bugün

telefonunu yak ve hayatını yaşa. sana verilen ve her gün farkında olmasan da değişen bu hayatı yaşa. fakir de olsan zengin de olsan, hasta da olsan sağlıklı da olsan, güzel de olsan çirkin de olsan bu hayatı o sosyal medyadan uzakta sanki hiç icat edilmemişler gibi yaşa çünkü sen insansın robot değil.

1346 yıl önce insanların daha mutlu olduğuna iddiaya girerim, çünkü yaşıyorlardı. ve doyumsuz ölmediler, çünkü bizim gibi boşa geçen zamanları yoktu.

bizse pişman ve doyumsuz öleceğiz, çünkü hayatımızı yapmak istediklerimizi erteleyerek geçirdik.
Elinden geleni ardına koyma..
"Ben yine buradayım.."
sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt.
ne ekersen onu biçmek zorunda kalacaksın . yerinde olsam iyi şeyler ekerim .
1000 bilsen de bir bilene sor.
o son seni seviyorumu yemeyin..
Okuyun yeğenim okuyun da memur olun..
Hadi eyvallah.
dürüst ol! Kalleşçe kazanacağına dürüstçe kaybet.
yok sana nasihat sana bir nusibet yeter.
Betona oturma.
“Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.

Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın...”
yalnızlıgınızın değerini bilin sevgili yazarlar.
o konuları çok şeyapma karşiiimmm.
o konuları çok şeyapma karşiiimmm.
nasihat güzeldir insan nasihat almayı sever fakat gerçek ve doğal bir nasihat gereklidir. buyrun buda benden olsun.

hayatının monotonlaşmış ve stres dolu olduğunu görmen bu senin için garip bir şey ama sen bitkin ve yıkık, sıkılmış bir insan olarak hayatın din, dil, ırk gibi kavramlarını sevmiyor, bunları istemiyor ve bunlardan nefret ediyorsun. hayatta yaşayan 7.5 milyar insan olduğunu biliyor ve hayata lanet ediyorsun. bir köşen yok! bir yolun yok! ve bir sakinleşme bölümün yok. her öğrendiğin bilgi kafanın içerisinde bir parça su gibi sürekli çalkalanıyor ve sen bunu istemiyorsun... bu kadar durum varken bir de yakın gelecekte başına gelebilecek birçok sıkıntı gözünün önünden geçiyor her şey kötü olacak, geçim sıkıntısı çekeceksin, aç kalacaksın ve belkide susuz! sen bunları görmezden gelemiyorsun hayat zor, iş zor ve en önemliside bu hayatın içinde sende varsın ve artık dayanamıyorsun. birgün dışarıdasın ve bir köprüdesin atlamak istiyorsun fakat bu imkansız çünkü sen bu hayata bir kez geleceksin ve ölmemelisin. ama sıkıldın her şey üstüne geliyor ailen hayatın saçma ve gereksiz temposu işler, güçler, insanlar ve senin düşüncelerin artık her şey üstüne geliyor bir kitap okumak istiyorsun bu imkansız çünkü hayat devam ediyor ve hayatın içinde çok ses var. bir müzik dinlemek istiyorsun ama sana hitap eden müzik yok sen bulamıyorsun ya da zaten olmamış çünkü sen aşk müziği değil, hayatı eleştiren bağıran ve çağıran parçalar istiyorsun. bu hayattan nefret ediyorsun yok olmak hiçbir şey yapmamak istiyorsun ve bir tabancayla hayatına son vermek hiç doğmamış olmak hiç yaşamamış olmak hiç nefes almamış olmak. bir bitki olmak istiyorsun nefes almak değil fotosentez yapıp insanların senden beslenmesini istiyorsun, bir insan olmak değil. bu imkansız çünkü sen insansın ve istemesende bu hayattasın. bir gün ailen yok oluyor her şeyin yok oluyor. malın, mülkü, hayatın. ve sende yok olmak istiyorsun. bir iş buluyorsun belki çalışırım hayatıma devam ederim umuduyla yapıyorsun bir şeyler. ama bir arabayla hayatına son vermek istesende yapamıyorsun, cesaretin yok okadar! bunlar böyle devam ederken bir de ne olsun evleniyorsun. tıpkı hayallerinde ki gibi seni geçim sıkıntısı bekliyor. her şey kötü olacak diyorsun. ama olmuyor çocukların doğuyor, iyi bir iş, iyi bir eş... her şey çok güzelken eşin vefat ediyor bir bakmışsın yaşlanmışsın ve artık dert yok. eşinin vefatı seni üzsede sen daha önce nelere göğüs gerdin.. ve çocukların evleniyor torunların oluyor her şey çok güzel. bir gün hastasın ve gözlerin yavaşça çocuklarının önünde kapanıyor.. bu hayattaydın, bu hayatı yaşadın ve şimdide istediğin gibi bu hayattan göçüyorsun.. ama mutsuz olarak intihar ederek değil.. mutlu olarak ve çocuklarının elini tutarak. onların yanında son nefesini vererek...
görsel