.

Tövbe eden yanıtlar: Amin.

Daha sonra pedere en son ne zaman günah çıkardığınızı, günahlarınızın ne olduğunu ve kaç kere yaptığınızı anlatırsınız. Telafisi mümkün günahlar ise (örneğin para çalmak) telafisi istenir (parayı geri vermek). Tarziye (ceza) olarak yapacağınız iş söylenir (belirli sayıda dua gibi).

Tövbe eden itiraftan sonra kısa bir pişmanlık duası etmelidir, örneğin:
Tanrım, sana karşı günah işlediğim için çok pişmanım. Çünkü sen sonsuz lütufkar ve merhametlisin ve günahtan nefret edersin. Senin lütfunun yardımıyla artık sana karşı günah işlememeye ve tövbeye kararlıyım.

Rahip affı şu sözlerle bildirir: Yüce Tanrı sana merhamet etsin. O, Oğlunun ölümü ve dirilişi ile insanlara ilahi barışı sağladı; günahların affını gerçekleştirmek için Kutsal Ruh'u gönderdi. Yüce Tanrı, Kilise aracılığıyla sana af ve huzur bağışlasın. Şimdi ben, Peder'in, Oğul'un ve Kutsal Ruh'un adına bütün günahlarını affediyorum.

Tövbe eden: Amin.

Rahip: Rab'be şükret çünkü O merhametlidir.

Tövbe eden: O'nun merhameti ebedidir.

Bunun ardından rahip, günahlarının affına kavuşmuş olan imanlıyı şu sözlerle uğurlar: Rab günahlarını bağışladı. Esenlik içinde git.

Daha sonra bir şükran duası edersiniz.

Bunun nedeni ve nasıl'ı bambaşka bir konudur. Siz "işlemi" sorduğunuz için kısaca böyle yapılı
görsel
Avrupa’nın para sıkıntısı yaşadığı dönemde, kiliselerin bulduğu ve gelir elde ettiği yöntemdir.
anti papacı bir adventist olarak...sezarın hakkı sezara... para için kullanılmış olan bu değil (bkz: endüljans)tır.