bugün

(bkz: erkek adamın erkek sevgilisi olur)

aynı traveler ibnesi gibi konuştum.
baska türlü olamadiklari icin.
keske olmasalardi ama böyleler yani.
Pvhy aman abi kendine gel burada döşü kıllı atletli abimizsin sen. Gel iki pes atak kafanı dağıtırsın.*

Bence erkeklerde sorun yok asıl sorun karaktere göre eş seçilmemektedir.
görsel
(bkz: erkek adamın erkek sevgilisi olur).
Hayır....
hangi erkekler diyeceğim de...
bir anı akla geldi, anlatalım da gülelim bari.

1990'ların başı, gençlik mi serserilik mi ne derseniz deyin altın çağlarımız. ülke şimdi ki halinden bir 30 yıl ileride.
taksim parkında evlendirme dairesi olduğu tarafta masalar sandalyeler o zamanlar çay meşrubat yanında bira servisi de yapılıyor.
o zamanlar henüz beyaz adam taksim meydanı, gezi parkına dalmamış ve son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak durumda değil.
yaz mevsimi akşam olmakta serinlik çökmüş biraları 5 arkadaş yudumlarken yan tarafta 7 kişilik grup, 2 erkek 5 kız. hallerinden belli, 2 kız ilk defa buluşacakları erkeklerle yanında kız arkadaşlarını da sigorta olarak getirmiş veya ailelere "mervelerdeyim" diye bahane uydurmuş. 2 genç biraz maço tipli, ellerinde tesbih ama kıro değil.

bizim grubun içinde m. diye bir arkadaş var, kendisi devlet güzel sanatlar akademisinde okuyor. part time discolarda dj'lik yapıyor. hepimizde saçlar uzun, kulakta küpe, sakal bıyık yok.
neyse, m. ile yan masada boşta olan kızlardan biri ile tatlı tatlı keşişiyorlar. arkaşım m'yi uyardım "oğlum, çocuklar delikanlılığın taksim distribütörü gibi, kızlara hava olsun diye gelip pislik yapmasınlar" dedim. m. bana "hallederiz, sorun değil" dedi.
korktuğum başıma geldi, 10 dk geçti, m'nin kestiği kız yanında ki diğer kız arkadaşının kulağına bir şeyler söylemeye m'ye bakarak kıkırdamaya başladı.

masada ki lavuklardan biri bunu fark etti ve ters ters bize bakmaya başladı. bu sırada m. arkadaş sahne sanatları okuyor. gözünüzü kapatın ve arkadaş konuşsun tam bir kadın sesi, kadın konuşuyor dersiniz. böyle müthiş bir yeteneği var.
biraz sonra masada ki lavuklar kızlara hava atmak ve erkekliğin kitabını bize okumak için masamıza teşrif etmesinler mı?
kardeş sen neden masamızda ki kıza asılıyorsun falan derken masada ne çocukların konuştuğu kız, ne de m'nin kestiği kız, ne de m'nin kestiği kızın kulağına fısıldadığı arkadaşı olan kel alaka pozisyonunda 5. kız oradan "sabahtan beri bakıp arkadaşımı rahatsız ediyor" demez mi?
artık kavga kaçınılmaz oldu. şıllık kıskançlık mı hasetlik mi bilinmez ama adeta köpeğe saldır komutunu verdiğinin farkında değil.
arkadaşım m. umarsız gayet sakin bir şekilde höyküren kıza ve erkeğe dönüp cebinden çıkardığı lastik toka ile saçlarını toplarken kadın sesiyle "ayol siz ne diyorsunuz? sen ilk önce kaymış vatkanı düzelt (o zamanlar gömlek bluz çeket vb kadın giysilerinde omuzlarda vatka modaydı) kaymış vatkanla notre dame'ın kamburu gibi duruyorsun" demez mi?
sonra bana dönerek "başkaları ne yapıyor, kime bakıyor diye dikkat edeceğine kendine dikkat etsin bu gacı" demez mi?
ben de efemine bir tavırla "aay kız, doğru söylüyorsun" dedim.
diğer arkadaşlar da bize ayak uydurunca lavuklar "hönk" oldu ve gidip kızların masasına oturdu. tabi bizde bir kahkaha koptu. arkadaş m'nin kestiği kızın suratında bir şaşkınlık...
zaten biraz sonra da kalkıp gittiler.
Duşumu aldım, ferah ferah uzanıyorum.
Yine napmış olabilirim.