bugün

size bebeğim diye hitap edilmesi ama ''o''nun söylediği gibi o tonda ''o''nun söylemesi.
(bkz: süper baba)
çocuklukda oynan oyunlar, o ortam, o yaşta kimsenin çıkarcı olmadan sizi arkadaşı gibi sevmesi. *
pençe atan 2 adet yeğen.
istanbul.
''petibor biskuvi'' caya bandirip yemek. ha birde ''cizi biskuvi'' vardi. ben bu ikisini ozledim suanlik. *
şekerli leblebi tozu mesela. eskiden her köşede satılan, annelerin almayı şiddetle red ettiği anneannelerin ise kıyamayıp aldığı mamul. şimdilerde ara ki bulasın.
özlemek!
Çocukken parkta oynarken ki mutluluğum..
(bkz: huzur) demek insan hiç tatmadığı bir şeyi de özleyebiliyormuş.
çocukluğum.
3 yıl öncesi.
sevdiğimin gülüşü.* *
öğleden sonra okuldan eve gelip,bi'şeyler atıştırmak.sonra biraz kestirip uyandıktan sonra biraz bira içmek.arkadaşlar,sevgili,play station,ödenmeyen elektrik su faturaları,şimdilerde geri ödediğim bursu beklediğim beş parasız günler,makarna,parça kontör.
çocukken sahip olunan özgürlük. sabah oyun oynamak için sokağa çıkmak ve sadece ekmek arası domates almak için eve girmek. ve bu ekmek arasını bitirmek dışında bir sorumluluk alınmayan zamanlar...
(bkz: bandırma)
(bkz: anneanne)
(bkz: anne)
(bkz: abla)
(bkz: baba)
(bkz: dede)
bir de açmayın dedeler.
bir sevgili sıcaklığı özlenmiştir an itibariyle.
çocukken yaşanılan çıkarsız arkadaşlıklar.
her şeyini anlatabildiğin, yüzündeki minicik bir ifade farkından ne halde olduğunu anlayabilen dostlarınla oturup saatlerce konuşmak,içini dökmek, anlamlandıramadığın soru işaretlerini anlatmak ve sonunda "bak canım bu böyle olcak, sen şunda haklısın ama bu kesinlikle olmicak" gibi kesin ifadeleri duymayı özlemek. özlemek ifadesi bile eksik kalıyor galiba...
annedir.
herkes aslında huzur'u özler.
şimdi uzaklardadır.
eğer istanbulda doğup büyüdüyseniz ve trabzon gibi bir yeri kazandıysanız emin olun ki istanbul'dan başka hiç bir şey özlenmez.
Uche-Högh ikilisi .