geçmiş zamanda ki haberleşme sisteminin o devirde bile şiirlere, romanlara, şarkılara konu olabilecek kadar saygı duyulduğu gerçeğidir.

örneğin, şu zamanımızda bile ayıla bayıla okuduğumuz, bizi hüzünlendiren, burnumuza portakal çiçeği kokusu taşıyan, bir hayalden diğer anılara götürebilen şiirlerde, mektup, telgraf gibi haberleşme cihazları geçmektedir. ve bu hiçbir şekilde şiirlerde sırıtmamakta aksine daha hoş anlamlar katmaktadır ama günümüze bakacak olursak, ismail yk nın '' facebook facebook her gün aradım durdum '' şarkısı zibidilikten öteye gidememektedir. bu olay ismail yk dan değil facebook u tema aldığı için hissedilmektedir.

mesela,

twitter da gözlerim yaşlı yazdıklarına baktım.
ah birde facebook da çevrim içi olsan...
ne olurdu msn nende engellemseydin beni.
kız çıldırıcam yoksa sildin mi beni ?

ne kadar saçma geliyor değil mi ?

bundan 1 asır sonra ne olur bilemem lakin bu yüzyıldaki iletişim sistemi çok cıvıklaşmış hiçbir şeyin anlamını bırakmamıştır.
ucu yanık mektuplar yazamadan ve alamadan yaşanan aşkların iyi anlattığı durum...
mesela dumanla iletişim çok saygın bence. derdini anlatması zaten zor bide anlaması var onun. şimdiki iletişim ortamında cümlenin sonuna bi gülücük koymadın diye bambaşka anlamlar çıkarıyoruz. adamlar o gülücüğü dumanla yapıyomuş. ateşi yakıp öylece bıraktınmı da asadsfdsasasdasd tarzı random gülme oluyodur heralde.
mektubu tek gecerim, bazen sevgilime gondermedigim mektuplar yazarim.

not: evet sevgilim yok, ben sizofren takiliyorum, oyle yaziyorum kendimce.
genç wertherin acıları okunurken çok iyi anlaşılan önerme. ayrıca mektupu tek geçerim.