bugün

abartıyorum çünkü anlaşılmak istiyorum. rok sayesinde öğrendik .
“ Ama üzüntü demek, gece gündüz, uykuda olsun, uyanık olsun, vücuduna saplanmış bir oku taşımak demek. Çekilir şey değil bu Milena.”

Milena'ya mektuplar
yine bir boşluğa yanıt vermekteyim; ama yanıt vermek konuşmakla olabilecek bir şey, yazarak bir deneyim kazanmıyor insan, olsa olsa mutluluk nedir, sezer gibi oluyor. bugün çok koşuşturmak zorundayım ve yatakta dönüp dururken aklıma gelen, yakamı bırakmayan küçük bir öyküyü de kağıda dökmek gerekiyor, ama bugün yine de yazacağım sana.

herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor.
yanımda yürüyordun milena düşünsene yanımda yürümüştün.
“Saat gecenin biri ama sana bütün gün tek kelime yazmamış olmam beni rahatsız ediyor. Uyuyamıyorum bir türlü bu düşünce ile...

Seni kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki Milena. Bazen düşünüyorum da, eğer gerçekten insanlar mutluluktan ölebilselerdi benim çoktan ölmüş olmam gerekecekti. Ama ben aksine mutluluk sayesinde tekrar hayata döndüm...”

Franz kafka bu sözleri başkasıyla evli bir kadına yazmıştı.

Zor bir hayat yaşadı. acılar çekti. buhranlar yaşadı.

Ne denilebilir ki

Keşke baban dışarı boşalsaydı be oğlum...
Olmamasına razıyım.Oluyormuş gibi olmasın yeter.
Ama üzüntü demek; gece gündüz, uykuda olsun, uyanık olsun, vücuduna saplanmış bir oku taşımak demek. Çekilir şey değil bu.
Ve ayrıca benimle ilgili olarak için rahat olsun, son günde ilk günkü gibi beklerim.
En kötü şey, öldürmeyen acılardır.
Daha önce dedim ya, herkes gibi. Hem bunu yalnız senin hesabına yapıyorum; benim dostum olarak kalman için kendi ruhumun yaralanmasını kabulleniyorum.
Bir çırpıda yüreğimle açtığım bu yolu kapatmak, ağır ağır dönmek, vazgeçmek zor geliyor biraz. Elbet yüreğim sızlar. Gene de sözünü edebildiğime göre o kadar zor gelmedi anlaşılan. Çok bilmiş bir köstebek gibi yeni yollar açarım gerekirse, ne yapalım!
Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamaktır mutluluk.
Tutalım ki seni her şeyden çok seviyorum dedim, aslında bu bile sevgi sayılmaz; senin bir bıçak olman, benim de bu bıçakla içimi deşip durmamdır sevgi.
Böyle gevezelik etmemin tek sebebi, her şeye rağmen senin yanında kendimi iyi hissetmem.
ve sen gelmiyorsun, çünkü gelmeye kendin ihtiyaç duyana kadar bekliyorsun.
Seni çöpe atacağım poşete yazık
Bi sigara yakacağım ateşe yazık.
"Sahip oluş yoktur, sadece oluş, son nefesi vermeyi, nefessiz kalarak boğulmayı özleyen oluş vardır.."
Tıklayınca galeri açılacakmış izlenimi uyandıran başlık.
Dünyayla arandaki savaşımda, dünyanın yanında ol.
Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey ciddi değildir aslında.
insanın belli başlı iki günahı vardır, öbürleri bunlardan çıkar: sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet’ten kovuldular, tembelliklerinden geri dönemiyorlar. Ama belki de belli başlı sadece bir günahları var: sabırsızlık. Sabırsızlıklarından ötürü kovulmuşlardı, sabırsızlıklarından otur geri dönemiyorlar.
Eğer bir hedefiniz varsa ama ona ulaşma yolunu göremiyorsanız, o yolun adı tereddüttür.
Bir topluluğu kontrol etmek, bireyi kontrol etmekten kolaydır. Bir topluluğun ortak bir amacı vardır. Bireyin amacı ise her zaman için şaibelidir.
Odandan çıkman gerekmez, masanda oturmaya devam et ve dinle. Dinleme bile, sadece bekle. Bekleme bile, gerçekten sakin ve yalnız ol. Dünya özgürce sunacaktır kendini sana. Maskesinden sıyrılmak için başka seçeneği yok, huşu içinde yuvarlanacaktır ayaklarının dibine
"Ah milena, bugün yağmur göz kapaklarıma yağıyor.."

(bkz: franz kafka)