bugün

Ve yalnızdık
Ve yalnızdık biraz da aklın,törelerin ve
Geleneklerin
Ve yasalarla alışkanlıkların
Bizi kuşattığı yerdi.
Milyon kere Ayten * / Ümit Yaşar Oğuzcan

Ben bir Ayten'dir tutturmuşum
oh ne iyi Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li iki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi Ama yağma yok
Ayten'i size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
iki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada Aşkın adı Ayten olsun
şimdi ben sana bir hayal kursam..

bildiğin tek iç anadolu şehri gibi..

söylesene,

gelirsem saatini kaçtan seversin beni?
Torbadaki cakillara baktim
Sonra dalgalar geldi
Sonra bir mavilik aldi her yerimizi
Nasil hatirliyorsan dunyayi
Oyle.

Cemal Süreya
Yüzüne âşık olmayan gönül, gönül değildir


Benine divane olmayan kişi, akıllı değildir


Gönül vermiş aşığın mestliği senin şarabındandır


Bu mestliğimden gayrı ömrüm faydalı değildir


Senin yüzünün aşkı bu çöllere attı beni


Ne yaparsın ki bu çöl sınırlı değildir


Kendinden geç! Eğer gönül vermiş âşık isen


Ki senle O’nun arasında «senden» gayrısı engel değildir


Aşk yolcusu isen hırkayı, seccadeyi bırak


Ki bu menzilde sana aşktan gayrısı yol değildir


Eğer gönül ehli isen sûfiliği, zahitliği bırak


Ki bu taifeden gayrısına bu mahfil yol değildir


Onun zülfünün kıvrımlarına tutunmalıyım


Ki divane-i âşık olana bundan gayrısı hâsıl değildir


Elimden tutarak bu riya hırkasından kurtar beni!


Ki bu hırkay-ı ruba cahilden gayrısına urba değildir


Ne ilim ne irfan harabatta kendine yol bulur


Zira âşıklar mekânı batıla yol değildir…
Bir adı var yaşatan cümlelerimde yalnızlığı,
Güneş gibi açmadı yılların beyazı,
Acaba neden bilinmez uzaklığı,
Sadece dünya sanırım bütün bu karanlığı..
Ben aşk nedir bilmem,
Eski kafalıyım.
Bir seni bilirim,
Bir de adın geçince sıkışan kalbimi...
dikenin
kalbime battığı bir sonbahar günüdür
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler
içini kurtlar kemirir
bence malumdur
buğulanmış camların arkasında masmavi yüzün
senin ateşler içinde olduğun
bence malumdur
ellerin muhakkak çocuk elleridir
hep kimsenin bilmediği türküler düşünürsün
onlar neden daima okul türküleridir
süleymancıktan bahseder
kara toprakta açık yeşil bir yıldız gibi akıp giden
süleymancıktan
ve karınca yuvalarından bahseder
ışıksız kömürsüz karınca yuvalarından
gökyüzünde kızıl bir hilalin kaydığını görürsün
sen ansızın gökyüzünde görünürsün
gözlerinin rengi
bence malumdur
elinde değildir akşam serinliğinde üşüsün
eylül'den itibaren geceler hazindir uzundur
sokaklar yorulur uykuya varıp gelirler
sokakların üstüne bulutlar gelirler
bulutların üstüne yıldızların gözleri gelir
bir yıldız bir yıldızın ardınca gider
yıldızların kaybolduklari yer
bence malumdur
karanlıkta bir şeyler kopar dağılır
uzaktan yabancı sesler duyulur
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
elin hayallerimi dağıtır
bilirsin
sen elini bulutların içinde gezdirirsin

Attila ilhan .
Yüreğimde döner bir şey
hani olurya birden aklıma gelirsin diye
Hani zamansız
Yorgun cümleler birbirini kovalarken içimde
Hani sessiz
Sokaklarda yalınayak dolaşan bir çocuk
Hani sen sen ve sadece sen gibi..
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun ?

A.Arif.
Sigaram daha çabuk bitmeye başladı
kahvem daha çabuk soğumaya
daha az ağlamaya başladım
başkalarına göre iyileşmek, bana göre tükenmek.
Hani erken inerdi karanlık,
Hani yağmur yağardı inceden,
Hani okuldan, işten dönerken,
Işıklar yanardı evlerde,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken...
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani hepimiz arkadaşken,
Hani oyunlar tükenmemişken,
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden,
Daha biz kimseye küsmemiş,
Daha kimse ölmemişken,
Eskidendi, çok eskiden.

Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
Geceler de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti.

(bkz: eskidendi çok eskiden)
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum
Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün.
GÜNEŞi iÇENLERiN TÜRKÜSÜ
----
spoiler

----
Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi.
Ben de söyledim o türküyü!

Yüreğimiz topraktan aldı hızını;
altın yeleli aslanların ağzını
yırtarak
gerindik!
Sıçradık;
şimşekli rüzgâra bindik!.
Kayalardan
kayalarla kopan kartallar
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
Alev bilekli süvariler kamçılıyor
şaha kalkan atlarını!


Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!
Sesinde ne var biliyor musun
Ev dağınıklığı var
ikide bir elini başına götürüp
Rüzgârda dağılan yalnızlığını
Düzeltiyorsun.
Yanlış anlaşılan olay.

Şiir dizesi diyor arkadaşlar. Şiiri yazıp kaç demiyor.
niye gittin megan fox??????
Bakakalırım giden geminin ardından
Atamam kendimi denize,
dünya güzel
Serde erkeklik var,
ağlayamam.
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...

itten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
ille de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...

Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık...
Ekmek 1 tl, kömür 1 oy eder
Ömrüm saçlarının arasında heder
Bi yanda aç karın bi yanda tok kalp
Aşıklar boş kalbe bilmem ki ne der

Dolmuş 2 tl, yürümekse bedava
Sacların ağ sanki, benzerim ava
Bi yanda çukurlar bi yanda koca alp
Adalet! Ben hapisken sürüyor bu dava

Çorap 3 tl , baş parmak utangaç
Saçlarını bağlama ,rüzgarlara aç
Ellerim bağlıyken neden ki bu darp
Beysbol sopasıyla yüzümde smaç

Döner 4 tl, hemde yarım tavuk
Saçların ömrüm gibi sap savruk
Ben ıslık çalarım sen ise arp
Elleri saçında , abdestsiz lavuk

Kitap 5 tl , okursan şiir
Ben para vermemek icin oldum şair
Heee unutmuşum konu saçların
Onun elleri saçlarında kir..
Bana Bir Şarkı Söyle
Özledim sesini ne olur konuş
Bir gül açtır zamanların ötesinden
Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel
Gök mavisinden, deniz mavisinden
Bana bir şarkı söyle
içimde bir şey kımıldıyor
Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum
Bir baksana ne haldeyim deli divane
Yaralıyım, çaresizim umutsuzum
Bana bir şarkı söyle
Yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt
Dökül karanlığıma ışıklar gibi
Al beni, en uzaklara götür
Sesin aksın içimde bir pınar gibi
Bana bir şarkı söyle
Bütün renkleri kat birbirine
Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan
Bir tüy gibi, bir bahar dalı gibi
Hafiften, inceden, güzelden, en beyazdan
Bana bir şarkı söyle
Bazan kar nasıl hazin yağar bilirsin
Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı
işte öyleyim, kapkarayım bugün gel
En hüzünlü sesinle, en dokunaklı
Bana bir şarkı söyle

Ümit Yaşar Oğuzcan.
"biz sevdayı madenlerden tanırız,
sevdayla dağları delen de bizden...
Paslanmaz bir yürekle sev de,
Demir bir yüzük ver sevdiğine istersen."
Bir kaç gün önce ölen Sennur Sezer'in dizeleridir... Hanımefendi, Kıymeti sözcüğün tam anlamıyla hiç ama hiç bilinmemiş bir şairimizdi. Komünistti. Zaten yalnızca bu, her türlü acıyı çekmesi için yeterliydi. Geceyi ve içimi ısıtan, bizi güzelleştiren herkese olduğunca, Saygıyla anıyorum.
''Bazı şeyler söylenmez.
Utanmakla ya da korkmakla alakası yoktur bunun.
Bazen ‘ kelimeler bazı anlamlara gelmez.''
sevişmeyle savaşmayı
birbirine karıştırdığımdan beri
çok düşmanım oldu
seviştim her biriyle
bir çoğunu vurdum
bazıları varya
daha dokunmadan öldüler
sevişmeyle savaşmayı
birbirine karıştırdığımdan beri
bir okadarda savaştığım oldu
ama varya, hepsi beceriksizdi
hiç biri senin gibi sevmedi
acını seveyim
acın bile bir başka.

avukatinavukati
yar deyince kalem elden dusuyor
gozlerim gormuyor aklim sasiyor
lambada titreyen alev usuyor
ask kagida yazilmiyor...