bugün

aklıma takılan tek bir şey var. bir yazar geldi zirveye. gerekli gereksiz bir sürü ayrıntıyı hemen fark ettiğimden kaçırmadım. kimseye selam vermedi, gitti tek kişiyle konuştu, sonra da kalktı ayrıldı.
bir selam verse borçlu çıkmazdı, üzücü oldu.
yine de güzel insanlarla tanışılan güzel bir zirveydi. evet.

edit: yazar değilmiş kendisi. allahsiz kitapsiz cahil kadin' a teşekkürlerimle...
uzun bir zamandır zirvelere katılmadığım için ilaç gibi gelen zirve olmuştur.
eskisiyle, yenisiyle bir çok yazarla hem sohbet hemde içki tokuşturma fırsatı bulduk. *
yedik, içtik, güldük, eğlendik. yayın ve yapımda emeği geçen herkese teşekkürlerimle . *
vol2'ye katılacağım zirvedir.
Ulan ne zaman oldu bitti zirvesi??
tum karizmam ve heybetimle orda olacaktim. Vay mnskym ya. 2. Zirvede gorusuruz o zaman. Eglenmenize sevindim.
meral ve recep'e ve sonradan gelen nil'e, ulanyum'a, cevher ve cem abi'ye, üşenmeyip istanbul'dan kalkıp gelen malzeme'ye, eşim duygu'ya ve adını yazdırıp gelmeyen tüm yavşaklara teşekkürlerimi borç bilirim...
zirve hakkında ben de birşeyler yazacaktım.

tam elim klavyeye gittiydi ki, erdoğan bayraktar denilen kimsenin yediği herzenin haberini okudum. insanlığımdan utandım.
onun için, "şöyle içtik, böyle eğlendik, şu kadar karı kız kaldırdık" olaylarına girmeyeceğim.

yaptığımız insanlık dışı birşeydi. memlekette bu kadar yoksul ve muhtaç insan varken. herkesten özür dilerim.

not: 16 numarayı tanıyan meşaş atsın.
Güzel bir zirve olmuştur, bitmiştir, keşke bir daha olsundur. Sidarta, cahil kadın ve diğer emeği geçen her kese teşekkürler.
cok guzel zırve fekat bı cıtır oglan kaldıramadan evımde sızdıgım zırvedır. Yanarım yanarım cıtır oglanlara yanarım.

Dogru not: gayet eglencelı ve sevıyelı bır zırveydı. Eglenmeye gelenler, sohbete gelenler ıle bırlıkte ıctık ve sohbet ettık. Yenı guzel ınsanlar tanıdık. Kıskananlar catlasın.... Ozencık, gelemeyenlerın poh attıgı zırve.
güzel bir zirveydi. kapıda victoria' s secret melekleri karşıladı. hepsine birer buse kondurmadan içeri girmedik. sonra bol bol kadın yazarlara asıldık. yüzümüze biber gazı sıktılar. kaçtık. hatun kaldıramadan kaçtık hem de. kaçarken bir seri katile rastladım. boğuştuk. zirvelere gelmeyin. ukala dümbelekleri ve sözlüğü fersah fersah karıştırmayı seven troller için çok tehlikelidir zirveler. yapmayın.
katılmadan kız kaldırmayı başarabildiğim zirvedir. vol 2 sini de bekleriz.
kendini oylayan bir tane aklı selim yazarın zirve hakkında alenen yazılar yazabileceğini görmemizi sağlayan zirve.

zirve hakkında entry giriliyor ardından da istatiklere çıkartma çabası falan.

şimdi yazarın yaptığına bir bakalım:
zirve hakkında girdiği entry nin + oylanma saatleri:

görsel

hah işte olay burda kopuyor. 40 yıllık sözlükçüyüm böyle seri oylanma görmedim. şahsen uludağ sözlüğe ara verdiğimden beri uzaktan takip ediyorum neler olmuş bitmiş diye. lakin bu tarz şark kurnazı hareketler bitmiyor anlaşılan.

zirveye gitmeyi önceden planlamıştım lakin gidemedim. lakin birçoğundan fazla bursa zirvesine gitmiş biri olarak belirteyim ki, yazardaki kasıtlı orospu çocukluğu gözlerden kaçmıyor. böyle fesatlık böyle art niyet kimsede yok anlaşılan. üstelik ben kendime düşeni de yapmışım ilk mesajı atıp olayı sorgulamaya çalıştım ama ses gelmedi.. objektiflik böyle bir şey olsa gerek. her neyse burada insanları salak yerine koymanın toplumu yanlış bilgilendirmenin alemi yok. ayıp.
ne demiş abdullah gül:
https://mobile.twitter.co.../status/56016866145079296

bonus:
götüne yılan giren çıkarmaya leylek arar.

şimdi siktir git de ki moderasyona, "cahil şahsıma hakaret ediyor." ben de çaylak olayım ama senin şerefsizliğin ebediyyen kalacak orda.
katıldığım zirve yazarak entryi tanımladığım zirve. amator sarhoş kullanıcı adı kafa izninde olduğu için buradan yazmama izin verdi arkadaşım.*
--spoiler--
yaşamış olduğum 10142 gece içerisinde boşa geçmeyen gecelerden biri de bu akşamdı o yüzden bu gecede payı olan herkese teşekkürler.
zirveye gelmeden önce her sokağa çıkışımda ki gibi tedirgindim. evden çıkıp metro istasyonun orada "abi metroya binecek param yok" diyen tinercilere rastlamadım. gerginliğimi arttıran sebeplerden biride buydu. daha önce ellerinde robot resmim varmış gibi hiç ıskalamayan adamlar bu sefer es geçmişlerdi* bu işimin rast gideceğine dair bir işaret olabilirdi. şehrin batı yakasını çok yapmacık bulduğum için sevmem ve mümkün olduğunca gitmemeyi tercih ederim. benim için batı yaka yüksek binalı sitelerin, hiç meyvesi olmayan belediyenin yeşillik olsun diye ektiği zoraki ağaçların, ucuz diye çay satmayan müesselerin olduğu yaban ellerden başka birşey değildir. çekinerek mekana doğru yola çıktım.

gittiğimde masada olması gereken herkes girişte güvenlikçi abiye refakat ediyordu. birde maçı izlemeyip 18:00 da gitme planı yapacaktım. mekana yönelik eleştirim yok.* burada yazılan fiyatlarda en ucuz şey olan fıstığa alerjim vardı. koyduğumun dünyasında ne kadar ucuz ve beleş şey varsa hepsi benden öte benden ziyade. işsizlik maaşından bile yararlanamamıştım zamanında.(bunu da bu araya sıkıştırdım ya korkulur benden(kork please)) gidince çeşitliği ve ucuzluğu gördüğümde aç olmama rağmen köfte yedim. sonra neden kilo veremiyorum diye hep dış mihrakları suçluyorum. bende bu ucuzcu ve beleşçi ruh olduktan sonra dukan kitabını yesem nafile. ucuz diye haddinden soda içtim şu an kanımdaki soda oranı çok yüksek. hatta acil kan vermem gerekirse iğne deliğinden mentos atılmış kola gibi çıkar kanım. mekan çok ciddiydi ve güzeldi. bir önceki gittiğim zirve öğretmen evindeydi yine ortam orası gibi olur diye bir haftadır buna http://inciswf.com/avare.swf çalışıyorum. ama çok nezih bir yer olduğu için girişi yapamadım. tam karşımda ilk başta karl marx sandığım 37 derece sola yatık robert boschun resmi vardı. mekandaki tek kusur ahşaplardaki budak sayısının fazlalığıydı. ben marangozların bu kadar budaklı tahtayı yıllar önce reklamlarda "insanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim" diyen robert boscha itelemelerini oturma eylemi ile protesto ettim ama herkes oturduğu için boykotum asimile oldu. fak dünya fak ne zaman kaybolmamıştım ki kitlelerin arasında şimdi farkedileyim.

geleceğim diye isim yazdıran baya kişi gelmemişti. bende o kalabalığa aldanıp geleceğim dedim. yazarlar seyrek olmasına rağmen gayet iyi kotarıyordum. taaa ki japoncum abla ile çokacayipbişey abinin beni teşhis etmesine kadar. yemin ederim bony and clyde bile bu kadar organize bu kadar bir ekip işiyle çalışmıyorlar. japoncum abla "seni daha önceki zirvede görmüştüm" dediğinde konuyu 2001 yılında yayınlanan kınalı kar dizisinde ali öğretmenin doğumgünü kutlanırken köy manzarası olarak tvye çıkışıma getirip "kesin orada görmüşsündür"e getirecektim ki çokacayipbirşey abi pat diye eski nickimi söyledi ve kendime kurduğum sanal paralel evreni yıktı. lisedeki arkadaşlarımın okul numaralarını dahi hatırlayıp her yerde hafızasıyla övünen ben; o dakikadan sonra ne yapsam boştu. o nasıl hafızadır ya önceki gittiğim zirvede yanında oturduğum mendilim yok bile beni hatırlamadı bence normal olan da buydu ortam loştu. neyse ilerde önemli bir yerlere gelirsem(muhtarlık falan) bu ikiliyi inceleteceğim bu iş burada bitmezzz. hayatımda gördüğüm en enteresan insan lisedeyken deterjan yemediği halde ağzından köpük çıkaran biriydi. bir ona birde sınıfın tavanındaki ayak izine bakıp "nasıl oluyor lan bunlar" derken sınıfta kalmıştım. bu gecede buz yiyen bir abla ile karşılaştım. bildiğin buzu maşayla alıp yiyiyor. daha önce hiç buzu gıda olarak düşünmemiştim. şimdi düşünüyorum bence mükemmel birşey. burdan yola çıkarsam ketılda su kaynatıp çorba niyetiyle içebilirim. allahım artık yemek yapabiliyorum evlenmeme gerek kalmadı. mutluluğun üç anahtarını buldum ketıl, su, ahşap sırt kaşıma aleti bu üçü varken evlenmek çok saçma. yanımdaki ignorabimus abinin de yazısı çok güzel. kendi hiyeroglifimle kıyaslayarak söylemiyorum genel anlamda çok güzeldi. sürekli dışarlarda olsa da konuşabildiğim kadarıyla iyi bir insan. kısa bir paragrafta allahsiz kitapsiz cahil kadina açmak lazım hastahanede yattığım zaman bile bu kadar ilgilenilmemişti benimle herkesin tek tek hatırını sordu sağolsun. zaten kimi tanısam iyi insan çıkıyor neden bu zirvede denk geldiğim kişiler dolmuş şöförü olmuyor ki dolmuş şöförleri net kötü insanlar. karşımda oturan mendilim yok ve artı bir mahlaslı ablaların ikide bir ikram ettiği patatesler için teşekkür bütün ikramları reddettiğim için kendimi takdir ederim.

çok isterdim nick yazıp üçüncü lig bloglarındaki gibi tek tek panaroma yapmayı ama yine sessiz kalıp kimselerle tanışmadım. tanışamadım diyemem her seferinde yemez bu mazeret yapımda olan bir öküzlük bu.* olmuyor tanışamıyorum. yine üç delikli tuzluğa kürdan sokmaca oynadım sıkıntıdan. bu sıkıldım mazeretini kullanmam da çok saçma zirveye gelmeseydim evde yabancı dizi izleyecektim alternatifi bu olan insan nasıl sıkılır hala anlamış değilim. freud ölmeyipte detaylı bir analiz yazabilseydi benim hakkımda acaba selamlama dahil üç cümleyi geçebilecek bir şeyler yazabilirmiydi. bu arada üç delikli tuzluğa kürdan sokmaca olimpiyatlara spor olarak alınırsa ülkemi başarıyla temsil edeceğime inanıyorum. kabul edelim ki diğer ülkeler güreşi ve halteri öğrendi artık madalya gelmiyor. ben ise bu dalda alacağım madalyalarla ülkeyi kalkındıracağıma eminim.

--spoiler--
spoiler içinde spoiler verdim şimdi çok bilmişler inceptiondan arakladın diye gelecekler hoşgelmiş olsunlar
zirve başlığında daha önce katılmayacağıma dair bir yazım oldu. kafa izninde olduğum için döneklik yapıp silemiyorum da. gitmeyeceğimi söylüyorum ama sokakta kursta kahvede her ortamda her insana sözlük zirvelerine gitmelerini öneriyorum.

-lan üç sendir yancılık yapıyorsun hala dördüncü olacak kadar öğrenemedin mi şu oyunu?
-koz ver, ihaleli... o değilde namık abi sözlükte zirve yapıyorlar süper insanlar oluyor.
-kim çıkardı lan bu kapalı alanda sigara yasağını acayip acayip insanlar türedi kahvelerde.
-orası da kapalı ama sigara içiyorlar yasalar hep başkaldırı hep isyan
diyaloğu yazarken bir senedir önüme neden çay koyulmadığını anlar gibi oldum.

en sevdiğim şey olan diyaloglu yazılara başlarsam piyes bile çıkarırım buradan o yüzden bu sefer kısa keseyim kalbini kırdığım kimse varsa kusura bakmasın.
hazır spoiler açmışken boşa gitmesin ciddili soru sorayım. ilk gittiğim zirve kına gecesi gibiydi bu akşam ki ise bayi toplantısı gibi oldu. yemin ederim böyle bir dilemma yok benim gittiğim her zirve mi uç oluyor yoksa zirvelerin standardı bu mu?
--spoiler--

herşeyi geçtimde bu 5800 ne çok satmış ya.
--spoiler--

kulaklara kacar oldum senin böbrek bende. şu aralar tübitaka satmaya çalıştığım organik diyaliz makinası projesinde kullanılmak üzere aldık. aldık almasına ama musluk suyumu içiyorsun abi ya böbreğin çok sert. böyle olduğunu bilseydim teşebbüs bile etmezdim neşter, galoş, bone bunlar hep masraf israf.
(14.04.2013 02:11)

gece yazdığım entry haklı bir sebeple silinmiş o yüzden tekrar update ettim. bana burada yazmama izin verdiği için değerli yazar bubama kim vurdu ya ayrıca teşekkür ederim.

görsel
Organizasyonun ne kadar kötü olduğunu söylemeye gerek yok. Mekan olarak daha klas bir yer seçilebilirdi.
Zaten içip kendini kaybeden insanları gördükçe yarısında çıkmak durumunda kaldım.

Tek iyi yönü zirveden kız kaldırmam oldu.
tek bir sorun haricinde gayet eğlenceli geçen zirveydi. fiyatlar, rakılar, mezeler, 4 liraya yenen köfte*...
o tek sorun da ulaşım konusundaki yanlış tarifti. "taksiye bineyim mi?" diye sordukça, yürürsün başgan, yürürsün reyiz, az kaldı sensei diye diye resmen 2 km yürüdüm. hava karardıktan sonra kesinlikle aklı selim bir insanın yürümeyeceği bir yolu hem de. bu nahoş deneyim dışında her şey çok güzeldi. sigara içmek için havuz başında uzun uzun durmamıza rağmen de kimse gelip "içeri geçin la yeter" demedi. zirvenin adının sonundaki "vol 1" ibaresi oldukça heyecan verici, bu güzel mekana tekrar gitmek isterim.

zirveden kız kaldıramadığım gibi zirve sonrası 2 erkek yazar tarafından facebooktan eklendim. böylece facebook arkadaşlarım arasında 12/746 olan erkek/kadın oranım 14/748'ya yükseldi.

neyse ki ekleyenler kulaklara kacar oldum ve kamil gibi tatlı insanlar olduğu için pişman değilim.
zirve iyiydi de bobregimi kim aldiysa versin arkadaslar.
biz çok eğleniyoruz yeeaaaa diye arayıp taciz eden yazarları barındıran zirvedir.
Ayıp lan yaptığınız !
çok sevdiğim insanların ısrarlı davetleri sonucu, bi ara gelmeye ciddi ciddi niyetlendiğim fakat sonra aynı saatlerde galatasaray'ın maçı olduğunu hatırlayınca üzülerek vazgeçtiğim zirvedir. zira o saatlerde takım şampiyonluk maçlarından birini oynarken, bedenim orada olsa bile aklım olmazdı.

lakin burdan sözüm olsun bilhassa bab i esrar 'a, bir gün bir zirevede buluşacaz, olmadı ben kendim özel zirve düzenleyecem bizim asmaların altında.

hadi size iyi eğlenceler arkadaşlar, şuleme iyi bakın heee!
ulaşımı çok zor olmayan zirveymiş. öyle abartıldığı kadar/benim abarttığım kadar(abarttığım entryi silmişim ya neden giriyorsam bu konuya) zor yerde değilmiş. bak hala abartıyor. dönüşte alkollü araç kullanmak istemeyen veya arabası olmayan fakirler için anlatıyorum. (ey fakirler yeteri kadar kalabalık isek hadi diyanet işlerine yürüyelim neden fakiriz diye sormak için) 31/a'ya binmeyin gelene kadar birileriyle tanışıp çoluğa çocuğa karışırsınız o yüzden raylı sistem üzerinden anlatıyorum. bağlarbaşı-esentepe istasyonunda indikten sonra mudanya istikametine doğru kavşağa kadar 300 metre gidilip, oradan da mudanya yoluna karışan hürriyet caddesini hiç sapmadan takip edilince karşınıza çıkıyor. ayrıca ekşi sözlükte mekan hakkında yazılan "bosch" ile alakası olmayan giremez dedikodusu yüzünden buzdolabı ile çekindiğim güzide fotoğrafı göstermeme gerek yokmuş. zaten girişte zirveye geldik diyenlere "ne zirvesi kardeşim security al bunu al al" demeyeceklermiş, içeri buyur edeceklermiş.

cumartesi günü ajandama baktım da papa gibi her saniyem dolu vakıfköyde iki tane maç izledikten sonra eve gelip bursapor maçını izleyeceğim. zirve 18:00'e yetişebilmek için günden güne soğuduğum a takımdan feragat edeceğim artık. sakın bana 18:00 de orada olmaz zorunda değilsin demeyin ben geç gidipte bütün masayı tokalaşmak için dolaşamam. hiç stratejik düşünmüyorsunuz yazıklar olsun. her neyse bu paragrafı bir yerlere bağlamam lazım bu saate maç koyan federasyona gelsin yeter yıldırım demirören(yemin ederim flashtv deki programların moderatörleri gibiyim ya istesem burdan alex fergusonun oyun içi dizilim hatalarına bile bağlayabilirdim)
bir gaza gelip ilk kez katılacağım zirvedir. tanıdığım kimse de yok, sıkıcı geçmez diye ümit ediyorum.
ulaşımı zor olmayan zirvedir. emek hattına binin ihsaniyen durağında inip ziraat tarafına gidin. burdan sonrası biraz karışık anlatsamda bilmeyen anlamaz. siz duraktan inince birine ziraat bosch evini sorun söyler yakındır.
ulaşım çok büyük bir sorundur.
(bkz: zirve için sözlükten şakirt arkadaş edinmek/#19317060)
zirvede ki eğlence dışarı taştı neredesiniz beyler.

görsel
rakı çok güzel, gelsene.

(bkz: everything little little into the middle)

http://galeri.uludagsozluk.com/r/424898/

ulaşım;

1. yol metro: ESENTEPE metro istasyonunda inip 5 dk yürüme mesafesinde ulaşabilirsiniz. mekan, metro istasyonunun alt caddesinde bulunmakta.

2. yol kendi aracınız ile; izmir yolundan mudanya istikametine giderken FSM Bulvarına dönmeyeceksiniz, hürriyet tarafına döneceksiniz. sağ tarafta kalıyor.

3. yol kendi aracınız ile; yine izmir yolunda bulunan BUSKi binasının hemen yanından hürriyet istikametine girip yolu dümdüz devam edin, FSM bulvarına çıkan yola yaklaşırken solda göreceksiniz.

4. güzel bir fiziğiniz, etkileyici bakışlarınız var ise, hoş sohbet, güler yüzlü ve zeki biri iseniz, arayın biz sizi kapınızdan alırız.

5. Kime sorsan gösterir

dahası için aşağıdaki link'e bakabilirsiniz.

http://maps.google.com/ma...p;mra=ls&t=m&z=13

dipnot: zirve tarihi gelenlere kapıda rezervasyon sorduklarında, "uludağ sözlük zirvesi için" geldik, ya da "murat taner adına rezervasyonumuz var" demesi halinde herhangi bir sorun yaşamayacaklar.
yapılacağı mekanın önünden 31-a nın geçtiği rivayet edilen zirve. bursanın en efsane otbüsüdür. en son bindiğimde otobüs o kadar çok dolaştı ki sitelerdeyken sinek kaydı traş olan şöför hürriyette suriye mültecileri kıvamındaydı.
katılmamayı düşünmekten vazgeçip katılacağım zirve.
edit: neden sıkıntı yapıyorum ya navigasyon denen bişey var. bu saatte navigasyonu düşünüyorum inşallah o da beni düşünüyordur.