bugün

bazen zorunlu, bazense hevesle gerçekleşen durumdur. böyle durumlarda şu fark edilir ki, çoğu zaman sizin yokluğunuzda hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu görürsünüz. bu bir yandan iyi bir yandan da içinizi bunaltan sıkıcı bir kısır döngüdür. geriye, eve dönmeye değmişmiş midir? tam olarak cevap verilmesi güçtür. eski günleri hatırlarsınız, artık geride kalanlar. senelerdir tanıdığınız aynı duvarlar, bu kez bambaşka bir suskunluğu çığırtır içinizden. eve mi yoksa bir hikayenin sonuna mı dönülmüşdür, belli olmaz.
çoğu zaman istenilen, ama yapılamayan...
yapıldıgında acı veren, suratınıza çarpılan kapıları sessizce açmaya çalışırken kalbinizin de kapılar gibi gıcırdamaya, inlemeye başladıgı...
yüzlerde aynı ifade... mimikler kaybolmuş.
dönende; söylediklerini yapamamanın utancı. ve çaresizliği gözlerinde...

canımı acıtan; döneceğim, kırmızı kuşak baglı gelinlikle çıkacagım bir kapının, sabah beni öperek uyandıracak bir babanın, ve kardeşimle paylaşabileceğim bir odanın olmaması...

evim nerde benim?
!!!
askerdense tarifsizdir.
en güzel şeydir her yolun sonunda eve dönebilmek.
eşsiz bir duygu. hele sevilmeyen bir yerdense dönüşler ; enfes bir huzur verir.
(bkz: gurbet)
ait olunan yere dönmektir. o yer ana kucağıdır, baba ocağıdır. unutulmamalıdır ki kişi kendini nerede mutlu hissediyorsa evi orasıdır.
Güzeldir. hayat slow motion, background'da mükemmel bir soundtrack havası verir. Yaşamaya değer.
güzel bi tatilden sonra.o kadar zor gelir ki.gerçi evde de tatilde gibi olcan da neyse.çantalarını toplamak falan zor be.
uzun, zor, yorucu ve yıpratıcı bir yolculuk sonrası başa gelebilecek en mükemmel iştir. bazı şeylerin değerinin ne kadar büyük olduğunu görmek için onlar adına perhiz uygulamalı insan kendisine aslında.
nasıl bir hayat yaşadığını ve yaşamak istediği hayatla arasında ne kadar mesafe olduğunu böyle zamanlarda anlıyor insan. ev denilen yer aitlik duygusunun yüzde kaçını karşılayabilir ki diye sorulduğunda belki yıllardır şehrinden çıkmamış bir vatandaş için iç açıcı gelmeyecektir ama kendi yatağın, kendi sandalyen, odanın kendisine has (sana ait olan) kokusu yerine hiçbir şey getirilemeyecek kadar güzidedir aslında.
samimiyetsiz sohbetlerden sonra mübarek bir Olay.
Uzunca bir süredir ayrı kalmışsanız, kendi evinize yabancılaşırsınız.
Eve dönme sevinci, yerini garip bir şaşkınlığa bırakır.
Komşu evine gelmiş gibi hisseder insan, eşyalar yabancı, kokusu farklı gelir.
Oysa evinizdir!
Ve alışmak için birkaç güne ihtiyacınız vardır.
17.00da otobüsüme bindikten yaklaşık 14 saat sonra yapacağım eylem. Öyle alıştım ki tatil için geldiğim bu küçük ilçeye, muhtemelen son saatlerimi ziyan etmemek için çok çok erken saatte (04.14) uyandım kendi kendime. Bedenen eve döneceğim belki ama ruhen dönebilecek miyim merak ediyorum.

Anneannemle sabah erkenden hazırlamaya giriştiğimiz van kahvaltısı, aile bireylerinin bir arada bulunduğu kalabalık yer sofraları, kavak ağaçları, Van gölü, inci kefali, balık bendi, Erciş ilçesi, ilçe kütüphanesi, tertemiz hava, kalbi güzel insanlar, tatlı tatlı bakışlar atıp da tanışmaya çekinen küçük çocuklar ve daha niceleri ile...

Kalbim eve dönemeyecek. Çok sevdim seni Erciş.
Yürüyüştense rahatlatır. An itibariyle yaptığım gibi. Bunaltım geçti oh bee.
Düşündüğüm. Yalnız nereyi evin olarak gördüğüne göre değişir. Benimki aile evi değildir mesela.

Bazen büyük bir yalnızlık bile Etrafında anlamayan insanların olmasından iyidir.
cuma günü döndüm. evin kokusu değişmiş. sanırım annem kullandığı yumuşatıcıyı değiştirmiş tesadüfe bak ki evdeki yeni koku tanıdık. cumadan beri evin içinde yalnızca bı kokuyla savaşıyorum. ara ara kalbim sıkışıyor, içim daralıyor, kafam anılara dalıyor, anlık yok oluyorum ama halledeceğim.