bugün

başlığı biraz daha açalım.

duvarı yıkık, mevcudu 40 kişi, sobalı, çatısı akan, kömürü yetersiz ve hizmetlisinin maaşı okul aile birliğinin yardımlarıyla ödenen bir okul düşünün.
sonra bu okula elinde tablet pc'lerle gelen öğrenciler düşünün..
işte buna şov denir.
işte buna samimiyetsizlik denir.
memleketin okullarını bile hayırseverler, sanayiciler yapıyor.
hizmetlilerin, bekçilerin maaşlarını veliler ödüyor.
yeterli derslik yok!
yeterli öğretmen hiç yok!
aklı başında iş bilen, tecrübeli idareci neredeyse yok!
sıralar eski.
binalar yıpranmış!

sen şimdi kalkıp her öğrenciye bilgisayar vereceğiz diyorsun.
kötü bir şey değil elbet ama, hizmet etmek isteyen adam ilk önce bir bakar "bu sistemin hayati ihtiyaçları nelerdir" diye.

anlamlı deyimimizi de bu vesile ile güncelleyelim:

öğretmeni yok derse, tablet dağıtır sınıfa..