bugün

Belki de hayırlısı buydu ikimiz için, ama şunu bil; seninle çok farklı şartlar da tanışmayı, daha güzel bir ilişkimizin olmasını çok isterdim.

Her şeyin hayırlısı, şunu bil; ben seni Senin beni sevdiğinden daha çok sevmistim..
merhaba iki gözüm
merhaba iki gözümün nuru
merhaba sevgilim
merhaba unutamadığım kadın
merhaba kalbimdeki kırık
merhaba içimdeki ümit
nasılsa gitmeyecek sen de görmeyeceksin diye şimdi gönlümün istediği gibi yazabilirim sana. modern zamanların laneti yada armağanı.. mektubunu yolluyorsun ama yolladığın mektubun okunmayacağını da biliyorsun. eğer kimse sorgulayamayacaksa ve ben seni rahatsız etmemiş olacaksam yani yazdıklarımdan senin bile haberin olmayacaksa sanırım bu benim için armağan. ve sen yada eş dost günün birinde bendeki özlemi sorsalar yolu açık olsun deyip kapandı o defter diye ahkam keserken kimseciklere belli etmeden içimden geçenleri, seni ne kadar özlediğimi, nasıl hasretini çektiğimi ve artık kimseyi sevme ümidim kalmadığını... hepsini sana içimden geldiği yazabilmenin mükemmel bir yolu.
o kadar özledim ki sana sarılmayı... o kadar özledim ki yüzüne dokunmayı... yanağındaki gamzeni, çenenin sol tarafındaki etbenini... vücundandaki benleri.. derin derin uyumanı izlemeyi.. sıcacık uzun öpüşlerini... masumiyetini, bazen saflığını.. çaresiz hissettiğinde sana sarılmayı yada o anlarda sırf yüzün gülsün ve sen mutlu ol diye verebileceğim herşeyi sana vermek istemenin müthiş hissini.. seni o kadar çok sevmenin saadetini...
çok özledim..
olmayacağını bile bile özlemek her çırpınışta daha da içine çeken bir bataklıkta olmak gibi. ama senin adın özlem zaten. fakat tek başına sözlükteki anlamıyla değil. sana hitap edeceğim zaman ne desem dediğim günlerde dediğim gibi. bir kelimeye bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim.. özdemir asaf öyle söylemiş hani. hani ben de sana bunu söyleyip özlem demiştim. işte öyle özlem.
sen canım sıkıldığında sana geldiğimi söylerdin hani? bir türlü anlatamadım sana aslında sensiz canımın çıktığını..
belki sana kızmak bencillik, hayatın bıraktığı o kadar ize rağmen şapşallık belki. anlatamamak benim eksikliğimdi belki. yada anlamamak senin hakkın.
seni sevmekten vazgeçememek ne zor işmiş.. sanırım tüm kabahat sendeydi gerçekten seviyordun çünkü beni bir zamanlar. benim aklımsa almıyordu kalbimi söküp sana verebilecek kadar seni çok severken ellerini çekmeni. hala almıyor ya...
şimdi nerdesin, ne yapıyorsun bilmiyorum.. hayatının en mutlu günleri belki de. işte böyle düşündüğüm anlarda aklıma nazımın o şiiri geliyor.
"o şimdi ne yapıyor şu anda şimdi şimdi" diye düşündüğü.. çektiği hasreti çok naif anlattığı şiir hani.. sen benim onu bildiğimi belki bilmezsin ama beni her okuduğumda tebessüm ettiren işte o şiiri..
şimdilik elvada canımıniçi. varsayalım ki sana sımsıkı sarıldım. varsayalım ki teninin kokusunu içime çeke çeke öptüm seni. kavuşmak imkansız da olsa seni düşünmek güzel şey.
Ne güzel söylemiş şair: aşk kağıda yazılmıyor...
Senin krallığında güvende ve mutlu olmalıydım şimdi u...ama senin bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde yıkanıyor..
(bkz: neyzen tevfik)
yürü be ehl-i deve endamını göreyim
sensiz gecen günlerin ecdadını .ikeyim
ben mecnunmuyumki bir .m için çöllere düşeyim
mecnunuda .ikeyim leylayıda
Duygularımız çok yakındı. Ayrı şehirdeydik sadece...

Tek isteğim gelince ellerini tutmak, ipince beline sarılıp seninle uyumaktı... Ama olmadı.

Napalım. Hayırlısı artık...
evet hatalı olan hırbo olan dürzü olan addö olan gobbo olan bendim be sevdiğim. sen gittikten daha fazla çöktüm, zevkin mutluluğun ne olduğunu unuttum.
Dünyada çocuğumun olmasını istediğim kişin. Keşke senden bir evladim olsaydı keşke o beyaz pamuk gibi teninden bir bebecik olsaydı. Birlikte aile olduk birlikte uyur birlikte bakardık dudaklarına bile erişmek zor ama seni sevmek kolay bak kolaya kaçıyorum ama dudaklarından değil sana kaçıyorum sevgilim sana..
Seni nasıl sevdiğimi hala anlayamiyorum.

Bu kadar mi yokluktaymisim.

Pes dogrusu.
benim gibi birini bulabilirsen ablasını falan da bana ayarlarsın.
Biz uzun zamanlarda birbirimizi hem en az hem en çok gören insanlardık. Hep yan yana olma isteğiyle hatırlarken karşılıklı başkaları oldu hayatımızda.. Sonra mı?
Sonra 'biz'olmaya başarabilecek bir yola girdik. Güzel ilerliyorduk hatta, baya güzel. Güzel 'BiZ' olmuştuk. Geldik gittik, 8 saatlik mesafeye rağmen her gece beraberdik, her sabah gün beraber ayıyordu, her gün beraber geçiyordu. Derslere beraber giriyorduk. Stajda çocuklarla beraber uğraşıyorduk. Senin vizelerine beraber çalışıyorduk ben her ne kadar anlamasam da, benim konserlerime beraber hazırlanıyorduk. Baya baya heep ama hep beraberdik. Ve yine sonra mı?
Sonra, kaldıramadın sanırım. Sevmediğini tam 9 ay sonra anladın. Aslında bişeyler hissediyormuşşun ilk başta öyle sanmışsın ama yanılmışsın. Sevememişsin. Evet anlıyorum sevemezsin ama bunu 9 ay sonra anlayamazsın. O kadar şey yaşarken hissettiklerini yabana atamazsın değil mi? Biri hep önce gidermiş zaten sanırım sen hiç gelmemişsin dediklerine bakılırsa. Acı çektim hala çekiyorum. Bu yaşıma geldim 5 yaşındaki çocuğun dizlerinin kanamasından daha çok acı çekiyorum sanki. Gurur falan kalmadı çünkü sana harcadım hepsini, yine gelmedin. Biz olabileceğimize hiç bir şeye inanmadığım kadar çok inandım ama sen gram inanamadın. Olmayız dedin. Şimdi mutluyuz ama sonrası yok dedin. Gelsem yine gitmek için gelicem dedin. Halbuki ben sana demedim mi? ''Mutsuz olalım bizde ne var?Herkes mutlu olucak diye bişey mi var? Bizde mutsuz oluruz. Ben seninle mutsuzluğada varım'' demedim mi adam!? Sen şimdi beni tek başıma mutsuzluğa bırakıp gitmişsin huzursuzluğa bırakıp gitmişsin için rahat mı? Değil biliyorum yani değildi il başlarda 1 ayda toparlandın sen. Senin için iyi bu kötü olmanı istemem ama işte.. beraber iyi olsadık toparlasaydık keşke adam . .
Sonrası rezalet işte hep sonra sonra sonra. . . Ben dibteyim sen yükseliyorsun. Dipten seni görmem imkansız sanırım ama olsun, benim günüm gecem sabahım yine seninle, görmeden de seviliyor da özlemek mesele..
Sen iyi ol ne diyeyim..
"yemişim ercan'ı, ercan kim aşkım, ercan kim? söyle allah aşkına!" şeklindeki sonuna çok güldüğüm umut sarıkaya'nın samimi anısı.
Sabahları uyanınca
Gözlerinde hep beni bulacaksın
Kalbin hep yarım kalacak
Aradığım nedir diye soracaksın
Benim gibi olmayacak
inanma
Benim gibi olmayacak
Sonu bendim
Sen benim "Aşk'erim'din.."
Oysa simdi artik yoksun.. Bana yoklugunu lutfettigin icin aslinda sana tesekkür etmeliyim. Cünkü artik beni sürekli aglatan, sevgime zerre kadar inanmayan, aska yabanci, oysa adinin manasi "yürek" olan, bakislarinda okunan tek sey "sevmek" olan bir adamdin... Gittin.
Seninle askerlik yaptim ben be... Dis görüntümü sürekli degistirmeye calistin, modern ol dedin biraz, kestir su saclarini, giyim tarzini degistir.. Bir gün bile sözünden ciktim mi senin? Esin dostun dügününe gitmedim, ablamla hastaneye gitmedim, babama utanmadan seni cok sevdigimi ve senden baskasiyla evlenmeyecegimi söyledim. Biliyordun oysa, bizim buralarda ayiptir babaya böyle seyler söylemek!
Ailene kendi ailem kadar deger verdim. Her kandilde, her bayramda, her sevindirici ve üzücü durumlarda arayip sordum... Dilerim Allah'tan, ailene hic deger vermeyen bi kizla evlenesin. "seviyorsan mutlulugunu istersin".. Ama ben seni sevmiyorum, mutlu olma. simdi senin modern, cok güzel, harika ses tonu olan, "tam istedigin gibi" bir sevgilin vardir... Bunlarin hicbiri umurumda degil, dedim ya tek istegim, benim gibi "sözünden cikmayan ve ailene deger veren biri olmasin", yeter. Söyleyeceklerim bu kadar degil ama sen bunlarla yetin .. Bana hakaretlerinden sonra tek yaptigim "hoscakal" demek olmustu sana... Icimde kalanlar agirlik yapti affet. Tekrardan hoscakal yalanci.
defalarca bir şeyler karaladım, yırttım ve çöpe attım.

anlaşılan ben başkalarına seni anlatmakla, kendime seni anlatmakla mutlu olamıyorum.

o halde eskisi gibi devam edecek her şey.. seni, beni, bizi ve herkesi sana anlatmak.

bir tesadüf üzerine bulduğum ekşi sözlük hesabına mesaj atmayı düşünüyorum.

niye telefon değil? niye mesaj değil? niye mail değil? ben de bilmiyorum.

belki de seni sözlükte tanımamdan gelen bir durum bu.

açıkçası ne tepki vereceğini de bilmiyorum. okur musun yoksa o hesabını da mı uçurtursun?

tek bildiğim tek kelime bile cevap yazmayacağın.

halbuki ne güzel ayrılmıştık senle.. ağlayarak ve sarılarak.. havaş otobüse binmiştim senden yüzlerce kilometre uzağa gitmek için. pencereden birbirimize bakmıştık ve benim dudaklarımdan gözyaşlarıyla inen tek cümle vardı : "seni seviyorum." dudaklarımı okuyarak senin de söylediğin tek kelime: "ben de."

böyle ayrılmışken, niye bu kadar uzaksın bana, neden? anlam veremiyorum. ama tek bildiğim yapamıyorum. daha hala rüyamda seni görüyorum ve gördüğüm adam bana diyor ki: " hep sev beni, olur mu?"
zaman makinem olsa onu ilk tanıdığım zamana dönsem.

ona soğuk davranirdim bir kutup gibi fakat Mersin havası kadar isindim ona. güneş bile farklı. karanlık bile aydınlık.

Soğuk duvarlar artık konuşuyor. Uyumadan önce tavana baktığımda bana film bile oynatiyorlardı. filmin adı ise " aşka ısınma turları".

Zaman su gibi akıp geçiyordu. hiç farkına varmadan 3.ayimiza girmiştik. sıkılmadan bıkmadan. Fakat sende bi Götlük seziyordum. insanları taniyinca değişir. .

her geçen gün her verdiğim değer için ağzıma sictin sevgilim. artık güneşin doğmasını istemiyordum. duvarlar soğukta ve sızıp kalıyordum hemen keşke sende benle kalsaydın.

filmin adı Değişti " aşkın amina koyanlar " oldu. bunu sen yaptın. yönetmen sensin başrol ben. Fakat yönetmen ben olsaydım seni oynatmazdim o filmde. o kadar güzeldin ki kiskanirdim.

artık çirkinsin sevgilim.

artık yalnizsin sevgilim.

Beni yalnız bıraktığın için belkide.

Neden böyle yaptın sevgilim ! demedim.

vardır bi bildigin.

ve giderken filmimizin ismi bir kez daha değişti adıda;

hayatımı siktin sevgilim.
Yaratici kufurler içerme olasiligi bayagi yuksek olan mektuptur.
millet ikimizi ikiz zannediyordu, komiktik, sevgiliden başka birbirimize herşey oluyorduk. iyiydik.
söyleyeceğim şu ki; bok mu vardı da gittin? rahat mı battı? manyak mısın? madem sevmiyorsun neden ayrılırken hala kendini de beni de kandırıp seviyorum bilmem ne falan diye yutturmaya çalışıyorsun?

neyse onu bunu bırak kendine cici davran. sıcakta gezince kızarmış tavuk gibi oluyorsun gülesim geliyor sonra. hafif tebessüm edince de sana sırıttım sanıp egon tavan yapar diye korkuyorum aslında. her neyse, özel bi insansın. bil yani. annenlere selam. *
Umarım Yaşattığın her şeyi sen de yaşarsın.
Teşekkürler lan vallaha teşekkürler. Bana umursamamayı öğrettin.
merhabalar eski sevgilim,

yedi ceddinin amına koyim. orospu çocuğu.

en içten sevgi ve saygılarımla.

sosyalistkamyoncu.
benden sonraki hayatında umarım hiçbir zaman mutlu olamazsın daima seni köpek gibi kullanmaya çalışan insanlarla dolsun etrafın allahtan tek isteğim bu şuan. gayet samimi bence he birde mutluluklar mı dileseydik ?
bir guzellik yapsana gece bende kalsana hop hop yanlis oldu. tum pompalar senin olsun ve sana son sozlerim am got memedir.
Hayatımda iyi ya da kötü anlarım oldu senle, ama yine de sana kötü bir şey demeyeceğim. Benden daha mutlu ol, ama bensiz ol. Denenmiş bir ilişki, bitmiştir. Ama her zaman saygıdeğer biriydin, öyle de kalacaksın.
Benim kadar iyi bir insanı zor bulacaksın. Seveni de. Hatta belki hiç bulamayacaksın. Dileğim şudur ki; benden sonrakiler iki gram et için senin peşine düşmüş olmasın. çünkü sende en az benim kadar iyisin. Ve olur da geri dönersen, bıraktığın yerdeyim ben.

Aylar sonra gelen edit: Döndü ulan.

Edit: Ayrıldık amk. Arkadaş olarak daha samimi görüyormuş hanfendi.