bugün

6 Mart 1929'da, Abhazya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin başkenti Sohum'da dünyaya gelmiş, dünyaya mal olmuş Abhaz yazar. yaşadığı döneme, komünizme, abhazya'ya ve stalin'e dair bir çok eseri vardır.ancak bu eserlerden ikisi türkçe'ye çevrilmiştir. bunlar; "çik ve puşkin" ve "sandro dayı" adlı eserleridir.

bazı eserleri filmlere aktarılmıştır. "Piry Valtasara,ili Noch so Stalinym" (Piry Valtasara,ya da Stalin'le bir Gece) bunlardan biridir. bu eser, stalin'i, beria'yı, abhazya'nın sovyetlere katıldığı dönemdeki başkanı nestor lakoba'yı ve son olarak abhazya'nın "chegem" (çegem) köyünde büyümüş olan baş kahraman sandro chegemba'nın hikayesini ele alır. ve bu filmin sonunda şöyle de bir olay vardır; stalin genç iken, gürcistan'dan abhazya'ya geçmiş, ve bir arkadaşı ile beraber gemi soymuştur. çaldıkları ganimetleri paylaşmak istemediği için, stalin arkadaşını başından vurarak öldürür. bu olaya kitabın baş kahramanı sandro chegemba şahit olmuştur. stalin, çocuğu tehdit ederek "kimseye söyleme, seni öldürürüm" der. çocuk korku içerisinde evine gider ve babasını polislerle konuşurken bulur. polisler babasına "buralarda bir-iki kaçak-yabancı gördünüz mü?" diye sorarlar. babası öyle birilerini görmediğini belirtir. polisler evi terk eder. babası çocuğunun solmuş yüzünü görür ve ne olduğunu sorar. anlamıştır babası. çocuk o kaçağı görmüştür.
ve çocuk, sandro chegemba; yıllar sonra, stalinle yedikleri o akşamki yemekte hatırlamıştır bu olayı. ve fazıl iskender sözü şöyle bitirir; "ya o çocuk, evine polislerden daha erken varıp, babasına o adamı gördüğünü söylemiş olsaydı, ve polisler stalin'i yakalamış olsaydı, dünya şu anda ne halde olurdu? bu kadar kan akar mıydı? bu savaş başlar mıydı? neler olurdu?"