bugün

pastaya mum dikmeyi unutmuş, şuursuzca pastanın kendisine üfleyen münasebetsizdir.
doğum günü pastasındaki mumları dilek dileyerek üfleyen ve mumları üflediği için o pastadan yiyemeyecek olanları hiç aklına getirmeyen münasebetsizdir. çünkü o münasebetsiz simitçiden simit alırken de düşünmez, bunun üzerine kaç kişinin nefesi gelmiştir diye..
bir an, mumların uflenerek değil tükürülerek söndürülmesi gelenek haline gelmiş olsaydı naapardık diye düşündüm.

bir kitapta * * doğum günü pastasındaki mumların üflenmesi sırasında dilek tutma ritüeli ile ilgili bir kısım vardı. doğum günü kişisi mumları üflerken dileğie konsantre olduğu ve etrafındaki kişilerde ona konsantre olduğu için dilek üzerine yoğun bir düşünce gücü oluştuğu, böylece dileğin gerçekleşmesi yönünde pozitif bir enerji yaratıldığı ile ilgili birşey okumuştum.
dogum günü çocugunun arkadası olan ufaklıgın sandalyenin arka tarafından tırmanarak d.g. çocugundan önce davranmasıyla gerçekleşen olayın kahramanıdır bu münasebetsiz diye adlandırılan aslında şirin kişilik.* ama canım üflemeyenin pastasını üflerler. dimi ama?
güncel Önemli Başlıklar