bugün

direkt kendini öldürmek yerine dolaylı yollardan ölüme atlamaktır. mesela bir savaş anında orduya yazılıp savaş alanında siperleri geçip* düşman askerine silahı doğrultup tetiği çekmemeyip ağızla "piyuv piyuv" diye sesler çıkarmak dolaylı intihara örnektir. düşman kuvvletleri sizi atomlarınıza ayıracaktır... veya idamın geçerli olduğu ülkelerde bir uçağı kaçırıp pilotları öldürüp uçak havadayken kadın, erkek, genç, yaşlı, görevli, hostes, yolcu kim varsa hepsine çok seri bir şekilde tecavüz edip çiş gelince toplu halde hepsinin üzerine işeyip sonra hepsini teker teker vurmak ve sonra "ulan uçak düşünce nasıl olsa öleceğiz, idama ne gerek var?" diyerek yarısında vazgeçip yolcuların geri kalanından özür dileyip ölümü beklemek ve silah zoruyla kokpite alınan hostesle uçak düşene kadar iyi vakit geçirmek de dolaylı intihara örnek olabilir. tabii 2. örnek biraz tartışmalı oldu. direktle dolaylı arası bir şey daha çok...
(bkz: kendisi için kiralık katil tutmak)
babaya,
- kalk bana su ver lan, gelirken bir de kumandayı getir!
demek, şaka bile olsa dolaylı intihardır...
2 tabak mantı yedikten sonra halı saha maçı yapıp bir javier zanetti, bir sergio ramos, bir sabri sarıoğlu misali* bir ileri bir geri sağ tarafın çimlerini eskitmek. maç bittiğinde eve kadar direksiyon sallar veya yürürsünüz çünkü bünye kendini kasmaktadır. eve girer girmez tuvalete dalıp öyle bir kusarsınız ki nefessiz kalabilirsiniz. işte bu dolaylı intihara örnektir.
hasta oldugun halde hala icki ve sigara icmek.
surekli dert dinlemek olabilir.
kötü biri olduğunu bildiğiniz halde aşkın galip gelmesiyle evlenmek.