bugün
- kur an çevirisi yapmanın haram olması26
- fenerbahçe17
- dilan dere ile evlenmek11
- sevgiliyle uyumak13
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi13
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen10
- emre belözoğlu15
- sözlüğün en iyi yazarı olmak11
- mert hakan yandaş19
- abberrline9
- mauro icardi22
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray17
- israil'in refahta sivil çadırlarını vurmasi27
- hadise'nin külotla marş söylemesi11
- online 28 yazar şu an ne yapıyor10
- fenerbahçe'nin gs'nin balonunu patlatmış olması20
- müslümanların anadili arapçadır10
- icardi190511
- astrolog meral güven20
- galatasaray ın verilmeyen penaltısı9
- hamas9
- para bok huzur yok10
- albay kemal11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi10
- galatasaray'ın hakemleri kutlamalara çağırması11
- neden yazarlık yapıyorsunuz23
- true karı mı9
- satrançta oyuna beyazın başlaması8
- 195 lik erkek olarak 150 lik kızla çıkmak12
- galatasaray19
- ismail kartal11
- ergin ataman13
- pornhub com10
- fenevin üzerindeki trabzonspor laneti8
- fenerbahçe taraftarı12
- evlenmelik sözlük erkekleri27
- beşiktaşın en kötü sezonunda bile kupa alması9
- ikizler burcu erkeği10
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz12
- aslolan fenerbahcedirin anlık suratı10
- nihavend longa8
- sokak hayvanları uyutulacak8
- 26 mayıs 2024 konyaspor galatasaray maçı10
- mika raun'un gelinlik giymesi12
- istanbul'a taşınmak isteyenler için tavsiyeler14
- true bekarsa ispatlasın13
- sözlükteki en sapık 10 yazar16
- fettullah gülen'in ölmesi22
- ölen arkadaşın karısının seksi olması9
- namaz kılan kemalist fayda görür mü11
ülkedeki mühim konulara harcanacak paralardan daha fazla para harcayan ama dinin anlaşılması namına bi boka yaramayan kurumdur.
hurafeler, yalanlar gırla. elin misyoneri gibi beleş kuran bile dağıtmaktan aciz bu kurumun artık kapatılması yerine hdp'nin önerisi gibi inanç bakanlığı kurulması elzemdir. her inanca eşit yaklaşacak bir kurum lazım.
sünnilikle kafayı bozmuş duşakabinci diyaneti istemiyoruz. benim vergimle ışid kafasını desteklemelerine hayır.
hurafeler, yalanlar gırla. elin misyoneri gibi beleş kuran bile dağıtmaktan aciz bu kurumun artık kapatılması yerine hdp'nin önerisi gibi inanç bakanlığı kurulması elzemdir. her inanca eşit yaklaşacak bir kurum lazım.
sünnilikle kafayı bozmuş duşakabinci diyaneti istemiyoruz. benim vergimle ışid kafasını desteklemelerine hayır.
ne ilginçtir ki bu şuan içinde bulunduğumuz bir durum da değil çünkü cumhuriyet tarihi boyunca da bir boka yaramadı...
daha da acı tarafı her daim devasa bütçelerin kendilerine verilip, yaptıkları ancak birilerinin destekçisi olmalarıydı.
nedeni yazalım;
Diyanet işleri Başkanlığı, erkekte küpenin "mekruh" olduğuna karar vermişti hatırlarsınız. Fakat uzun saçta bir sakınca yokmuş öyle dediler. Koku sürmek de serbest.
Erkekte küpenin "fıtratı bozmak" anlamına geldiğini söylüyor, buna karşılık uzun saçın "peygamber sünneti" olduğunu belirtiyor. Tabii, temiz tutmak şartıyla.
Eğer erkeğin kadına, kadının da erkeğe benzemesi caiz değilse, entariyle gezen Arap erkeklerine ve pantolon giyen birçok Arap kadınına nasıl bir kulp takacaksınız?
Dövme dinen yasaksa, Kürt kadınlarını aforoz mu edeceksiniz?
futbolcu Caner, uzun saçını atkuyruğu yaparsa kötü kişi de, salıverirse mi makbul?
Osmanlı padişahları da, daha birçok Doğu hükümdarı da küpe takarlardı... Batıda aristokrat erkek makyaj da yapardı, atkuyruğu saçla da dolaşırdı, peruka da kullanırdı, yüzyıllarca...
"Erkeğin süslenmesinin yasaklanması", iktidara gelen sınıfının bir akidesidir! bu sınıf, tabii aristokrasiye de bir tepki olarak "sadelikte eşitlik" sağlamak istemiş, süsü kadınlara bırakmıştır.
Alt sınıfların giydiği pantolon da Fransız Devrimi'nden otuz yıl kadar sonra ünlü ingiliz züppesi Beau Brummel tarafından aristokratlar ve burjuvalar nezdinde moda edilmiş, ama önceleri çok da yadırganmıştı... Bu moda cilvelerine "Batılılaşmaktan" hiç hoşlanmayan Müslümanlar'ın da boyun eğmeleri ilginçtir doğrusu!
Şimdilerde kısa saç tutkunluğuna kapılmış olan bazıları, 1870'lere kadar saçları omuzlarında dolaşmış...
"Serseri" ve "bakımsız" görüntüsü verdiği için en kötü eşkal sayılan "pis sakal" günümüzde erkeğin, özellikle genç erkeğin olmazsa olmaz fiyakası değil mi?
Yarın kadınlarda "vatkalı omuz" modası yeniden çıkarsa hepsini eşcinsellikle mi suçlayacaksınız?
Haa, demek ki bütün bunlar "modayla" ilgili ve dinle imanla ilgisi yok. Bir Batı cilvesi.
Diyanet işleri, bu sonuçlara ve yargılara, "halktan gelen sorular üzerine" varıyormuş efendim...
tam da bu noktada hatalar zinciri yaşanıyor! cahil halk diyaneti "fetva kapısı" olarak görüp soru soruyor, ardından diyanet ise adeta fetva verircesine yorum yapıyor...
Mesele de, Diyanet'i bir "fetva kapısı" olarak görmekten kaynaklanıyor. Bu müessese alt tarafı bir devlet dairesidir, başkanı yüksek dereceli bir memurdur ve dini konularda, her ne kadar Zuhal Yorgancıoğlu imzalı şık cüppelerle de dolaşsa, örneğin bir Ankara Müftüsü kadar bile yetkisi olmamak gerekir.
Erkekte küpenin mekruh olup olmayacağına ancak Şeyhülislam karar verebilir. Fakat cumhuriyette de böyle bir müessese yoktur. Diyanet işleri Başkanı ne Halife'dir ne de Şeyhülislam. Fetva kapısı Atatürk tarafından kapatılmıştır(neyse ki!).
Dolayısıyla, Diyanet'in bütün yorumları (bakın özellikle "karar" kelimesini kullanmıyorum) ancak "tavsiye" niteliği taşıyabilirler. Uymak zorunda değilsiniz, küpenizi gönül rahatlığıyla takabilirsiniz...
Lakin, bu olaylar bize, halkın çoğunluğunu oluşturan Sünni kesimin dini konularda mutlaka bir "danışman ve rehber arayışı" içinde olduğunu da gösteriyor. Bir "din otoritesi" istiyor. Cami çıkışında hocaya "meselem var" diye yaklaşmak yetmiyor. Sünniler'in başlarında bir "dede" yok ki...
velhasıl-ı kelam; halk diyaneti "fetva kapısı" olarak görmekten ve diyanetin ise fetva verircesine şovenist tavırlarından vazgeçtiği gün, diyanetin aslında bir boka yaramadığı, hepimizin vergileriyle üzerlerine cübbe geçirip ahkam kesen ahmakların birilerini yalamak için var olduğu fark edilecektir...
daha da acı tarafı her daim devasa bütçelerin kendilerine verilip, yaptıkları ancak birilerinin destekçisi olmalarıydı.
nedeni yazalım;
Diyanet işleri Başkanlığı, erkekte küpenin "mekruh" olduğuna karar vermişti hatırlarsınız. Fakat uzun saçta bir sakınca yokmuş öyle dediler. Koku sürmek de serbest.
Erkekte küpenin "fıtratı bozmak" anlamına geldiğini söylüyor, buna karşılık uzun saçın "peygamber sünneti" olduğunu belirtiyor. Tabii, temiz tutmak şartıyla.
Eğer erkeğin kadına, kadının da erkeğe benzemesi caiz değilse, entariyle gezen Arap erkeklerine ve pantolon giyen birçok Arap kadınına nasıl bir kulp takacaksınız?
Dövme dinen yasaksa, Kürt kadınlarını aforoz mu edeceksiniz?
futbolcu Caner, uzun saçını atkuyruğu yaparsa kötü kişi de, salıverirse mi makbul?
Osmanlı padişahları da, daha birçok Doğu hükümdarı da küpe takarlardı... Batıda aristokrat erkek makyaj da yapardı, atkuyruğu saçla da dolaşırdı, peruka da kullanırdı, yüzyıllarca...
"Erkeğin süslenmesinin yasaklanması", iktidara gelen sınıfının bir akidesidir! bu sınıf, tabii aristokrasiye de bir tepki olarak "sadelikte eşitlik" sağlamak istemiş, süsü kadınlara bırakmıştır.
Alt sınıfların giydiği pantolon da Fransız Devrimi'nden otuz yıl kadar sonra ünlü ingiliz züppesi Beau Brummel tarafından aristokratlar ve burjuvalar nezdinde moda edilmiş, ama önceleri çok da yadırganmıştı... Bu moda cilvelerine "Batılılaşmaktan" hiç hoşlanmayan Müslümanlar'ın da boyun eğmeleri ilginçtir doğrusu!
Şimdilerde kısa saç tutkunluğuna kapılmış olan bazıları, 1870'lere kadar saçları omuzlarında dolaşmış...
"Serseri" ve "bakımsız" görüntüsü verdiği için en kötü eşkal sayılan "pis sakal" günümüzde erkeğin, özellikle genç erkeğin olmazsa olmaz fiyakası değil mi?
Yarın kadınlarda "vatkalı omuz" modası yeniden çıkarsa hepsini eşcinsellikle mi suçlayacaksınız?
Haa, demek ki bütün bunlar "modayla" ilgili ve dinle imanla ilgisi yok. Bir Batı cilvesi.
Diyanet işleri, bu sonuçlara ve yargılara, "halktan gelen sorular üzerine" varıyormuş efendim...
tam da bu noktada hatalar zinciri yaşanıyor! cahil halk diyaneti "fetva kapısı" olarak görüp soru soruyor, ardından diyanet ise adeta fetva verircesine yorum yapıyor...
Mesele de, Diyanet'i bir "fetva kapısı" olarak görmekten kaynaklanıyor. Bu müessese alt tarafı bir devlet dairesidir, başkanı yüksek dereceli bir memurdur ve dini konularda, her ne kadar Zuhal Yorgancıoğlu imzalı şık cüppelerle de dolaşsa, örneğin bir Ankara Müftüsü kadar bile yetkisi olmamak gerekir.
Erkekte küpenin mekruh olup olmayacağına ancak Şeyhülislam karar verebilir. Fakat cumhuriyette de böyle bir müessese yoktur. Diyanet işleri Başkanı ne Halife'dir ne de Şeyhülislam. Fetva kapısı Atatürk tarafından kapatılmıştır(neyse ki!).
Dolayısıyla, Diyanet'in bütün yorumları (bakın özellikle "karar" kelimesini kullanmıyorum) ancak "tavsiye" niteliği taşıyabilirler. Uymak zorunda değilsiniz, küpenizi gönül rahatlığıyla takabilirsiniz...
Lakin, bu olaylar bize, halkın çoğunluğunu oluşturan Sünni kesimin dini konularda mutlaka bir "danışman ve rehber arayışı" içinde olduğunu da gösteriyor. Bir "din otoritesi" istiyor. Cami çıkışında hocaya "meselem var" diye yaklaşmak yetmiyor. Sünniler'in başlarında bir "dede" yok ki...
velhasıl-ı kelam; halk diyaneti "fetva kapısı" olarak görmekten ve diyanetin ise fetva verircesine şovenist tavırlarından vazgeçtiği gün, diyanetin aslında bir boka yaramadığı, hepimizin vergileriyle üzerlerine cübbe geçirip ahkam kesen ahmakların birilerini yalamak için var olduğu fark edilecektir...
yol yabtılar, pardon karıştırdım.
bence gayet işe yarıyor daha 7 trilyonu eritip ek ödenek istemişler.
adamlar yol yabdı yooolll.
adamlar yol yabdı yooolll.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar