bugün

başımızın etini yiyen zırvadan başka bir şey değildir. soykırmadık lan batı!
soykırsaydık keşke dediğim sorun. nerde yapmadık etmedik dediğimiz şey varsa bunca yıldır başkalarına kabul ettirilmeye çalışılıyor. keşke yapsaymışız da çeneleri bu kadar açılmasaymış.
soykırsaydık şuan bunu konuşacak ermeni olmazdı diye düşünüyorum. o yüzden (bkz: ben hayır diyorum)
1923'de lozana gelen ermeni başbakanı 130 bin ermeninin hesabını sormaya geldim demiştir. verdiği rakamda kısmen haklıdır zira 130 bin ermeni 1 yıl arayla yapılan osmanlı nüfus sayımlarında eksiktir.

1914 osmanlı nüfus sayımına bakanlar osmanlı sınırları içinde yaşayan ermeni sayısının yaklaşık 1 milyon 200 bin olduğunu görür. 1915 olayları sonrası tehcir için yapılan sayımlarda yaklaşık 1 milyon ermeninin bulunduğu belgelidir. ilk bakışta 200 bin civarı bir nüfus azalması dikkati çeker.

ölüm sebebi belli olan ölenler ayrıldığında akibeti belirsiz olan ölü veya diri ermeni sayısı 130 bin kadardır. nitekim lozandaki ermeni başbakanı bu rakamı dillendirmiştir.

daha sonra bu rakam 60'larda 500 bine, 80'lerde 1 milyona, 90'larda 1.5 milyona ve günümüzde bazı yerlerde 2 milyona kadar çıkmıştır. sanırım bir 15-20 sonra 3 milyon rakamını da duyarız.

peki bu 130 bin ermeninin ne kadarı ölüdür, ölenlerin hepsi katledilmiş midir?

salgın hastalıklardan ölen ve akibeti belirsiz olanlar var zira 1915 olayları sırasında yani tehcir öncesinde de yaşadıkları yerden göçen ermeniler var haliyle yolda ölenler var akibeti bilinmeyen. ayrıca yine akibeti belirsiz olan osmanlı ordusu saflarında savaşan ermeniler var, rus ve fransız ordusu saflarına katılmış ermeniler var, osmanlı ordusunca tepelenmiş ermeni çeteler var ve tabi 1915 yılı içinde başka ülkelere göçmüş ermeniler de var ki bu kesim 130 bin rakamının hatırı sayılır kısmını teşkil etmektedir.tüm bunların kaydı tutulamadığı için 130 bin kişilik bir rakam farkı ortaya çıkıyor.

mutlaka 1915 olayları sırasında katledilen ermeniler de vardır.ama sayıları herhalde bu 130 binin yarısı bile değildir. tabiki 10 kişi bile ölse her ölüm acıdır ancak bir de öbür tarafın kayıplarına bakmak lazım. bu 1915 olayları sırasında ermeni çeteler ve özellikle doğuyu işgal eden ruslarla birlikte hareket eden rus ordusu içindeki ermeniler tarafından katledilen türkler osmanlı kayıtlarına göre 514 bindir.1920 paris barış konferansına katılan ermenilerin sunduğu raporda ise anadoludaki ermeni ayaklanmalarında öldürülen türklerin sayısının 1.4 milyon olduğu iddia edilmektedir. sadece van'da 80 bin türkün ermeniler tarafından katledildiği sabittir.bir tek vanda yapılan katliamlar dahi katledilen masum ermeni sayısına belki eş değerdir belki de fazladır.

tahmin ediyorum 1.4 milyon rakamı biraz bol keseden atılmış bir rakamdır.tarihçilerin osmanlı nüfus sayımlarından tepist ettikleri müslüman sivil kayıp sayısı belirttiğim üzere 514 bin civarı. ama tabiki tıpkı ermeni kayıplarında olduğu gibi herhangi bir katliama uğramamış ancak salgın hastalık,göç vb nedenlerle akibeti belirsiz olanlar da vardır bu 514 bin rakamının içinde. ama ermenilere kıyasla oran olarak mantıken çok çok daha düşük olması gerekir ve zaten rakamın büyüklüğüne bakıldığında 250 bin sivil müslüman dahi katledilmiş olsa bu çok büyük bir katliam demektir.

dolayısı ile bir kırımdan bahsedilecekse bu en başta türklerin hakkıdır.öldürülen ermeninin belki 5 belki 10 katıdır öldürülen müslüman tebaa sayısı.

tabi bölgedeki türkler ermenilerden çok daha fazladır sayıca ve ermeni çetelerinin bu katliamlara başlamasının bir nedeni 1.dünya savaşında ruslara,ingiliz ve fransızlara karşı savaşan osmanlıyı sırtından vurmaktır diğer neden de meşhur wilson prensiplerindeki 12.maddedir yani bu katliamlarla bölgede sayısal üstünlüğü ele geçirip doğu anadolu topraklarında hak iddia etmektir.

ermeni çetelerinin bu denli büyük katliamlara girişmesinde bölgedeki er kişilerin silah altında olmasının etkisi büyüktür.ama tabi nihayetinde bölgede çoğunluk lazıyla,çerkeziyle,arabıyla,türkmeniyle,kürdüyle türklerdir. haliyle ne kadar genç insan sayısı az olsa da bu katliamlara karşılık vermeye başlamışlardır işte tam bu noktada batılı devletler devreye girmiş ve bölgedeki ermeni halkının korunmasını, korunamıyorsa güvenli bir şekilde tehcir edilmesini istemişlerdir osmanlıdan.

osmanlı da tehcir kararı almıştır. 1915 sonlarındaki sayımda 1 milyon kadar bir ermeni rakamı mevcuttur bunların 400 bin kadarı doğu bölgesinde ikamet etmekteydi ve bu ermeniler tehcir edilmiştir.

tehcir sırasında da ölenler olmuştur.genel iddia 10 bin civarıdır.ama 50 bine yakın kayıp olduğu da iddia edilmektedir.yalnız bu iddia sahipleri 50 binlik kayıbın büyük bir kısmının osmanlı sınırları dışında arap aşiretler ve eşkiyalar eliyle yapıldığını da iddia etmektedir.verilen rakamlar farklı olsa da bu kayıpların bir kısmının salgın hastalıklar nedeniyle olduğu bir kısmının da gerek osmanlı sınırları içinde gerekse dışında bazı aşiretler ve eşkiya diye tabir edilen çetelerin saldırıları sonucu oluştuğu açıktır.

nerden bakarsak bakalım acı bir tablodur.yüzyıllarca birlikte yaşamış iki halk emperyal planlar uğruna birbirine kırdırılmıştır. ermeniler emperyalist devletler tarafından devlet vaadiyle kandırılmış ve emperyal devletler eliyle 19.yy'ın sonlarında peydah edilen ve bugünkü pkk benzeri terör yapan ermeni çeteleri 1.dünya savaşı ile birlikte büyük katliamlara başlamış bir yandan da osmanlı ordusunun ikmal ve lojistik gücünü çeşitli saldırılarla körletmeye çalışmıştır. bu katliamlar arttıkça bu kez müslüman tebaa örgütlenmeye ve ermenilere karşılık vermeye başlamışlar neticesinde paniğe kapılan batılı emperyalistler osmanlıya telkin yoluyla tehcir kararını aldırtmışlardır. savaş sırasında arkadan daha fazla vurulmamak işine geldiğinden osmanlı yönetimi de bu tehcir kararını gönüllü biçimde uygulamıştır.

soykırımdan bahsedebilmek için o soyun mevcudunun hatırı sayılır kısmının sistemli biçimde yok edilmesi lazım.oysa bol keseden atsak dahi tahminen 50 bin civarındadır katledilmiş sivil ermeni sayısı oysa osmanlının sivil kaybı bunun en az 5 katıdır ve katliamları başlatanlar da ermeni çetelerdir.

2004 senesinde avusturyada türk-ermeni tarihçiler platformu adıyla bir toplantı organize edilmiştir avrupalı çeşitli tarihçiler tarafından. iki tarafın iddialarını destekleyen 100 tane belge ortaya koymaları ve belgeleri değiş tokuş yapmaları istenmiştir.ermeni tarihçiler 100 kadar belge sunmuşlardır fakat türklerin sundukları 100 belgenin tamamı bu ermeni tarihçilerin belgelerinin aslıdır.yani ermenilerin belge diye ortaya koyduğu bir takım yazışmaların,resimlerin orjinalleri ortaya konulmuştur türk tarihçiler tarafından.

bunun üzerine ermeni tarihçiler sinirle toplantıyı terketmişlerdir ve platformu organize eden diğer avrupalı tarihçilerin girişimleriyle 2.bir toplantı tertip edilmesi konusunda 2 taraf ikna edilmiş ve iki tarafında 80'er adet yeni belgeyi 2.toplantı öncesi değiş tokuş etmeleri noktasında bir uzlaşma sağlanmıştır. ancak ermeni tarihçiler o vaad ettikleri yeni 80 belgeyi hiçbir zaman bu platforma sunamadıkları için 2.toplantı kaç yıldır hala gerçekleşememektedir. toplantıya katılan türk tarihçilerden biri de dönemin türk tarih kurumu başkanı bugünün mhp milletvekili yusuf halaçoğlu'dur.

sonuç olarak bu sözde soykırım konusu türk tarafının her zaman rahat rahat çürüttüğü gülünç bir iddia olmaktan öteye gitmemiştir ancak emperyalizm türkiye üzerinde bu soykırım yalanını bir koz olarak gördüğünden bu gülünç yalan Türkiyedeki aciz ve hatta işbirlikçi iktidarlar üzerinde çok zaman bir sömürü yöntemi bazen de intikam aracı olarak kullanılmıştır. nitekim çeşitli ülke meclislerinde kabul edilen bu sözde soykırım yasalarının kabul ediliş tarihlerine baktığımızda tamamına yakınının 1990'lar ve özellikle de 2000'li yıllar olduğunu görürüz. yani türkiyenin gaflet, dalalet ve 2000'ler itibariyle de hıyanet yıllarıdır bunlar.
ermeniler ne çabuk unutmuş köylerdeki toplu mezarları ? canlı canlı derilerini yüzdükleri insanları ? karnını yarıp çocuğunu çıkardığı hamile kadınları ? kırmışsak da tüm bunların bedelidir . eyvallah deyip teşekkür edecek değildik sanıyorum .
ermenileri soykırsaydık şu an ermenistan olmazdı heralde.
ermeni soykırımı vardır diyen soy özürlüler erzurum ve kars tarafına bir gitsinler. oradaki dedelerimizi ve ninelerimizi bir dinlesinler. asıl soykırım kim tarafından ve nasıl yapılmış bir dinlesinler. hatta yolu düşenler bir azerbaycan a karabağ a kadar da uzansınlar...
balkan savaşlarına bakılmaksızın, tek taraflı olarak, ermenilerin öldürülmesi ya da tehcir edilmesi tamamen insanlıkdışı kabul edilebilir. lakin 1. balkan savaşında, türk halkıyla içli dışlı yaşayan balkanlar, bir anda türklere düşman kesilmiş ve katliama soyunmuştur.
benzeri bir olayın, doğuda da yaşanmaması için ermenilere tehcir yaptırımı uygulanmıştır. bir devletin bekası açısından da gayet yerinde bir davranıştır. bununla beraber, katletmek/öldürmek elbette kabul edilebilir bir olgu değil lakin ilk savaşı başlatanların da ermeni çeteler olduğunu gözden kaçırmamak gerek.
(bkz: vur kır parçala bu maçı kazan)

görsel
Doğu anadolu'da soykırım yoktur. Bu bir de facto dur. Birinci dünya savaşı koşullarında osmanlı devleti yasal hakkını kullanarak techir ile bir de facto yaratmıştır. Osmanlı devleti ancak techir esnasında can ve mal emniyetini sağlayamamakla suçlanabilir. Burada ki fiili durum kızılderili savaşlarında usa fedaral hükümetinin uyguladığı rezarvasyon politikası ile bire bir aynıdır.