bugün
- vatandaşlık farkı alan otel24
- suriyeliler suriye'ye dönsün11
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- icardi190525
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü14
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence12
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız12
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım16
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
entry'ler (35)
aşağıdaki linkten ikinci sayısına ulaşabileceğiz dergi. herkesin ellerine sağlık, pek güzel olmuş.
http://issuu.com/foreline/docs/foreline2
http://issuu.com/foreline/docs/foreline2
http://issuu.com/foreline/docs/foreline adresinden geçtiğimiz aylarda çıkmış olan ilk sayısına ulaşabileceğiniz dergi.
Boğaziçi Üniversitesi işletme ve Ekonomi Kulübü'nün yepisyeni dergisi.
9 Aralık 2009 itibariyle ilk sayısı çıkarılmış olan Foreline, Türkiye'deki öğrenci kulüplerinin daha önce deneyimlemediği bir 'iş dünyası ve ekonomi' dergisi olma özelliğini de taşımakta. Geçtiğimiz yıllarda kulübün diğer yayınları olan Econorm ve Kariyer Rehberi dergilerinden yayıncılık kültürünü alan ve içeriğini zenginleştirip pazarlama, ekonomi, finans ve iletişim gibi konulardaki yazıları ile okuyucularını bilgilendirecek olan Foreline, yılda 2 kez yayımlanacak.
http://buik.boun.edu.tr/site/index.php?page_id=189
9 Aralık 2009 itibariyle ilk sayısı çıkarılmış olan Foreline, Türkiye'deki öğrenci kulüplerinin daha önce deneyimlemediği bir 'iş dünyası ve ekonomi' dergisi olma özelliğini de taşımakta. Geçtiğimiz yıllarda kulübün diğer yayınları olan Econorm ve Kariyer Rehberi dergilerinden yayıncılık kültürünü alan ve içeriğini zenginleştirip pazarlama, ekonomi, finans ve iletişim gibi konulardaki yazıları ile okuyucularını bilgilendirecek olan Foreline, yılda 2 kez yayımlanacak.
http://buik.boun.edu.tr/site/index.php?page_id=189
"canım senle olmak istiyor" albümü başlı başına muhteşem olan adam. bonus bakınızlar ise şöyle:
(bkz: sevdim seni bir kere)
(bkz: aşkların en güzeli)
(bkz: ikinci bahar)
(bkz: sevdim seni bir kere)
(bkz: aşkların en güzeli)
(bkz: ikinci bahar)
son 2 gündür epey eğlenmemi sağlamış facebook oluşumu. akıl eden ülküdaşların ellerine sağlık. tanrı ingiliz'i korusun. amen.
cengiz aytmatov un yayımlanan son kitabı. ufuk kitap'tan çıkmış.
eskiden anadolu liselerinde gerçekleştirilen fakat şuan istanbul lisesi (almanca) ve galatasaray lisesi (fransızca) hariç hiçbir anadolu lisesinde verilemeyen eğitimdir.
öncelikle bu dahil tüm genellemelerin yanlış olduğunu, söz konusu tezi ortaya atan araştırmacılara hatırlatmak isterim. iq seviyesiyle alakalı bir durum değil bu ama şunu bir derece kabul edebilirim: ateistlerin çoğunlukla eğitimli insanlar olması. bunun sebebi ise kanaatimce allah inancı tam manasıyla oturmamış bir insanın, aldığı eğitim esnasında ateizmle karşılaştığında inançlarını sorgulaması ve neticesinde tanrı inancından giderek uzaklaşması. ayrıca bu insanların acaip zeki olduklarını da kimse söyleyemez, başka karşıt görüşler karşısında inançlarını kolaylıkla yitirebilen bir insanın zekayla ilişkisini kuramıyorum ben.
eski tarkan şarkılarındaki tadı taşıyan oldukça enerjik bir şarkı.
kürekten hentbola kadar pek çok sporun gelişmesine katkıda bulunan bir kurum.
(bkz: sigara şirketlerinin spora sponsor olması)
(bkz: sigara şirketlerinin spora sponsor olması)
türkçeyi bilim dili haline getirebilmek için bile gerekli olan mefhumdur. bugün dünyanın en iyi üniversitelerine bakın, neredeyse hepsi ingilizce eğitim veren okullar. ingilizce giderek bilim dili oluyor. bu çok süper bir dil olduğu için değil, bilimsel çalışmalar o dille yapıldığı için. bizim okullarımız ise oldukça geri sıralarda geliyor sadece bu bile bilimin merkezinin ülkemiz olmadığının kanıtı.
ülkeler bugün bilimde bir yarış içindedir. bilimi bir merdivenin basamakları gibi düşünürsek; bir bilimsel gelişme yakalayan bir ülke bir üst basamağa geçecektir. ve bilimde merdiven atlama yoktur. en üst basamağa geçebilmek için ilk önce senin üst basamağındaki gelişmeleri öğrenmen gerekir. bu gelişmeleri anlayabilmek için o dilin düşünce sistemini * ve teknik terimlerini çok iyi bilmelisin. yabancı dille eğitim yapıp o bilimsel gelişmeleri her yönüyle kavradıktan sonra en üst basamağa geçerken kendi dilini kullanırsın. diğer ülkeler de sendeki gelişmeleri algılayabilmek için senin dilini kavramak durumunda kalır. bu dediğim öyle ha denildiğinde olabilecek birşey değil tabiki. yüzyıllar gerektiren bir birikim fakat bir ucundan başlamamız şart.
insanlarımız her yıl yurtdışına dil öğrenmeye gidiyor. harcanan zamanın da paranın da haddi hesabı yok. oysa yabancı dille eğitim alsalar bu insanlar hem zamandan hem paradan kazanacak. bu tabiki öğrenci için zor -bir yandan dersleri anlarken bir yandan dili kavramaya çalışmak- fakat ileride daha rahat iş bulması için, yurtdışına açılabilmesi için oldukça gerekli.
bir de şu "insanı özünden uzaklaştırır, kültürünü kaybettirir" kısmına değinmek istiyorum. bir kere kendi kültürünü, kendi dilini çok iyi bilen bir insan asla kendi özünden uzaklaşmaz. biz insanlarımıza kendi dilimizi iyi öğretiyor muyuz? hiç yabancı dil bilmeyen insanlar daha mı iyi türkçe konuşuyor? hiç sanmıyorum... düşünülenin aksine yabancı dille eğitim alıp o dilin düşünce mantığını kavrayarak kendi diliyle arasındaki farkları görmesi kişinin kendi dilini daha iyi anlamasını sağlar. tabii şu da var; siz türkçe'yi öğrenememiş bir insana yabancı dille eğitimden önce kendi dilinin eğitimini vermelisiniz zaten. "türkilizce"yi ortaya çıkaran özentiler emin olun yabancı dille eğitim alanlar değil. daha dillerine hakim olamayan insanlarımızın kültüründen uzaklaşmaları için yabancı dille eğitime ihtiyaçları yok inanın.. ayrıca kültüründen uzaklaşsaydı bu insanlar, en başta öğreniminin büyük kısmını abd'de yapmış olan oktay sinanoğlu kültüründen uzaklaşmış olurdu. fakat bakıyoruz ki kendisi bugün türk dilini savunmak için çalışmalar yapıyor. ilk olarak notre dame de sion'da sonra da atatürk'ün de desteğiyle isviçre'ye giden afet inan, ülkesine dönüp türk tarihi üzerine çalışmalar yapmazdı. 15 dil bilen, viyana ve chicago üniversitelerinde de eğitim görmüş olan ilber ortaylı kültürünü kaybetmiş olurdu...
"aman bittik kültümüzü kaybediyoruz, yozlaşıyoruz!" abartılarını bir kenara bırakıp ilk önce insanlara kendi dilini iyi öğretip, sonra üniversitede bilim derslerini ingilizce verirsek daha kolay gelişiriz.
ha bir de artiztik cümleyle bitireyim :"dünyayı bilmeyen dünyanın maskarası olur"
ülkeler bugün bilimde bir yarış içindedir. bilimi bir merdivenin basamakları gibi düşünürsek; bir bilimsel gelişme yakalayan bir ülke bir üst basamağa geçecektir. ve bilimde merdiven atlama yoktur. en üst basamağa geçebilmek için ilk önce senin üst basamağındaki gelişmeleri öğrenmen gerekir. bu gelişmeleri anlayabilmek için o dilin düşünce sistemini * ve teknik terimlerini çok iyi bilmelisin. yabancı dille eğitim yapıp o bilimsel gelişmeleri her yönüyle kavradıktan sonra en üst basamağa geçerken kendi dilini kullanırsın. diğer ülkeler de sendeki gelişmeleri algılayabilmek için senin dilini kavramak durumunda kalır. bu dediğim öyle ha denildiğinde olabilecek birşey değil tabiki. yüzyıllar gerektiren bir birikim fakat bir ucundan başlamamız şart.
insanlarımız her yıl yurtdışına dil öğrenmeye gidiyor. harcanan zamanın da paranın da haddi hesabı yok. oysa yabancı dille eğitim alsalar bu insanlar hem zamandan hem paradan kazanacak. bu tabiki öğrenci için zor -bir yandan dersleri anlarken bir yandan dili kavramaya çalışmak- fakat ileride daha rahat iş bulması için, yurtdışına açılabilmesi için oldukça gerekli.
bir de şu "insanı özünden uzaklaştırır, kültürünü kaybettirir" kısmına değinmek istiyorum. bir kere kendi kültürünü, kendi dilini çok iyi bilen bir insan asla kendi özünden uzaklaşmaz. biz insanlarımıza kendi dilimizi iyi öğretiyor muyuz? hiç yabancı dil bilmeyen insanlar daha mı iyi türkçe konuşuyor? hiç sanmıyorum... düşünülenin aksine yabancı dille eğitim alıp o dilin düşünce mantığını kavrayarak kendi diliyle arasındaki farkları görmesi kişinin kendi dilini daha iyi anlamasını sağlar. tabii şu da var; siz türkçe'yi öğrenememiş bir insana yabancı dille eğitimden önce kendi dilinin eğitimini vermelisiniz zaten. "türkilizce"yi ortaya çıkaran özentiler emin olun yabancı dille eğitim alanlar değil. daha dillerine hakim olamayan insanlarımızın kültüründen uzaklaşmaları için yabancı dille eğitime ihtiyaçları yok inanın.. ayrıca kültüründen uzaklaşsaydı bu insanlar, en başta öğreniminin büyük kısmını abd'de yapmış olan oktay sinanoğlu kültüründen uzaklaşmış olurdu. fakat bakıyoruz ki kendisi bugün türk dilini savunmak için çalışmalar yapıyor. ilk olarak notre dame de sion'da sonra da atatürk'ün de desteğiyle isviçre'ye giden afet inan, ülkesine dönüp türk tarihi üzerine çalışmalar yapmazdı. 15 dil bilen, viyana ve chicago üniversitelerinde de eğitim görmüş olan ilber ortaylı kültürünü kaybetmiş olurdu...
"aman bittik kültümüzü kaybediyoruz, yozlaşıyoruz!" abartılarını bir kenara bırakıp ilk önce insanlara kendi dilini iyi öğretip, sonra üniversitede bilim derslerini ingilizce verirsek daha kolay gelişiriz.
ha bir de artiztik cümleyle bitireyim :"dünyayı bilmeyen dünyanın maskarası olur"
aman yarabbim bir şeker bir şeker ki yirim kişisi, alt dönem insanı. sözlük üstadı oldu çıktı başıma dediğim pıtırım.
prenses versiyonu için:
(bkz: pamuk prenses)
eşantiyonlarıyla birlikte:
(bkz: pamuk prenses ve yedi cüceler)
(bkz: pamuk prenses)
eşantiyonlarıyla birlikte:
(bkz: pamuk prenses ve yedi cüceler)
genelde boş gezenin boş kalfası olmakla beraber öğrencilik gibi mesleklerde yoğunluk gösterir. işbu yazarlar sözlükten başını kaldırabildiği süre zarfında -canı isterse- ders çalışmaktadır ki zordur, çok zordur...
tüm siyasi muhalefetini rte nin dar alandaki kısa paslaşmaları üzerine kurmuş olan baykal için doğru bir yargı.
(bkz: ne onunla ne onsuz)
(bkz: ne onunla ne onsuz)
kırmızı çadır adlı kitabın yazarı olan ve yahudilik hakkında kitapları bulunan yazar.
eskiden hatun kişilerin regl ve lohusalık günlerini geçirdikleri erkeklerin girmesi yasak olan özel çadırlara verilen ad.
anita diamant ın aynı adlı bir kitabı da bulunmaktadır. kitap ,tevrat'tan esinlenerek hz. yusuf'un kardeşi dina'nın ve annelerinin öyküsünü anlatmaktadır.
anita diamant ın aynı adlı bir kitabı da bulunmaktadır. kitap ,tevrat'tan esinlenerek hz. yusuf'un kardeşi dina'nın ve annelerinin öyküsünü anlatmaktadır.