bugün

zorunda olmaktır, çok şeyden ötürü mecbur kalmaktır.
hayatım boyunca özleyebileceğim zilyon insan tanıdım, ayrı kaldım, özledim, ağladım ama böyle bi özlemi hiçbir canlıya hissetmedim. kucağına doğmuş seninle 16 koca ay geçirmiş, tek amacı seni korumak ve sana sevgi göstermek olan, hiçbir zaman seni başka birine tercih etmeyecek bir canlıyı bırakmak..
ona bensiz geçireceği zamanda aynı 6 yavru bir dişi han gibi bir bahçe mutlu sevgi dolu ve hayvandan anlayan bir çift bırakmış olsam da içim rahat etmiyor.
yeri gelince "bi an aklımdan çıkmıyor" deyiverirdim. bir düşünce beyninden çıkmıyorsa diğerlerini de alıyor. kafasız sinek gibi dolaşıp, balık gözünde bulanık görüp, insanların "abartma alış iyi olcak hayvan o duyguları senin kadar gelişmiş değil" cümlelerini çıkarıyorum diğer kulağımdan. film şeridi gibi fifisini ojeleyen teyzeler, abaza goldenli erkekler, petshoptan aldığı gibi hayvanı bahçeye bağlayan matildalar geçiyor gözümden..
yutkunuyorum, ağlamayacağım diyorum, ağlıyorum. elbet alışacağız hatta o belki alışmıştır bile.