bugün

hayatı kolaylaştırmanın en kolay ve en iğrenç yöntemi. geri dönüşü olmayan bi yol. dipsiz kuyu işte. karşıdakinin elinde her zaman bi koz vardır siz bu durumda iken. hayattan zevk alıyor gibisinizdir. ama gibisinizdir sadece. en düzensiz halinize gelmektir belki de tek çıkar yol. karanlığın en koyu olduğu an gibi. o an en karadır ama aydınlığın da başlangıcıdır. peki nedir bu düzen, düzensizlik, duzensizligi duzen edinmek?
basit olarak bi bakalım, düzensizliği düzen edinenler ne yapar;

-pantolonla yatmaktan rahatsız olmaz
-çıkardığı elbiseyi katlamaktan nefret eder
-gece erken yatması gerektiği söylendiğinde inadına geç yatar
-asla silgisi olmaz, olsa da kaybeder iki günde
-sıfır beş uçlu kalem kullanır asla ucu olmaz
-parayı cebine buruşturup sokar
-bakkala ne alacağını bilmeden gider
-herşeye bi gazla başlar, asla bitirmez
-sürekli ders çalışma programı yapar, ama sadece yapar
-yarın'ın değeri büyüktür o'nun gözünde
-herşeyi yarına atar
-bugünden nefret eder
-hele şimdi'den iğrenir
-çoraplarının teki kaybolur genelde
-genelleme yapmaktan kaçınır
-kitap defterleri sıfır alır, canına okur sene sonuna kadar
-bardaktan su içmeyi sevmez
-memlekete gidince tüm mahallenin elini öpmekten nefret eder
-birkaç kişi aynı anda yapılan şeylerden hoşlanmaz
-..

diye gider bu!
bir açıdan da aslında hepimizin içinde bulunduğu durumdur. ya da hadi büyük bir çoğunluğumuzun diyelim. gerçi biraz farklı bir açıdan bakacağım. yine "düzensizliği düzen edinmek" sonucunu veren "düzensizlikten bir düzen kurmak" olayı. hiçbirimizin hayatı mükemmel değil, en "mutluyum" anında bile mutlaka düzeninde gitmeyen, aksayan bir teker vardır insanın hayatında. ama bazı insanlar öyle bir hayat kurar ki kendine, bu düzensiz taşların kendi içinde bir düzen oluşturmasıyla üstü düzgün gibi görünen bir yol çıkar ortaya. ama çok tehlikeli bir yoldur bu. o düzensiz taşların birinin yerinden oynamasıyla tüm yol bozulabilir. tıpkı jenga'da olduğu gibi.

esneklik sınırları dahilinde bir insanı olduğu gibi kabul etmek sorunu çıkar ortaya burda; ya da kabul etmemek. öyle ya da böyle insanlar ikili ilişkilerinde karşısındaki insanı "görmek istediği şekle" sokmaya çalışır. bu esneklik sınırları dahilinde yapılırsa sorun değildir. ki bu esneklik sınırları ya da katsayısı her neyse kişiden kişiye değişir tabi ki. ama eğer o sınır aşılırsa, o düzensizlikten kurulan üstü düzgün olan yoldaki taşlardan birisi çekilmiş olur ve güm!... tebrikler; yeni bir şey yarattınız; enkaz.. tadını çıkarın..
bünyenin dağınıklığa, plansızlığa, herşeyi son anda yetiştirmeye uyum sağlamasıdır. odası toplandıktan sonra aradığını bulamayangillerdenseniz sizde bu uyum sürecine alışmış bünyelerdensinizdir. bu eylemi yapan kişilerin sadece kendine zarar verenleri olduğu gibi sen, ben, ona da zarar veren, toplum genelinde kural tanımayanları da mevcuttur ki bunlar otobüs kuyruğunda önünüze atlarlar, yeşil ışıkta durma, kırmızı ışıkta geçmeyi kendinelerine virt edinirler, okula ders saatleri dışında gidip, işe mesai saati bitiminde iştirak ederler. kendi düzensizlikleri içinde kaybolur, topluma uyum sağlamayazlar.