bugün

Noktalı virgül, yazar bir cümleyi bitirebilecekken bitirmemeyi seçtiği zaman kullanılır. Yazar benim ve cümle de benim hayatım.
Kafalarımız uyuşsun diye beklersek, bastonum ve takma dişlerimle bekleyeceğim seni...
Belki de, mezar taşıma merhaba dersin; kim bilir!
"Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır, çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür..."
Anne Frank
hayvan açken insan tokken kudurur.
güzel kızlar eklesin.
seni sevmek ölümse koyayım ağzına gülümse .
kibar olduk da, nezaket gösterdik de, insan yerine koyup iki kelime ettik de ne oldu?
görsel
men dakka dukka.
Herkes, dedi, merak içinde
Ölümden sonra hayat var mı diye
Boşuna düşünürler
Sanki hayat varmış gibi ölümden önce.
her maçı 20-0 kazansak bile yönetimin ve hamzanın kellesini istiyoruz.
bedenimiz zindanlara sıgacak kadar kucuk olsada onurumuz tarih yazacak kadar büyüktür.
Gücüm yeter aşarım kendimi
Seni düşünmek yok çare değil
Hesap soran bu yalnızlığı da
Eritir için bunu böyle bil
Yavaş yavaş bu da geçer

Sözüm geçer tutarım kendimi
Sensiz de hayat yaşanmaz değil
Hesap soran alışkanlığım da
Terkeder beni bu hep böyledir
Yavaş yavaş bu da geçer
Ne sevişir ne dövüşür kaldım
Bana uzak ol Allah’a yakın

Ben bir deliyim aşkından
Ayıramazsın beni canım
Unutamazsın beni canım
Uyuyamazsın düşünmeden
Uyanamazsın.
gerçeği bulana kadar yalnızım.
Ne kadar değişirsen değiş ilk nerde mutlu olduysan,hep oraya çevirirsin kafanı.
"şüphesiz ki insanın canını en çok acıtan şey yaşanması mümkünken, yaşanamayan mutluluklardır"
evet geceyi yaşayamadığımız mutluluklara ithaf ediyorum.
yaşayamadığımız aşklara, sevişemediğimiz kadınlara, söylemediğimiz cümlelere, gidemediğimiz yerlere ve nicelerine.
özledim . Eski beni eski günlerimi yaşanmışlıkları ve yaşayamadıklarım acısını bile özledim kısaca seni özledim. (bkz: özlemek)
Dün gece seni andım da derinden
Geçtim yine o eski hazan bahçelerinden.
Herkesin acısı sevgisi kadar.
azla avunmaya alıştık
ne yapalım paramız yoksa
şarabımız bitince yağmura çıkarız
kim güzelleşmiyor öpüşünce.
Olasılıksız ve mantık dışı şeylere inanmak o kadar da mantık dışı değil sanıyorum.
En kötüsü de ne biliyor musun? Artık ne sevdiğimden haberin olacak ne nefret ettiğimden. Bu kalpteki yerini asla bilmeyeceksin. Sevilmeye hasret kalan insanların böylesine sevilmeye aç olduğu bu dünyada sen artık bu kalpteki yerini bilmeyeceksin.
ya benimsin, ya ölüsün.
yatak mı ne yapak?
.....
Bedenim beni bırakacak. Oysa ben, hep o bedenin kurbanı olmuşumdur; biraz asi de olsa bir kurban işte. Biliyorum, aslında birbirimizi yok edeceğiz, böylece mücadele sonunda ortaya hiçbir galip çıkmayacak. Düşüncenin, sırf hasar görmemiş olmasından ötürü, tenden oluşan öteki maddeden kopabileceğini düşünmek ne hoş ve sürekli bir yanılsama.
...
Ah, Dona Magdelena Carmen Frida Kahlo de Rivera, topal majesteleri, kırk yedi yılın geçtiği bu kavurucu Meksika sıcağında, iliğine kadar yıpranmış, sancı her zamankinden bin beter kasıp kavururken, onarılması olanaksız bir durumdasınız işte!

ihtiyar Mictantecuhtli, Tanrım kurtar beni!

Frida KAHLO