bugün

aslında böyle bir kesin tecavüz durumu yoktur. tabi, yeri ve zamanını sen seç denilmesi daha hoş olur.

(bkz: kadınlık vazifesi)
Evdeki çiftleri rahatsız etme zihniyetidir.aslında böyle birşey yoktur,haksızlıktır efenim.
genelde erkek egomanyasının olduğu toplumlarda ortaya atılabilcek bir başlık.
evliyim diye, karısına her türlü zorlamayı yapabilmeyi; kendinde hak gören çoğu maganda ruhlu erkeğin eyleminin tanımı...

halbuki adam basmış imzayı almış tapusunu.
kadın kişisi, erkeği ne zaman, nerede, ne isterse riayet edecek. eli mahkum hayır demeyecek. eğer demeye kalkarsa önce zorla sahip olunup arkasından tekme tokat girişilecek. hukuki yollara başvurmaya kalkarsa da. mahkeme huzurunda, bana iftira atıyor. yalancı denilecek. aslında kendisinin başkaları ile ilişkisi var. ondan bana hayır diyor. *rospunun önde gidenidir denilerek. cümle aleme rezil rüsva edilecek..

dimi ama sana ne elalemin cinsel hayatindan...
koca bu döver de tecavüz ederek sever de...
karısına tecavüzden yargılanan adam, herhalde dünyanın en şanssız bedevisidir. yazık lan adama.
erkeklerce "sahip olma hakkının" kadınlarca "tecavüz" olarak algılanıp bunu mahkemede ispat ettikleri takdirde TCK 102.maddeye göre 2 yıl ile 7 yıl arasında hapisle cezalandırılmasıdır. tabi hapiste söz konusu "sahip olma hakkı" olan erkeğe * kimler "sahip olma hakkını" kullanır allah bilir.

bir kadın ve erkeğin evli olması kişilerin birbiri üzerinde "sahip olma hakkı" var anlamına gelmez. bahsettiğim kesinlikle namussuzluk yapılması, aldatma veya aldatılma değildir. ancak, ataerkil aile gelenekleri ile evlat yetiştirdiğimiz toplumumuzda, evliliğin erkekler tarafından "sahibin değilmiyim lan istediğim an vereceksin" mantığı ile, kadınların da düzenli olarak yaşadıkları tecavüz olaylarına (ki kadının istemediği her birliktelik bu kapsamda değerlendirilebilir) rağmen bunu normal olarak algılanmasıdır.

bana göre toplumumuzda çocuk yetiştirirken yapılan 2 büyük hata vardır;
1- kız çocuklarını başına gelen ve/veya gelebilecek her olayı kabullenmesi gerektiği gibi bir baskı ile yetiştirmek...
2- erkek çocuklarını da bu başlığı açabilecek ve/veya desteleyebilecek zihniyetle yetiştirmek....

sözün özü: evli adamın eşine sahip olma hakkı, eşin de isteği ile sınırlıdır. geri kalanı tecavüzdür.
tapu kağıdına değil evlilik defterine imza attığının farkında olmayan bir erkeğin, eşiyle nikahlandıktan sonra keyfince, canı çektiği sürece cinsel birleşme yaşaması hakkı (!) hak? evet öyleymiş bende yeni öğreniyorum. eee sen insan değilsin çünkü ne istediğinin, ne hissettiğinin, sekse hazır olup olmamanın zerre önemi yok. erkek istesin yeter ki. kocan ya. imzayı attı aldı seni. soyadını verdi, kocan oldu. evlilikte sikiş sokuştan ibaret bir müessese zaten. kocalığa gelince ''bik bik bik'' sikinizle beraber hem eliniz, hem beyniniz çalışıyor. böyle konu sekse geldi mi beyninize oksijen gidiyo sizin. valla bak çok ciddiyim. ama insanlığa gelince tık bile yok.
yasalar iki taraflı işler.

bu bağlamda, 'evli bir kadının eşine zorla sahip olması' da aynı suç kapsamında değerlendirilmekle birlikte, aynı yasa maddesinin 2. fıkrasında;

''fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.''

ibaresi işi bozmaktadır. kadın, erkeğin neresine hangi organını sokacaktır? erkeğini damacanaya oturtacak kadın sayısı oldukça az olduğuna ve kadına da cinsel bir haz sağlamayacağına göre bu madde, erkeğin işleyeceği suça yönelik olarak düzenlenmiş bir yasa maddesi görünümü vermektedir.