bugün

frank herbert tarafından yazılan fantastik edebiyat serisinin ikinci kitabıdır. hayalgücünü zorlamayı sevenlere şiddetle tavsiye edilir.
en büyük zaferi kazandığında, bir antonius olduğunu düşün. paris'e geldiğini ve o takın altında olduğunu ve bütün insanların senin altında olduğunu düşün ve gücün en üstünde olduğunu.. yalnız kaldığın o anda; "ne oldu be? şimdi ne olacak?" diyorsan, kaybedensin sen. kaybetmişsin. yani o anda, en büyük zaferin içinde kaybetmişsin. --kaybedenler kulübü--

paul atreides'in de bir kaybedenler kulübü mensubu olduğunu farkettiğimiz kitap. aynı zamanda serinin ikinci kitabı. ikinci kitapların, filmlerin, oyunların belki de kardeşlerin ortak kaderi, ilkinin gölgesinde kalmaktır. bu kitap için de benzer şeyler söylenebilir. hayır kitap kötü olduğu için değil, hem ilk kitabın efsaneler arasına girmesinden, hem de ilk kitabın sonunda hikayenin kısmen tamamlanmış olmasından. harry potter ya da klasik örnek yüzüklerin efendisinde, ilk kitaplar genelde hikayeye giriş niteliğindedir. yani kitabın sonunda bir tatmin duygusu yaşatmaz, aksine daha çok heyecan katar. dune serisinde ise paul atreides'in kısmen de olsa tamamlanmış hikayesi, dune mesihi ile devam ediyor.

bu kitapta daha çok paul'ün içsel çalkantılarıyla ilgileniyoruz. halkından uzaklaşan, tanrılaşan, konuşacak, paylaşacak bir şeyler bulamayan paul'un yalnızlığıyla.. önceleri hayatının başarılarını kazanmasına yol açan kahinlik yeteneklerinin, onu nasıl tükettiğini okuyoruz. olaylar aksiyondan, entrikaya, savaşlardan rutine evriliyor. daha felsefik bir kitap okuyoruz. ilk kitaba göre temposu oldukça düşük kalıyor haliyle. tanıdık karakterlerin de kaybından sonra seri nasıl devam edecek merak ediyorum. benzer güzellikte karakterler yaratmak oldukça zor olacak.

şimdilik bu seriye biraz ara vermeyi düşünüyorum. biraz özleyip tekrar motive olmam gerekecek dune evreni için. sıradaki seri diskdünya ya da ejderha mızrağı olabilir. bilemiyorum.