bugün

ilahi vahiyden elde edilen bir bilgiye dayanmadan, doğadaki olgulardan hareketle tanrının varlığını kanıtlama girişimidir.
fideistleri bir kenara bırakırsak, tanrının varlığına neden inanmak gerekir sorusuna cevap arayanların uğradığı alandır.

kutsal metinlerin kaynağı olan vahiy bilgisine dayanmadan, doğadan hareket ederek aklın kullanılması vasıtasıyla tanrının varlığını kanıtlama yöntemidir. bu kanıtlama yöntemi sonucunda üretilen argümanlar, evrensel bir ikna gücüne sahip midir ? tartışmanın en kritik noktası burası. yani doğal teoloji ile ortaya konan argümanlar matematik önermeleri gibi ikna ediciliğe sahip midir ?

üstelik bir başka problem de doğal teoloji yoluyla kanıtlanmaya çalışılan tanrının ,teist tanrı olduğu bilgisine nasıl ulaşıldığıdır. bu tanrı, deistlerin inandığı tanrı da olabilir.

en iyisi biraz daha okuma yapmak.
Doğal teolojinin tek bir temelden yükselen biri diğerinden kaynaklı üç kolu olduğu söylenebilir.

Doğanın, bir doğma olarak açığa çıkmış olma düşüncesi kadim bir düşüncedir. Burada bir yaratıcı fikri, doğmuş olanın yaratılmış olmasına çevrilmesiyle ortaya çıkar. Doğal teolojinin çıkış noktası işte buradadır: doğanın (burada doğa çok geniş anlamda) yaratılmış olduğu varsayımını temellendirmeye çalışır.

Ne var ki doğadan yola çıkarak tanrıya varma düşüncesi ile çelişir burası. Çünkü epistemolojik anlamda bir varsayım olarak "doğa doğrulmuştur, tanrı tarafında yaratılmış" önermesi temeldedir. Şimdi burada öne çıkan iki şey var: (i) doğanın yaratılmış olmasının varsayımına dayanan bu doğal teolojide, tüm işlem, bunu temellendirmedir. (ii) bu temellendirme diğer yönden bir sağlama anlamına gelir ve doğadan yola çıkarak tanrının varlığına ulaşmış olmayı amaçlar.

Doğal teolojide -yukarıdaki entryde ifade edildiği gibi- ulaşılan tanrının deizmin mi teizmin mi tanrısı olduğu tartışma konusudur. Fakat burada öncesel amaç herhangi bir tanrı kanıtı olduğundan ötelenir. Aslına bakılırsa bu soru şu şekilde cevaplanabilir: bahsi geçen tanrı devindiren mi, yoksa yaratan mı?

Her ne şekilde olursa olsun doğal teolojide asıl mesele bu yukarıdakilerden daha başka olarak formülasyondadır. Her yönden tanrının phusis-ötesi olarak varlığa sahip olduğunu temel alan inanışlar, phusis olarak açığa çıkandan Tanrıya nasıl varabilir? Varılsa dahi bu bir metafizik kurgulamadan öteye geçer mi?

Ben bir şey söyleyeyim, ister deist, teist isterseniz ateist olun; önermeler, teolojik olumlayıcı veya ateistik olsun, bunlar temelde önce heidegger'in sorduğu şu soruyu cevaplamalı: tanrının hiçlikle olan münasabeti nedir?

Not: çukulatalı puding değilim.
tanrının varlığını vahiy bilgisine dayanmadan doğadan hareketle ve akıl yürütmeyle kanıtlama girişimidir.

ancak kafama takılan bir mesele var; tanrıya inananlar için kutsal metinlere referans vermeyen tanrı kanıtlamaları ne kadar makuldür. tanrı, bu tarz kanıtlamalara açık kapı bırakmış mıdır ? tanrının bu tarz kanıtlamalara açık kapı bırakıp bırakmadığını, onay verip vermediğini kutsal metinlere bakmadan nasıl bilebiliriz ?

bu soruya "aklımıza danışarak" cevabı verilebilir. ancak aklımızın bu konuda yetkin mercii olduğuna dair bilgiyi nereden alıyoruz ? akıl ve doğadan hareketle tanrının olmadığı yönünde argümanlar da geliştirilmekte.

tanrının bu kanıtlamalara onay verip vermediğini kutsal metinlerden hareketle bulacağımızı düşünüyorum..oysa bu, doğal teolojinin tanımına aykırı oluyor. ilginç