bugün

evet efendim, durum şundan ibaret;

entryler oylanmıyor mu, okunmuyor mu sorunsalı.

bana sorarsanız okunmuyor. bir de üstüne üstelik okunmadan oy veriliyor. bakıyor gıcık olduğu bir yazar mı, basıyor eksiyi. ya da bakıyor uzun bir yazı mı, insan okuyacak bunları yarram tarzında, basıyor eksiyi.

asıl üzüldüğüm ( bakınız üzüldüğüm diyorum, sinirlensem sülalesine basarım küfürü) durum, girdiğim herhangi bir entry'nin girildiği saniye itibariyle eksilenmesidir. gerçekten mühim değil, artı, eksi sikimde olmaz, uludağ sözlük'te bulunuş amacımız belli zaten, eğlenmek, sohbet, muhabbet, değerli sözlük yazarlarıyla tanıştık. hiç bir şey de bundan değerli olamaz zaten.

gelelim okunmadan eksilenme mevzusuna. okunmadan eksilendiğimi nereden mi biliyorum? şöyle ki bilader 16.48'de girdiğim otuz iki paragraflık bir entry 16.48'de eksileniyorsa, bu durumda bir sıkıntı var demektir. bunu savunacak değilim tabi ki, sadece uzun yazı ya da sevmediği yazarın nickini gördüğü an önlenemez refsleklerini devreye sokan zat-ı şahane; ben sana (+) oyla demiyorum. dinimizin ilk emri bile "oku" demiyor mu? oku bilader, gerçekten oku ama.

ben entryi okumadan oy vermiyorum. gerçekten de okuyorum. ayrıca, bu sözlükten hepimiz gün gelecek, siktir olup gideceğiz. artı ya da eksi oy verme mevzusunu da geçtim, elinizi vicdanınıza koyarak bir işi yapın. kimin de bilmeden kalbini kırdıysak aha mesaj butonu orda. hiç çekinmeden mesaj atsın.

haydi eyvallah..

zorunlu tanım: entrylerin yeterince okunmadığı gerçeğidir.
kesinlik arz eden bir durumdur. zaten hepsinin okunmasını beklemek saçmalıktır. ilgisini çeken entry okunur diğerlerine bakmaya gerek görmez. gayet doğal bir durumdur.
hele de uzun yazılmışsa şöyle bir başına göz atılıp rastgele oylandığı gerçeğidir.
okumuyorsun bari oylama, ben de her şeyi okumuyorum sonuçta herkesin her yazdığını okuyacak vaktimiz yok ama okumadığımı da oylamıyorum.
yaklaşık 1 metreyi bulan uzun entryleri de artı oyluyorum adam o kadar yazmış en azından emeğe saygı.
sözlüğün hiçbir zaman değişmeyecek olan acı gerçeğidir. bakınız verilen ve en fazla 2-3 cümle kurulan entryler dışında pek okunduğunu sanmıyorum.
ben kendi adıma konuşacak olursam, kısa entyleri okumak ve oylamak yerine, uzunları okumayı ve oylamayı tercih ediyorum. çünkü verilen bir emek var sonuçta. burası bir forum sitesi değil ki sürekli anket dolduralım.
biraz daha duyarlı olunursa, uludağ sözlüğün çok daha güzel bir ortam olabileceğini düşünüyorum.

diğer sözlüklerle karşılaştırmalara hiç girmek istemiyorum, başka bir sözlükte yazanlar oylama farkını çok rahat görebilirler zaten.
bir çok yazarın, ki ben de buna dahilim, entry okuma alışkanlığı yok. sözlük, onlar için * sadece bir yazma aracı. kişisel bir şey sanki, hani ben yazacam hepiniz okuyacaksınız mk şeklinde. bu da ne yazık ki sikimsonik bir durum.
ben yazdığım kadar okurum ikisi de dengeli gider çünkü yazacağım önceden yazılmış mı diye kontrol ederim.
doğru olan gerçektir. sözlükte entrylerin okunup oylanmaması insanı sözlükten soğutuyor gerçekten..
illuminati ile ilgili bir kaç yazımda, başıma gelmiş hadisedir.

Not: Eksi hiç verme demiyorum. Ver, yine ver ama hobi olarak.
çünkü bir etiket mevzusu var. yazarına göre muamele yapılıyor.

ama bu hiçbir zaman değişmeyecektir. çünkü bizler hep, her şeyi bildiğimizi zannederiz. eğer bilmediğimiz şeyler varsa da öğrenmek yerine basarız eksiyi.

cehalet bir girdap, içinden çıkartana ne büyük sevap.
yazarına göre muamele.