bugün

Türkiye'de yaşanan bir garabettir. HSYK tarafından görevinin gereğini yapan savcılara uygulanan ve geçmişteki benzer uygulamalarda olduğu gibi %100 AiHM'den dönecek ve evrensel hukuk normlarına göre ülkemizin yine üçüncü dünya ülkeleri gibi ceza almasına neden olabilecek uygulamadır. süreç aşağıdaki şekilde gelişmiştir:

- "ıslak imzalı" darbeci komplo planında yazılanlara paralel olarak Erzincan bölgesinde yasadışı faaliyetler gerçekleştirildiği iddiasına istinaden soruşturma başlatılmıştır.

- soruşturma kapsamında aralarında MiT ve TSK mensuplarının da bulunduğu devlet memurları ergenekon yapılanması kapsamında yasadışı faaliyet gösterdikleri gerekçesiyle gözaltına alınarak mahkemeye sevkedilmiş ve dosyayı inceleyen hakimler tarafından tutuklanmıştır.

- Türkiye'de ilk kez, cumhuriyet savcıları tarafından bir ordu komutanının anayasal düzeni yıkmaya yönelik illegal bir örgütlenme soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınmasına karar verilmiş ve bu konuda ısrarcı olunarak konunun üstünün örtülmeyeceği yönünde net bir tutum sergilenmiştir.

- Yine ilk kez bir ilin cumhuriyet başsavcısı aynı yasadışı örgütle bağlantılı olmak iddiasıyla gözaltına alınmış ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştır. Tutuklanmasına yapılan itiraz da reddedilmiştir.

- Yasadışı bir örgüt yapılanmasının üzerine giden cumhuriyet savcıları hakkında HSYK yıldırım hızıyla toplanarak, ilgili kişilerin en basit bir disiplin soruşturmasında bile sahip oldukları savunma hakkını da hiçe sayarak özel yetkilerinin alınmasına karar vermiştir.

- Bir savcının göreviyle akalı olmayan bir suç lan yasadışı örgüt üyeliği iddiasıyla gözaltına alınması ve yine aynı iddiayla bir ordu komutanı hakkında soruşturma başlatan savcılar Ferhat Sarıkaya örneğinde olduğu gibi görevlerini yürürlükteki yasalara uygun yaptıkları için cezalandırılmaya çalışılmıştır.

- Ne gariptir ki bu karara rağmen tutuklu başsavcının mahkemeye itirazı reddedilmiştir. Ortada gerçekten bir yetki aşımı olsaydı tutuklanan başsavcının tutukluluğuna itiraz bu karara rağmen reddilmezdi. Yok savcılar gibi hakimler heyeti de yetki aşıyor yetkisini aşmayan tek grup devam eden ir soruşturmaya suçlanan taraın savunmasına dahi başvurmadan cezai nitelkli bir karar alarak müdahale eden hsyk diyorsanız bir şey diyemeyiz. hukukun üstünüğüne karşı çıkma tercihinizde serbestsiniz.

- Mesleki linç kararı soruşturmayı yürüten savcıların tamamen soruşturma sürecinin dışında yer alan bağımsız bir hakimi ilgili başsavcının tutuklamasına yeter delilleri sunmuş olduğu göz ardı edilerek verilmiştir.

- Kararın aslında bir ordu komutanını yasala uygun olarak şüpheli sıfatıyla ifade vermeye çağırma nedeniyle alındığı yolunda iddialar halk arasında yayılmaya başlamış ve hukuka olan güven bir kez daha sarsılmıştır.

- Ergenekon oluşumunun üzerine giden savcılara geçmişte verilemeyen gözdağının bu vesileyle verilmesinin hedeflendiği ve yeni soruşturmaların derinleştirilmesi/önüne geçilmesi yolunda bir çaba sarfedildiği iddiaları yükselmiştir.

Yukarıda yazılanlara bakarak, görevden alınan savcıların aslında hangi kanunu çiğnediğini hukuki olarak açıklayamayacak kişilerin siyasi zırvalarını cevap olarak yazmaması rica olunur. 2. Şemdinli vakasına adım adım gidilirken yargıyı gerçekten bağımsız kılacak ve hsyk Yargıtay ve Danıştay üyelerini, Danıştay ve Yargıtay da tekrar hsyk üyelerini seçer şeklinde kurgulanmış kooptasyon yöntemin ortadan kaldıracak düzenlemelere ihtiyaç bir kez daha net bir şekilde zuhur etmiştir. Hep özendiğimiz Avrupa normlarında bir yapılanma için bu tepki çeken ve vicdanlarda hukuk dışı bulunan uygulama bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

edit: buraya klişe açıklamaları da kopyalamayın. ortada bir yetki aşımı varsa bu yasadışı örgüt üyeliği için soruşturma açmak mıdır yoksa savcıyı mahkemeye sevkedip bir ordu komutanını ifadeye çağırmak mıdır? eğer bir cumhuriyet başsavcısı devlet memurlarının görev alanlarına girmeyen faaliyetleriyle ilgili soruşturma yapamayacak ve hatta yasadışı örgüt üyeliği iddialarını mahkemeye taşıyamayacaksa bu makamlar neden vardır? son olarak savcı yetkisini aşmışsa, örgüt üyesi olduğu iddia edilen savcıyı tutuklayan ve tutuklamaya itirazı reddeden mahkeme üyesi hakimler hakkında neden bir işlem yapılmamıştır. savcıların suçu suçlu olduğu hakkında tutuklamayı gerektirecek deliller bulunduuna karar verilen kişiler hakkında soruşturma başlatmak mıdır yoksa darbeci bir yapılanmanın üzerine hukun gereğini yaparak şüphelilerin hangi devlet kurmumunda görevliolduğuna bakmaksızın gitmeleri midir? tekrarlıyorum: siyasi mesajlarla zırvalamayın, başkalarının papağanlığını yapmayın. somut örneklerle hangi suçu işlemişler açıklayın.

görevden alınan savcıların hangi kanunu nasıl çiğnediklerini yazamayanlar iftira atmaktan öteye gitmemektedir. kahve muhabbeti yapmak isteyenlar bu başlıkta zaman harcamasın. yukarıda yazılanlar arasında somut bilgi olarak sunulanlar ve yapılan değerlendirmeler ayrılmıştır. aynısını yapamayanlar kendilerini zrlamasınlar. kapasiteleri bu konuya yazmaya yetmez.
hukukun adil değil, siyasi olduğunun en büyük kanıtıdır.
başa geçen adam göre şekil değiştirir bu kadar bilimsel bir olgu. su gibi.
hukukun ideolojiye kurban gittiğinin burhanıdır.

yazık çook yazık.
(bkz: türkiye de yargı bagımsız degildir)
yetkilerini aştığı gerekçesi ile savcının hsyk tarafından görevden alınmasıdır.

--spoiler--
16/2/2010 tarihinde HSYK gündemine oy birliği ile alınarak, incelenmesine karar verilen Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığında, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan uygulamalar, 17/2/2010 tarihinde değerlendirilerek aşağıdaki kararlar alınmıştır:
CMK'nın 250/3 üncü maddesindeki amir hükmün ihlal edilerek, görev ve yetki aşımında bulunulduğunun tespitine,
Özel yetkili Cumhuriyet Başsavcısı vekili, Tarık Gür, Cumhuriyet Savcıları Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı, Osman Şanal'ın CMK 250. maddesi kapsamındaki yetkilerinin kaldırılmasına,
Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş, Cumhuriyet Başsavcı vekili Tarık Gür, Cumhuriyet savcıları Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı, Osman Şanal ile diğer ilgililer hakkında yasal gereğinin yapılması için suç duyurusunda bulunulmasına oy çokluğu ile karar verilmiştir."
--spoiler--

(bkz: yetki aşımı)
eğer bu, ilhan cihaner'i tutuklatıp içeri attıran erzurum özel yetkili cumhuriyet savcısı osman şanal'ın yetkisinin alınmasına bir karşı çıkışsa oldukça sakattır, çünkü sebep çok somut, "savcı savcıyı tutuklayamaz", yetki aşımı, bu yüzden yetkisi elinden alınıyor müsebbibin. "yeki aşımı nedeniyle alınabilecek bir karardır"
" tanırım iyi çocuktur" devletinde gerçekleşen olay.
madem yapacağı şeye karışacaksın savcıya güvenmiyorsun ne demeye ona özel yetki veriyorsun durumudur.
cemaatleri incelemeye alan savcının kanun dışı yollarla tutuklanmasına bir şey demeyenlerin ettiği şikayettir. nasıl oluyor da özel yetkili savcı yargıtay'ın yapabileceği bir şeyi yapıyor açıklayamazlar sonra da görevden alındı diye sızlanırlar. gerçekten de böylesi ancak türkiye'de görülür.

mart ayında dişi kedilerin hem kendilerini yaptırıp hem de sızlanması gibidir.
(bkz: götünden sallamanın en güzel örneği)
cemaatleri soruşturan savcıyı hapse attırmaya sesi çıkmayanların isyan ettiği görevden alma olayı. aynı kişiler tüm muhalifler ergenekoncu diye içeri atılırken alkış tutup katsayı kararına siyasi karar diyip sokaklara dökülmüşlerdi. e hukuk hepimize lazım.
(bkz: )Ferhat Sarkıya.

All justice for all
(bkz: Burası Türkiye)
(bkz: ihanet)tir.

cumhuriyet muhafızları gözüyle bakmak için;

(bkz: yargıya müdahale)
*
bir adalet bakanı *, bir savcıyı * arayarak bu savcının tutuklattırdığı kişilerin serbest bırakılmasını talep ediyor. bu tutuklananlar bir tarikatın * anayasal rejimi değiştirme planları icinde olan üyeleri. bu adalet bakanının yaptığı yargının bağımsızlığına zarar vermiyor ama bu savcıyı hukuka aykırı şekilde tutuklayan savcı * ceza alınca yargı bağımsızlığını kaybediyor.

ilk başta sesi çıkmayanlar, şimdi bağımsız yargının bir numaralı destekçisi olmuşlar. hadi oradan...

önce tsk, şimdi yargı. akp nin emellerine ulaşmasını engelleyecek en önemli iki kurum. durmak yok yıpratmaya devam. durmak yok uyumaya devam...
sincan hakimine iki günde bir müfettiş giderken yargı bağımsızlığını akıllarından geçirmeyen bir grup partizan ve taraflının söylemidir.