bugün

Her gün işe giderken uğradığım, ilkokulluların turnuva maçlarını yapmak için uğradığı serserisi bol okuldur.
sefaköy ün alt kısımlarında bulunan, fetullahçısı bol, ineği bol olan okul. güzeldir, hoştur ama çevresi kötüdür. zira bigün okul çıkışında 10 yaşındaki bi çocuk size gelip "sigara var mı" diyebilir.
sefaköyün ücra köşelerinde bulunmasına,atlarla,çingenelerle ve havalimanına çok yakın olmasından dolayı 3 saniyede bir geçen uçaklarla haşır neşir olmasına karşılık oldukça yüksek bir öss başarısına sahip okul.
2008-2009 döneminde neredeyse bütün mezunları bir üniversiteye yerleşmiştir.
bu okulda herşey kötüdür evet. ancak iyi olan şeyler de yok değil. örneğin; bizim dönemimizde, tuvaletlerdeki sigara kuyrukları, her tenefüsün sloganlarla çığlıklarla çınlaması, kantindeki kalabalığa selam vererek, yan kapıdan ihtiyaç uyandıran ürünlerin alınması, cama asılan tm pankartı, kaynayan dersler eşliğindeki batak partileri, okul ortasında göstermelik dayak düzenlemeleri, her pazartesi sabahı ismail aganın can sıkıcı konuşması eşliğinde savrulan küfürler, cuma akşamları bahçede rehin edilişler, serviste içilen sigaralar ve daha neler hep aklımda kalacak güzel eylemler.
ayrıca bu okula giderseniz varoş kesimle kaynaşır, sosyal açıdan gelişim gösterirsiniz. sefaköyde 4 sene yaşamayı başaran bir birey, bu zorlu süreç sonucunda ölümsüz olur ve toplumun yapı taşını oluşturur.
her gün okula gidip geldiğim caddenin isminden oluşan okul..
istanbulun en okunmayacak anadolu liselerindendir.
okuyanların hiç biri daha önce okulu görmemiş bilinçsizlerdir.
benimde torpille geçiş yaptırıp listenin sonuna ismini yazmamla okuduğum güzide eğitim yuvası.
biz girdiğimizde ismi nasreddin hoca anadolu lisesi olan bir ortaokulun üst katında öğretim hayatına başlayan kazlar, ördekler, atlar * *, yetkin togay ve nice enteresan hocaları zamanında bünyesinde barındırmış; aile ortamı, kardeşlik bağını kuvvetlendiren çingen mahallesindeki okulum.
yerleşim yeri kötüdür gidip gelmeside güçtür.
nüiforma giydirmiştir.
tüm öğretmenleri ve idarecilerinin,mevki problemi olmasa istanbulun en iyi liselerinden olurdu diye tanımladığı anadolu lisesi.biz hazırlıktayken etrafta atlar otlardı,kurban bayramları öncesi yan tarafta hayvan pazarı kurulurdu.okul havalimanına kavsağına çok kısa mesafede bir varoşta yer alınca bu tarz seyler pek hoşunuza gitmese de,yapabileceğiniz birşey olmadığından katlanıyorsunuz.kayıt olmak münasebetiyle ilk gittiğim gün okulun bağlı bulunduğu küçükçekmece kaymakamlığı personelinin dahi bilmediği bir yerde oluşu da en ilginç anılarımdandı.ilk dönemlerde uçak gürültüsünden ders anlamanın mümkünatı da olmaz ayrıca.hazırlıkta canınız sıkıldığında hiç bilmediğiniz uçak firmalarının isimlerini öğrenebileceğiniz fırsatlar verir bunlara rağmen.son olarak uçak gürültüsü nedeniyle öss yapılmamaktadır.
yerdeki yer,çoban,yasin....kısacası müdür yetkin..bana başka birşey hatırlatmayan lisem...
mezun olduğuma faşist müdürden dolayı çok mutlu olmuşumdur. Çünkü okulun ilk günü çıkan kavga dolayısıyla (kim o terbiyesiz(!)) okulu kameralarla donatmış ve okul dersteyken bile karşısında oturup çekirdek çitlediği rivayet ediliyor. Ayrıca ayakkabı fetişisti olduğuna bizzat şahit olduğum insan...Siyah ayakkabı konusunda diretmektedir.Ama suyu ısınmıştır.
en son ismail karahan diye bir müdüre sahip olan okuldur.**
hayatımın yedi yılını alan lise.
Çingene mahallesinin ortasındadır. Nasıl başka yerlerde sokak köpekleri varsa burda da, sokak atları vardı. okulun bahçesinden bol bol çiftleşen atları izlemeniz mümkündür.
Öğrenciler dışarı kaçmasın diye, demirlere gres yağı düren müdürü vardı bir zamanlar.
En pğopüler olayı ise, arabsıyla geri geri giden müdürün voleybol direklerine çapması sonucu, ertesi gün voleybol direklerini kaldırtmasıdır.
açılımı fahrettin kerim gökay anadolu lisesi olan eğitim ''yuvası''