bugün

türkiye'de sıkça görülen ama anlamsız hadise. ulan vergiyi veren baban gidiyor ak parti diyor sen hala vergi ot bok diyorsun. bir sor babana neden ak parti diye.
gayet normal olandır. ergenlerin giderlerini devlet karşılamaz; ailesi karşılar ve yaptıkları her harcamanın da vergisi devlet tarafından kesilir. geçen sene çıkan gss'ye bakacak olursanız, 25 yaşındaki adamın geliri bile çalışmadığı durumlarda aile üzerinden hesaplanarak o kişiden seçme şansı olmadan alınır. devlet "ailenin cebine girmişse, senin cebine girmiştir" mantığını uygulamaya koyduğu andan itibaren, ailesinin bir üyesi vergi veren herkesin "ailemden çıkmışsa benden çıkmıştır" demeye hakkı vardır. zaten miras sistemi olan bir toplumda, ailesinin maddi olanakları potansiyel olarak o ergene aittir.
babası,annesi daha az vergi verse daha iyi maddi koşullarda yetişeceğini bilen ergendir.
babası ve annesinin bir bok bilmediğinden emin olan ergenin sıkça vergiden bahsetmesi durumudur. yani herkes yanlış bir tek o doğrudur.
tipik bir ergen sanrısı.
Benim de dem vurmam ve bu başlık benim elektriğe zam adlı başlıktan sonra açılması bana laf atılması gibi olmuş. Şimdi sadete gelirsek ben bu zamlardan ve vergilerden evet şikayetçiyim.Ben de sizin gibi her gün burger kinge gitmek isterdim.Fast food un vergisine de zam geldi. Ben de cesit cesit ayakkabi, kiyafet giymek isterdim! Bende gezmek isterdim! Ama yine de Allah ima sukrediyorum.Okula gidemeyenler var...
"eğitim" gibi anayasal bir hak için "harç" adı altında "haraç" ödemesinden kaynaklanır muhtemel.

bu şuna benziyor;

geçtiğimiz sene istanbul, bayrampaşa'daki sebze halinin "ispark" adlı "kadrolu değnekçi yuvası" tarafından işletilen otoparkın ücretlerine "%200 zam yapılması" sonrasında halden iş alan kamyoncuların kontak kapaması sırasında bir kamyoncu dayının denklemi kurması gibi. şöyle diyordu kamyoncu dayı;

"otopark ücretini üç katına çıkardıklarında aradaki fark maliyete ve pazara yansıyacak ve gene vatandaş mağdur olacak. bir kasa domatese 10 lira nakliye maliyeti eklenecekken 30 lira eklenecek."

bilmem anlatabildim mi?

ya da "araban yoksa benzin zammından sanane kardeşim" diyen gerizekalıların kafasıdır bu eleştiriyi yapan kafa. arabam yok ama o yakıtla antalya'dan yola çıkıp da istanbul'a ulaşan sebzeler gene vatandaşın götüne giriyor maliyet anlamında.

hayır amınakoyim sen ergenliğini, otsbir çekerek geçirdin diye senden sonrakiler de mi düşünüp kafa yormasınlar "ülke hadiseleri" üzerine. bu mudur yani?

ya harbiden bi siktirin gidin lan.

15 yaşındaki kuzenimle siyaset konuşmayı 60'ına merdiven dayamış olup da "özal çok iyiydi" dışında bir siyasi argüman üretemeyen ve "uçak fabrikası" mevzu açılınca, "kanal 6" mevzularına girince "namaz geçiyor" diyerek topu taca atan eniştemle siyaset konuşmaya tercih ederim.
aşk meşk konularından dem vurmaları ile aynıdır. ulan göt kadar boyuyla maaşallah her şeye söyleyecek bir şeyi var.
lise sıralarında ders çalışma arası verip gözlerini sohbet eden arkadaşlarına diken çalışkan öğrencinin duyduğu vergi muhabbeti ileride iş hayatına atıldığında yine işinden başını kaldırıp ta boş boş vakit eğleyen iş arkadaşlarının yaptığı vergi muhabbetinden farksızdır. insan aynı insandır.
Konuşmaması salaklıktır.

içiyorsa sigarasından, elindeki cep telefonunun hem satışından hem konuşmasından, ailesinin ödediği korkunç vergilerden, bindiği servisin mazota ödediği zalım vergilerden bihaberse zaten beliebercıdır.