bugün

karşılaşan eski sevgilinin sizi bir an da tanıyamamasıdır. tanımamak değil burada ki olay tanıyamamak.

şöyle ki bugün tam 145 gün önce ayrıldığım ve 2 yıl boyunca aşkını yaşadığım, yaşattığım insana ben de kalan hatıralarını vermeye gittim. Bunca zaman da anca cesaretimi toplayabildim.

Ayakkabı mağazaları var zaten içeri girdiğim de yanında arkadaşları vardı. bana dönüp 'Hoşgeldiniz' diye gülümsedi. yanına yaklaştım. yüzü bembeyaz olmuştu zaten. rafta ki ayakkabıyı kenara doğru ittim, atmadım. o köşeye eşyaları bıraktım. onca kelime bestelemişken aklımda sadece 'bunlar ben de kalmışta' diyebildim. tanıyamadı zaten yaklaşana kadar. e normaldi bu 20 kilo vermiştim aslında o da çok isterdi hep kilo vermemi. başka bişey diyemeden çıktım mağazadan. öyle türk filmlerinde ki gibi gelmedi tabi arkamdan bunu da istemezdim zaten. o eşyalar ben de bir yükmüş demek ki. teslim edince rahatladım.
bir ayrılığın ruhsal tasviri, çok başarılı kısa metrajlı bir senaryo olmuş. Önemli noktaysa kilo vermeden seni tanımasaydı daha büyük felaket olurdu. (bkz: geçmiş olsun)
pompa durumu yoksa normaldir, bu hız çağında liselilerin bile ayda 3 sevgili değiştirdiğini düşünürsek çok çok normal.
(bkz: otur ağla)