bugün

bir nazım hikmet şiiri; ünol büyükgönenç tarafından yorumlanmıştır.*

hava çelik bir ustura gibi
dışarda kar yağıyor
zemherinin en acımasız günleri
dışarda kar yağıyor
öyle masallardaki gibi incecikten
ya da lapa lapa değil
döne döne
buram buram
dışarda kar yağıyor
hava ustura gibi soğuk
minicik elleriyle
üşümüş ayaklarını ovuşturan çocuk
geceleyin araba vapurunda ürkek gözlerle
biletçiyi kolluyor
dışarda kar yağıyor
morarmış ellerini
ısıtmaya yetmiyor nefesi
kimi kimsesi
gidecek bir yeri yok
dışarda kar yağıyor
sırtında paltosu yok
dışarda kar yağıyor
ayağında pabucu yok
dışarda kar yağıyor
hava soğuk çok soğuk çok
gün yılın bir çocuk günü olabilir
yıl dünya çocuk yılı olabilir
onun bunlardan haberi yok
üşümüş acıkmış
sıcacık bir çörek gibi güneşi düşlüyor
sevilmemiş
bilinmemiş
unutulmuş
dışarda kar yağıyor.
kuzeyde kar, diyordu dayım,
kuzeyde kar...
bütün hikaye acıklı bir firar...
bir sürgün diyordu, ülkesinin hapishanelerini bile özler...
unol büyükgönenç'den muhteşem bir yorumu için:
http://www.youtube.com/watch?v=RBnTnP0StV8
"dışarda kar yağıyor
benim içime yağmur
ağlama iki gözüm biraz daha dur..."
ahmet kaya'nın söyle isimli şarkısından.