bugün

gündüz işten, güçten pek fırsat olmadığındandır.
hatırlandıkça o kişiyi dahada derinlere gark ettirip bazende uykuların kaçmasına sebep olur.*
kalleş yalnızlıktır. geceyi bitirmeyendir.
gece daha soğuk olduğundan hissedilen yalnızlıktır.
Gece hatirlanip gündüz unutulan şeye yalnizlik denmez. Yanlizlik hiç denmez. Yanilmaktan gelir o, yanilmaktan yanliş olur. Yalindan ise yalnizlik olur. Velhasil kelam ona yalnizlik denmez. Evlenmek istiyorum denir.
Gündüzleri de aklınızı bir köşesinde bulunursa onu severseniz canınızı acıtmaz.
eğer gerçekten yalnızsanız onu her yerde her an hissedersiniz. tıpkı gölgeniz gibidir. bunun gecesi gündüzü yok. nasıl gece bile ay sana gölgeni sunuyorsa, yalnızlık da; kalabalık içindeysen, en mutlu anlarında, en hüzünlü anlarında, en şen dakikalarında kendini hissettirir.
gece kimse tek yatma korkusu gibi geliyor. arabesk dinleyip aglarken yorgan altına saklanmak gibi.
yatağa gömülme nedeni olabilecek kadar derindir. hat safhası daha trajediktir; baş yastık ile yatak arasına gömülüp diz kapakları göğüs ile birleşir.
tek çaresi uyku olan hastalık*
doksanlı yıllara geri dönme arzusu uyandıran yalnızlıktır.
her zaman benden önce uyuduğu için 5 6 senedir artık alıştığım zımbırtı.
yastığa kafayı konulduğunda akla gelir genelde. bazen de o bir çift göz aklınızdan çıkmaz.
düşünmeye sadece gecenin vaktolduğu yaşamlarda duyulan yanlızlıktır , aslında hep hissedilen ama meşguliyetten idrak edilemeyendir.

hele ki bu yazdıklarının seni bu yanlızlığa bırakan sevdiceğinin okuyabileceği endişesiyle bilmediği bir nickname altından atılmak zorunda kalınıyorsa daha da acıtandır.

acı bana sözlük. beni yalnız bırakma.
ışıklar kapandığında göz bebeğinin büyümesiyle başlayan, kalpte çarpıntı ile beraber yatakta karanlık tavana bakarken hissedilen belirtidir.