bugün

bana göre adil olmayandır. olayı yılların geyiği olan dağdaki çobandan çıkarıp inceleyelim.
vergisini veren herkesin oy verme, yönetimde söz sahibi olma hakkı vardır. bu hiç bir şekilde engellenemez, kısıtlanamaz. eşit oy ilkesinin eksik yanı, bu temel işlevi sağlarken, daha bilinçli, topluma yararlı, ne istediğini bilen kişileri yığınlar içinde boğulmaya itmesidir. bir ülkedeki tüm vatandaşlar politikayla, güncelle, siyaset bilimiyle, dünyada ne olup bittiğiyle tabiki ilgilenemez ve bu yüzden hatalı oldukları da söylenemez. ancak bunları yapabilen yurttaşların da nasıl yönetilecekleri konusunda diğerlerinden daha fazla söz sahibi olması, olması gerekendir. bu 'daha fazla söz sahibi olma' kesinlikle abartılamaz. devletin belirleyeceği tüm kıstasları yerine getiren birey, en fazla +1 oya sahip olursa bu toplumsal kaosa falan yol açmaz. nasıl olur bu peki?

kişinin zaten bir oyu sabit. şimdi diğer oyu için 10 kıstas belirleyelim ve bu kıstasların her biri için 0,1 oy değer biçelim.
ülkemizde zorunlu eğitim 8 yıldır. kişinin gelişimine ve dünya görüşüne eğitimin etkisi de mutlaktır. o zaman biz ülkemizde hem eğitimli bireylerin fikirlerinin daha belirleyici olmasını sağlamak hem de yurttaşları eğitime teşvik için zorunlu eğitim dışında bitirilen her okul başına 0,1 oranında fazla oy hakkı verebiliriz. yani orta okuldan sonra liseyi bitiren +0,1, üniversite eğitimini tamamlayan +0,1, yüksek öğrenimini tamamlayan +0,1 oy hakkı alırsa, toplamda ortaokul mezunu ile doktora mezunu bir yurttaş arasında 0,3 oy farkı olacaktır.

ikinci olarak devlet oy verecek vatandaşlarının ülkede ve dünyada olanları takip eden, gelişmeler üzerine yorum yapabilen, propagandalarla gerçekleri ayırabilen birer yurttaş olmasını ister diye umuyorum. o zaman örneğin 3 günlük gazeteye ve bilim, siyaset, ekonomi gibi alanlarda bir aylık dergiye yıllık aboneliği olan yurttaşlara +0,1 hakkı vermekte sakınca olmaz. böylece yüce devletimiz, vatandaşlarını olan bitenlere karşı daha duyarlı, yorum yapabilen, haberdar, ilgili ve katılımcı hale gelmeye teşvik edeceği gibi, bunu başaranlara da hakkı olan 0,1 oy fazlayı vermiş olacak. bence oldukça adil.

başka nereden 0,1 fazlayı alabiliriz? sosyal sorumluluk projeleri. kamu spotları da güzel, bir şey dediğim yok da eğer her yurttaş 5 senede 1 gününü belirlenen sivil toplum kuruluşları ya da derneklerde sosyal sorumluluk çerçevesinde geçirmeye teşvik edilse ve bunun karşılığında 0,1 oy fazla katılım hakkı olsa, bu güzel olmaz mıydı? 75 milyon nüfusu olan ülkemizde herkesin bir gününü böyle bir şeye ayırması, karşılığında daha fazla katılım hakkıyla ödüllendirilmesi, sosyal sorumluluğa teşvik edilmesi, bu iş gücünden elde edilen başarı ve gelir oldukça kullanışlı geliyor kulağa.

şuanda doktora mezunu, düzenli olarak 4 yayına aboneliği bulunan, 5 yılın en az 1 saatini sosyal sorumluluk çerçevesinde harcamış bir yurttaşımız 1,5 oy hakkına sahip oldu toplamda. peki bu diğer yurttaşlara haksızlık oldu mu? fakir gazete alamıyor, okula gidemiyor, işten vakti kalıp da sosyal sorumluluğa harcayamıyorsa bu onun suçu mu dediğinizi duyar gibiyim. hayır değil. bu +0,5 oy da ona haksızlık değil. en azından beş senede bir saatini bir projede geçirerek fazla oy hakkını alabilir. yani bu durum büyük sosyal düzensizliklere yol açmayacağı gibi hak edene hak ettiği katılım hakkını da sağlamış olacak. devlet de istediği örnek vatandaş profilini vergisini verip askerliğini yapan kişiden daha da genişletilmiş bir örnek listeyle sunma şansı yakalayacak.

eşit oy ilkesi olmasın demiyorum, hobi olarak yine olsun.
kendi kalkık totolarının ve şişik egolarının kurbanı olan insanların,

"benim oyum dağdaki çobanın oyuna eşit olur mu" diyerek eleştirdiği sistemdir.

ulan sen kimsin?

sanki bana allah ın günü kuantum fiziği alanında makaleler yayınlıyor,

akşamları boş vakitlerinde de atomu parçalıyor ya, kalkmış kendini milletten üstün görüyor.

işin kötüsü bu sadece ne dediğini bilmeyen bir sarışının alışılageldik bir saçmalaması değildir.

bildiğiniz yurdumun pembe totolu solcularının ortak görüşüdür.

hangi akla hizmet, hangi mantık doğrultusunda bunu düşünüyorlar onu da anlayamazsınız.

sadece ve sadece "ben chp ye oy veriyorum (ya da hdp ye) o akp ye, o zaman ben alimim, o cahil" diye düşünüyor adamlar.

gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

ciddi derecede sağlıksız bir ruh haline işaret çünkü bu, ibretlik bir kibir.
Kafası Çalışmayan vatandaşla aynı oy hakkına sahip olmak benimde pek hoşuma gitmiyor. Fakat ne yapabilirsin ki nasıl ayırabilirsin insanları. Mecburen böyle devam edecek kardeş
bana göre demokraside olması gerekendir. bu sayede oy değeri yüksek olan kişilerin (eşit oy ilkesi olmadığı koşullarda) "başkalarıyla" yaptığı bazı çıkar anlaşmaları gereği kendisinden istenilen şekilde oyunu kullanıp seçim sonucuna önemli derecede etki etmesi ve oy değeri daha düşük olan insanların daha da ezilmesi önlenmiş olur.
bir seçmen sınavı ve mülakatı yapılmalı. eğitim seviyesi genel kültür ve yıl boyunca ödenen vergi miktarı baz alınıp belli bir barajı geçemeyen oy kullanamamalı.
Kalkması durumunda benim 1 oyum 200-300 kişiye bedel olacaktır.