bugün

üzerinde takım elbise varken 1.90'lık adamı ağlatma sanatıdır.
facebook ta yan tarafta arkadaşınız olabilir diye çıkan eski sevgili ile aynı acıyı verir. bir zamanlar sevgilindi ama şimdi arkadaşın olabilir dostum. olabilir.
orada yaşananların film şeridi gibi gözünüzün önünden geçtiği münasebetsiz hatırlayışları tetikler.
böyle bir durumdaysanız eğer muhtemelen unutamadıgınız sizde derin izleri olan biridir eski sevgili. çok yere gitmişliğiniz kuvvetle muhtemeldir ancak bazı yerler ve bazı yerlerde yaşananlar unutulmamaktadır. unutamayan insanın kendisine zarar vermesinden yıpratmasından ve başa dönmesinden başka bir şey degildir(yaşadım biliyorum). bunun yerine arabanızla gece geç saatlerde evinin önünden geçip odasına bakıp bi özlemek üzülmek daha makbuldur(bu da yıpratır aslında).

en iyisi hiç bi yere gitmemektir.
acı çekmede birebirdir. gidilmemesi gerekilen yerlerdir eski sevgili ile gidilen heryer.
tek başına tavla oynanmıyor. hele ki o öğrettiyse...
onun memleketindeydi buluştuğumuz yerler. belki gidiyordur, ağlamaklı oluyordur. belki de... kim bilir.
dolaştığın o ufacık şehirde bir çok yerde anıların varsa yaşanılmaz gelir orası artık.
abartmaya gerek yok lan herkes de bir salya sümük olm ya benim gibi evde görseydin en son o zaman ne yarak yiyecektin ? eve mi girmeyecen puşt he ?
adeta bir dedektif gibi kanıt aratır insana, şurda oturduk şöyle yaptı şunu dedi,öyle desem ne olurdu gibi saçma sapan paranoyaklığa sürükleyen bir eylemdir, mekandan ayrılırken bir hüzün çöker, bir daha gelmek istemediğini düşünürsün.
ve anıların canlanması. ardından bir depresyon hali...
sonrasında rakı içmeye sebep olur.
yağmur yağarsa o yağan yağmur kezzap görevi görebilir ve içiniz acırken gülümsetebilir.
unutan adama koymaz, unutamayan adamı yıkar.
okulda yapıldıysa eğer bu son görüşme sıçtığınız resmidir. siz siz olun kuytuyu ücrayı bilhassa allahın unuttuğu yerleri seçin ki yolunuz bi daha düşmesin.
benim için sorun olmayan durumdur. hatta o anı hatırladığımda "lan bizim gerizekalıyla da gelmiştik buraya ne malmışım amk" diye tepki veririm genelde. ama genelde. * *
çoğu romantik filmde rastlayabileceğimiz, über klişe eylem. *
en son kendi evinizde gördüyseniz bi bok olmayacak durumdur.
birde oralardan biri " delikanlı nerde? " diye sorunca daha da koyan olay.
Götu parmakla parmakla nereye kadar.
gitme abi amacın ne yani mazoşistmisin.kafanı çevir geç yani.
hayalinizin arkasından seslenmektir. onun oturduğu tarafı boş bırakarak sanki o varmışçasına saatlerce boş boş bakmaktır. işkencedir kısacası.
özledin sen onu demektir.
senelerce aynı kafeye gidersiniz. "cooking house"
çalışanlarına bir fotoğraf çeker misiniz diye ricada bulunmanıza bile gerek yoktur.

- "abi çekeyim fotoğrafınızı buradan çok güzel görünüyorsunuz" diyen garsonlar bile vardır.

ayrılık henüz taze, sırf dertlenip acı çekmeye dalarsınız kafeden içeri.

öyle iyi yerinden de bir masada otururken, yine o aynı sevimsiz garson "beyefendiyi bekleyecek miyiz? yoksa siparişinizi alayım mı?" diye sorar.

beyefendi öldü dersiniz. garson dumur. cidden dumur. ııuuuıuuuu ediyor öylece.
bir demlik çay verir misin der, kafayı tekrar karşıya çevirirsiniz.

ha şimdi seneleri aştık tabi. o garson yok. ben de acı çekmiyorum. gidince bir ekmekte çorba içip keyfime bakıyorum.
Boktur. Saf saf o yerlere o yöne doğru bakılır iç çekilir falan.