bugün

eleştirimizi evren ve içindeki canlılarla bir bütün olarak gördüğümüzü ve ona göre yaptığımızı belirtelim.

şimdi insan orta büyüklükte bir canlı. büyükten küçüğe doğru indiğimizde insanda trilyonlarca bakterimsi canlı var. belki o her canlının da içinde trilyonlarca basa canlı var. o öyle sosuza kadar gidiyor.
benzer şekilde insan, dünya, güneş, güneş sistemi, olarak baktığımızda trilyonlarca yıldız , trilyonlarca galaksi var

lan oğlum sen neyin peşindesin. nereye varıcan.

hayır bu pazar ağşamı bütün kanallar bu tür programlarla dolu da kızdım biraz.

not: ligler başlasın.
Evreni anlamaya çalışan insanlar yeni gezegenler keşfediyor, güneşi meydana getiren atomların kirpiklerimizde de bulunduğunu anlıyor, farklı gezegenlerde ki kaynakları nasıl kullanacağını düşünüyor, ve dahası. Anlamsız mı şimdi bu ?
Hiç mi merak etmiyon evreni öyle boş boş yaşanmaz. Gerçekten yaşamak için evreni keşfetmek lazım. Onu anlamak için uğraş vermek lazım.
"eninde sonunda ölecek olan birisinin bu dünyanın derdini çözmesine imkan yok."

(bkz: sen aydınlatırsın geceyi)
(bkz: swh)
Tam aksine. insan düşünme, anlama, problem bulma ve çözüm üretme gibi kendisine has yeteneklerini kullanmak zorunda.
Var olmak için, gelişmek için bu şart. Yoksa hâlâ taş kapta, çiğ hayvan eti yemeye devam ediyor olurdun.

Şu an Evrendeki bilinen ya da tahmin edilen en eski gezegenlerin yanında Dünya'nın ve hatta insanlığın çok genç olduğunu söyleyebiliriz.
Ve henüz insanlığın şimdiye kadar gösterdiği gelişim hızı ile Dünya kaynaklarının daha uzun yıllar varlığını sürdürebileceğini tahmin etmek zor olmaz. Tabi şu Kıyamet dedikleri şey son anı beklenmeyecekse.
Ve gezegen tükenme noktasına gelene kadar da insanlar en büyük kaynak arayışlarını evrende sürdürecekler, Belki bir x gezegeninde bir bitki formu, belki bir bakteri türü, bizdekine benzer bir su oluşumu keşfedecekler. Belki bilim yaradılış içerisinde insan idrakının algılayamayacağı gizemleri yavaş yavaş keşfedecek.

Belki senin benim çözeceğimiz şeyler değil ama birileri mutlaka ilerlemeye katkı sağlayacaktır. Bu yüzlerce, binlerce yıl öncesinde başlamış bir süreç. Ve insanlar sadece bir şeylerin eksikliğinden doğan hayallerle şimdiki konularına geldiler. ileri zamanlar düşünüldüğünde, şu an binlerce yıl öncesinde yaşamış insanlar kadar cahiliz.
sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez.

sokrates
Sende haklısın kardeş... türkler gibi üşengeç değiller adam işi gücü bırakıp araştıyor.
Eğer bu dünyadan gelip geçeceğini kabullendiysen ve sadece bunun için yaşıyorsan , günün gelir ölürsün zaten sanane evrenden ya da anlamından boşver keyfine bak , tabi o baktığını keyif sanıyorsan. Yok diğer türlü diyorsan , dünyadan gelip geçen değil iz bırakan olabilmek adına bütün evrenin senin için olduğunu kavrayıp , sonsuza giden araştırmalar yapmak seni her yerde mutlu ve zirvede yaşatabilir. Dolayısıyla nereden bakıyorsan , oradasın.
15 milyar yıllık bir evren, 8 milyar yıllık bir dünya. insan 2000 yıllık bilgi birikimi ile maalesef fazla şey bilemiyor. O yüzden biz her zaman insanlık adına evrenin 15 milyar yıl gerisinde olacağız. Ne kadar teknoloji gelişmiş olsa da, ne kadar ortaya teori de atılsa yine geçmişte yaşanmışlıklar ile ilgili bilgi sahibi olamayacağız. O yüzden evreni de kainatı da bu dünyayı da anlamak inanın ki zor. Bu yüzden siz iyi bir insan olun belki o zaman evrenin sırrını çözebilirsiniz.
Her şey çok düzenli sadece bunun nesini anlamıyoruz evrenide insan sanıyoruz sanırım.
Ben buraya afili bir çok kelime yazıp kimsenin anlamyacağı entelektüel görünme gibi bi derde girmeden şunu belirtmek isterim ünlü Çinli bir filozof olan rahmetli Lao Tse'nin bir sözü der ki sevgili dostlar '"varolmayanın isimlendirilmesi ile var olanlar oluşur " bunu bir düşünün.

Biz insanoğulları ve geçmişten bugüne pek çok gelişmelere imza attık ama buluşlarımız bizim bizim egolarımızı şahlandırıp ekolojimizi daralttı doğanın bir parçası olarak kalmadık bu ekolojik basamakların en üstüne tırmandık ve tırmanıyoruz da niye? doyumsuzluğumuz yüzünden sevgili dostlarım teknoloji 50 yıl öncesine kadar yoktu ama şuan böbrek, dalak, pankreas, gibi bir parçamız olmuş. Ben lafı uzatmadan son sözü söyleyip bitiriyorum. Sadece evren çok düzenli bunun için fazla yormayın kendinizi hayat kısa o yüzden Carpe diem! Beyninizi jöle kıvamına umarım getirmemişimdir iyi günler.
Çelişkilerle dolu olan şeylerin kaos oluşturma durumu. Ve bu durumu kendisinin çözebileceğini sanmak ve en sonunda kafayı yemek.
Evrenin içindeyken mümkün değil sanki. Dışardan tekrar deneyiniz.
Evreni anlamaya çalışmak anlamsız değildir. Anlamaya çalışırken beyinin yorulması ve error vermek yeridir.
Avuç içi kadar bir gerçekliğe sahip olsaydık tüm evrenin sırlarını çözebilirdik belki.
güncel Önemli Başlıklar