bugün

tarihten bu yana pozitif bilimlerden (şu anki tabirle modern bilim), sosyal bilimlerin alanına giren felsefe vs. gibi bilimsel fenomenlerin uğraş alanıdır.
evren sanıldığı gibi büyük karanlıkları ihtiva eden belirsizliklerle dolu bir konum değildir.
sadece devinimler suretiyle ''sırrı'' keşfolunan bir yapıdır.
bugün evren hakkında bildiklerimiz, bilim tarihinin toplamından ibarettir.
fizikten, astronomiye bir çok bilim dalı ve felsefe gibi kuramsal teori kaynakları evren hakkında nasıl? ve neden? sorularını sordukça evren bizi bilinene yönlendirecektir.
evren, muhteşemdir.
özünde insanı anlamaya çalışmaktır.
çünkü insan mikrokozmostur, evren ise makrokozmos, mikrokozmosu anlayan makrokozmosu anlamaya bir adım daha yaklaşır.
insanın bilmese de içinde bulunduğu uğraştır. insanlar birbirini anlamaya çalışır, bazen bi olayı, vs. ama bakınca en küçükten en büyüğe evrenin yansımaları olan birçok şey var. evreni anlamak imkansız değil, * görecelidir. herkes kendi evren anlayışını oluşturuyor ve bununla yaşıyor. gerek felsefi gerek fen bilimleri mantığıyla.
mantıklı hareket denir.

bu işi yapana da "çalış çalış" denir. başaranını görmedim.
bir türlü sonuca varamamakla noktalanır nihayetinde ise, "ben anlamıyorum, kafam basmıyor. o halde, bunu yapan benden daha büyük zeka vardır" gibi, akılalmaz bir analojiyle son bulur. bu notkadan itibaren, karmaşık dizaynı yarattığına inanılan, büyük tasarımcı, hiper mühendis tanrı devreye girer. "kafam basmıyor anlamıyorum, ama olsa olsa tanrıdır bunu yapan."
neden var olduğumuz konusunda sorular sormanın, merak etmenin bir sonucudur. evet tamamıyla merak. tabi bu merak, tabiri caizse yeşillik olsun diye uğraşılan bir alan değil, insanların belli amaçlarına hizmet ediyor. mesela teknolojiye.

bu önermenin birden fazla boyutu var, özellikle de metafiziksel boyutu en dikkat çeken alan.
sonuca varamamak önermesi gelmiş. evet, akla çoğunlukla gelen bir sorunsal.
fizik alemi, ister istemez bizlere metafiziksel alana çekiyor, o alanı igilendiren sorular sorduruyor.
5. entry'de bahsolunduğu gibi, ''ben anlamıyorum, o zaman topu tanrı'ya atalım'' mantığı işliyor olabilir ve işlemiştir de.
bunun akıl almaz olduğunu düşünmüyorum.

el kindi'nin geliştirdiği ve avrupa'nın ''the god of the gaps'' dediği bir teorem vardır. yani ''boşlukların tanrısı''.
mantığı şudur ki, biz evren hakkındaki herhangi bir fenomen hakkında çalışıyoruz, mesela standart model üzerinde, fotonu taşıyan parçacık hangisi bilmiyoruz, o zaman burada tanrı'nın eli vardır diyoruz ve işin içinden çıkıyoruz ya da kalp kapakçıklarının işleyişine tam vakıf olamıyoruz ama müthiş bir şekilde işliyor, anlayamadığımız kısımlar için tanrı devreye girer mantığı yerine, yani boşlukların tanrı'sına isnad etmek yerine maddenin neden-sonuç ilişkilerini derinlemesine ele alarak, devinimsel olarak maddenin tüm aşamalarına vakıf olarak ''bu sistemde büyük bir zeka ürünü vardır'' demenin daha mantıklı ve tutarlı olacağını savunan bir sistematidir.

tabi konuyu metafiziksel alana çekme derdim yoktu, o arkadaşın bu konuya girmesi üzerine ekleme yapmak istedim.
evren gerçekten mükemmel arkadaşlar gerçekten.
ayetler var ?